ilk akla gelenlerden biri ak parti iktidarında ticaret hacmimizin her yıl katlanarak arttığı israil. mavi marmara provakasyonundan yıllar sonra tayyip erdoğan gazze'ye giderken bana mı sordunuz deyip pasta cila çekmişti olayın üzerine. böylece 87 milyonluk ve neredeyse bir asırlık türkiye, 8 milyonluk dünkü çocuk israil önünde diz çökmesini tamamlamıştı.
rusya federasyonu bunlardan, malum uçak krizindeki pilotların fetö bağlantıları saptananamıştı eklemek gerek. tayyip erdoğan 360 derecelik dönüşü sonrası üzerine adamlardan silah satın almamız olayın dramını katlamakta tabi.
erdoğanın liderliğindeyken tükürdüğümüzü yaladıklarımız dersek: almanya-deniz yücel.
kriz çıkarmadan kabullendiğimize örnekte ülkede zararlı olan şirketlerden birinin meclis kanalı ile faaliyetlerine devam edip, serpilmeyi sürdürmesi.
tayyiban ve yavşak medyanın yavaştan yol yapmasıyla belli olmuştur, bunların arasına abd yirminci defa katılacaktır. mütabakat sağlanmiş abd ile bak bak bak.
hep aynı senaryo:
1-bağır çağır meydan oku...
2-el altından bütün anlaşmaları imzala...
fakat bu sonuncu farklı oldu.
bu pazarlık filan yapmadı.
doğrudan güç kullandı.
pazarlık yapacak gücün mü var?
dediğini yaptırabiliyorsan dünyanın liderisindir...
gerisi hikaye...