öyle ya da böyle ciddi düşünüldüğünde Erdoğan Türkiye'de kalıcı bir değişimi meşru yollarla sağlamıştır. Ne demek bu?
Bir kere ülkede ne kadar vesayet makami varsa hepsinin yerine kendisi geçmistir. Örnek verecek olursak 28 şubat sürecinde asker post modern darbe yapabiliyordu. 1980'den -belki cumhuriyetin kuruluşundan- e-muhtıraya kadar bu durum böyle idi. Ancak Erdoğan bu askeri vesayet sistemini tamamen tasfiye etti.
Bir diğer vesayet makamı yargı, tamamen tasfiye edildi. Hoş yerine bisey konulamadı o ayrı ancak yargıçların,askeri mahkemelerin en önemlisi de Anayasa mahkemesinin eski kararlarını veremediğini görüyoruz. Bunun aşıldığı nokta ise parti kapatma davası sürecidir. Adalet ve kalkınma partisine açılan davada daha önce verilen kararlar uygulanamamış parti kapatıl(a)mamıştır.
Bu sürecte Erdoğan şimdiki paralelcileri bir taşeron gibi kullanmaktaydı. Yani tasviye et /yerine başkasını koy/sonra onu da tasviye et modeliyle istediğini elde etmiştir. Bence bu da bir başarıdır.
Çok iyi hatırlamamız gereken bir diger noktaysa abdullah gülün seçilmesi sürecindeki '367' krizi ile siyasette "tam yetki" süreci başlamıştır. Tabi ki cumhuriyet mitinglerinin de katkısıyla 'beklenmedik' destek alan Erdoğan Tam anlamıyla yönetime hakim olmuştur.
Bu arada bazı sessiz devrimlerdr vardır;başörtülülerin sessiz sedasız üniversitelere girmesi,kamuda çalısması hatta doktor ögretmen olmasıyla yaşanan siyasi normalleşme bunun en önemli örneğidir. Anayasa değişikliğiyle c.b. nın halk oylamasıyla seçilmesi sağlanarak gelecekteki "367"ler engellenmiştir. 70 yıldır ülke yönetiminde kendini göremeyen yahut kısa dönemli temsil edilen muhafazakar kesime inanilmaz bir özgüven gelmiştir.
Bir diger sessiz devrim, imam hatiplerin önünu tıkamak için getirilen "katsayı" nın kaldırılması ile hem imam hatiplilerin hem de -daha önemlisi- meslek liselilerin önü açılmıştır. Yeni -nispeten kalitesiz ve yetersiz- üniversitelerin açılması ve yaygınlaştırılmasıyla daha önce üniversite nedir bilmeyen fakir kesimin üniversite ile buluşması sağlanmıştır. Burada önemli olan nokta ailesinde hiç universite okumayan doğu veya iç anadolu kentlerinde yaşayan ve imkanı olmayan insanların üniversiteyle buluşmasıdır. Elbette eğitimin niteliği ciddi tartışma konusudur fakat anlatmak istediğim, yine eskiden ezilmiş olan tabakanın bir anda 'üniversiteli' hissetmesi ve özgüven kazanmasıdır.
Erdoğan sivil meşru bir devrim yapmıştır. Ancak bu toplumun sadece yarısını memnun etmiş,diğer yarısı içinse travma yaşamasına sebebiyet vermiştir.
