geyik muhabbeti olarak yapıla yapıla giderek beyin yıkamaya dönüşmeye başlayan nahoş bir niteleme. arkadaş bu ülkede yaşıyorsunuz, kızlarımızın büyük çoğunluğun hanım hanımcık ve namusuna düşkün olduğunu biliyorsunuz. e, yurt dışına gidince direkt namussuz mu oluyor bütün bu kızlar? kadın düşmanlığını, zenofobiyi, kendine ve ülkesi insanına güvensizliği birarada hap yapıp paketleyen bu tür müstehcen espri(!)lerden vazgeçin artık.
ailesi tarafından erasmusa gitmesine izin verilen bir kızın zaten motor olmaması gibi bir ihtimal yok. sadece daha çok verir. önüne gelenle yatar. yabancıların bir gecelik fahişesi olur. kendi tercihidir. saygı duyulur. ama bunlarla evlenenlere gram saygı duymam.
Birincisi bu tür yorumlar özellikle muhafazakar kesimde kızların eğitimini zorlaştırmaktadır. Erasmusla eğitim almasa ne olucak diyenler kazın ayağı öyle değil. Bu tip konuları duyan bir baba kızının şehir dışında dahi okumasına sıcak bakmamaya başlıyor. Ondan dolayı zaten az sayıda kızın yaşadığı bu durumun tekrar tekrar işlenmesi zararlıdır.
ikincisi zaten o tip bir karıysa o erasmusa gitmese de sonradan yolunu bulur. Erasmusa gidip değişen hatun çok azdır.
Son olarak bu tip kadınlara sesleniyorum yurt dışındaki erkekler tarafından dalga konusu olmaya başladınız.
Olay motorlaşması, kime verdiği değildir. Yaşadığı ülkede, belirli değerler altında kendini sakınarak, başka bir ülkeye gidip bunları ayaklar altına alıp, döndüğünde eski halinden devam etmesidir olay. Evet motorun tanımı budur.
akıllı kızdır. hem sikişini yapar hem de sözlükte sabah akşam ''türk kızı bi başkadır agaa türk kızının yeri ayrıdır agaa'' diyen amsalak orospu çocuklarından birine kapak atar, misler gibi yaşar gider.
amk sığırları sizi. bu motorlar sizin karınız olacak işte. hahaha. acıyorum size.
Fikir ve düşünceleri geliştiği ve türk insanına has önyargılardan kurtulduğu için size öyle geliyor olmasın bacıgardaşlar. Herkes ya motordur ya da benzer bir şeydir çünkü sizin için.
Sen o kıza asla sahip olamayacaksın. Hatta dokunamayacaksın bile. Sen yalnızca annenin senin için beğendiği biri ile takılacaksın. Ve hayatın boyunca Erasmus'a gidebilmiş bir kadını sırf onunla asla aynı seviyede olmadığın için kötüleyeceksin. Annenin senin için beğendiği kıza bakıp hayatından nefret edeceksin.
içinde hep boktan hayatının öfkesini başkasından çıkarma güdüsü ile etrafa salya saçacaksın ama hayatta kendi çocuğundan ve belki döverek kendi karından başka kimsenin üzerinde bir etkin olmayacak.
erkek arkadaşı mevcut değilse, aldatmamışsa çalıp çırpmamışsa size ne yahu? erasmus programı insanların hayatlarında belki görme imkanı bile bulamayacakları ülkelerde kısıtlı süre dahilinde de olsa yaşamak, yeni kültürler tanımak gibi amaçlarla kullanılırsa büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. hayatı boyunca "partileyemediği" günlerin acısını çıkarmayı düşünmek bana ters ama saygı duyarım.
(bkz: herkesin hayatına kimse karışamaz)