türkiye'de üniversitenin ya da öğrenciliğin imkanlarından faydalanmak (yemekhanesinde yemek yemek, devamsızlık hakkını kullanmak, bayramlarda eve gitmek vs) nasıl normal bir olaysa, erasmus da avrupa'daki öğrenciler için o kadar kolay ve normaldir.
türkiye'de ise süregelen challenge burada da kendini gösterir. ya danışman hocanız gıcıktır, ya anlaşmalı okullar ve kontenjanlar kısıtlıdır, bu sebeple çok yüksek ortalama yapmanız gerekir, ya da üniversitenizin avrupa birliği s.kinden kotarabildiği hibe az sayıda öğrenciye yetecek kadardır. dolayısı ile türkiye'deki öğrenciler için erasmus büyük nimettir.
ama bütün bunlar bitip de erasmus programı dahilinde kapağı avrupaya attığınızda, bütün bu zorluklar geride kalmıştır ve artık oradakilerle eşitsinizdir.
cuma gününden beri sabahlara kadar ders çlışmamı sağlayan, alttan dersimin olmaması için yusuf yusuf olduğum, gitmek için hocalara yalakalığın kralını yaptığım program. hayır kazandım, asil listedeyim bırakmıyorlar lan!
düzült: gidiyorum layn haftaya!!!
marmara üniversitesi'nin ingilizce mütercim tercümanlık bölümünde olmayan programdır.
sayın şuursuz yetkililere sesleniyorum: bizim gitmemiz gerekmez miydi asıl?
temel prensibi şudur : gezip tozuyorsunuz, eğleniyorsunuz. birileri üstüne size para veriyor. yapma fırsatı olup da yapmayan çok şey kaçırır. eğlencenin şunun bunun yanı sıra kazandığınız önemli bir bireysel gelişim de söz konusu tabii.
negatif yanı da şudur : adana, urfa, iskender, karadeniz pidesi, kuru fasulye, künefe, döner, tantuni, kokoreç, lahmacun, baklava, ayran, sütlaç, tavuk şiş... özledim lannn.
faydalı bir programdır, en azından türk gençlerinin de akademik platformda kendini ispatlaması ve bu konuda çok da aşağı kalır bir yanları olmadığını göstermek için iyi bir fırsattır. dünya'da kendini ispatlamış bir üniverstede öğretim görevlisi olarak çalışan bir tanıdığım demiştiki " en azından bu programlar sayesinde, türklerden sadece kebapçı vs. çıkmadığını gösteriyoruz, genç beyinlerimizi tanıtıyoruz." Türkiye'nin tanıtımı için de iyi bir fırsat çünkü malesef hala, " aaa türkiye'de alkol tüketimi yasak değil mi yani, başarörtü zorunluluğu yok mu vs" gibi sorular soran veya türkiye'yi gelişmemiş 3. dünya ülkesi gibi sanan insanlar mevcuttur. gidenlerin bazıları ülkesinin değerini daha iyi anlarken, bazıları da nerden geldiğini unutup kendi ülkesini küçümseyici yorumlarda bulunurlar.
bir de şu açıdan iyidir, artık yabancı görünce uzaylı görmüş gibi abartılı tepkiler veren, ağzının suyu akan, yabancı özentisi, yurtdışında bulunmak mucizevi birşeymiş gibi, paso bunun havasını atan tiplemelerde azalma görülür çünkü giden sayısı ve bu imkanlara ulaşan kişi sayısı artmıştır.
sevdiği falan filan bırakıp doğu avrupa'nın seks ve alkol dolu hayatına adım atmaktır-türk zihniyetine göre. olm neyin kafasındasınız siz, ye iç sikiş ne sevdiği falan bu?
sevdiğinden bir gün bile ayrı kalmak ızdırapken anne zoruyla yurt dışına bir yıllığına gönderilmeye zorlandığınız öğrenci değişim programıdır. sizi olduğunuz yere bağlayacak biri olmasa eğlenceli olabilir ama orada sevdiğiniz olmadan geçecek her saniye işkencedir.
soğuğa çare var da sıcağa o kadar değil, en iyisi soğuk ülkeler dedirttiren hede hödö. ancak bazı bölümler vardır ki samanlıkta iğne arar gibi bulamazsınız karşılığı okutulan üniversite.
beni şu an litvanyalarda soğuktan titreten programdır. fakat uçağa atlayıp birden yepyeni bir dünyaya adım atmak oldukça zevkli bir şey. mentorum olan litvanyalı fıstık da baya bir ilgileniyor sağolsun. 5 aylık tatil gibi bir şey şimdilik.
2 ispanyol 1 alman 1 danimarkalı 1 çinli ve 1 türkün* aynı apartta mutlu mesut nasıl yaşabileceğini bana göstermiş üstüne birde ayda 300 euro vermiş program. gideceğiniz yer bir kuzey avrupa ülkesi ve eski komünist bir ülkeyse iki kere düşünmek gerek. zira gittiğim şehirde (bkz: estonya) (bkz: tartu) 1 adet mcdonaldstan başka kapitalizmin bir izini görmek mümkün değildi. ayrıca aralık ayında 3-4 saat olan gündüzler ve -25 derece soğukla boğuşmak da cabası. he birde okulumu bir dönem uzattım sayesinde. öle dersler kebap parti parti dolaşır geçer giderim mantığı ancak portekizde falan işe yarar. benim gibi sakata gelmeyin sonra.
bir aksilik olmazsa bu sene başında beni polonya yollarına düşürecek program.. en başlarda çok kafanızı kurcalar bu olay "lan yanlış mı yaptık acaba, ne bok var gidiyosun kırıp kıçını kalsaydın okulunda" filan dedirtiyor ama sonra "amaaaannn git lan gez gör ülke gör" diyesi geliyor insanın. çıkardım bile 7-8 ülke.. ayrıca..
+ sevgilim de kazandı..
+ aynı ülkeyi kazandı..
+ aynı şehri kazandı...
-sevgiliyi bilmediğin bir ülkeye, tanımadığın insanların arasına göndermek.
-iletişimin pahahalığından telefonda konuşabilme nin değerini bilmek.
-özlem bulutları nın tesiri altında efkar ve hüznün gereğinden fazla bunaltması.
-gurbette hesabı, karşı cinstten bol miktarda türk arkadaşıyla içli dışlı olmanın ötesi ve bunun bünyede yarattığı hazımsızlık.
-zaman zaman gözbebeğinden süzülen sicim sicim yaşlar.
-çevredeki insanların saçma sapan tespitleri nin can sıkması. *
-en güvendiğin de olsa, gözden uzak olan gönülden de uzak olur mu ki muamması nın kafayı kurcalaması.
kısaca sözlük; erasmus, geride bıraktığı kişilerde hüzüne benzer duygular yaratabilir. eşler mümkünse birlikte gitmeli, yoksa çekilir bir şey değil.
rotterdam da doğan erasmus, 1487 de rahip olarak augustinusçular manastırına girdi. 1506 da italya ya giderek sanat doktoru ünvanı aldı. cambridge üniversitesinde ilahihat dersleri verdi(1511) hollanda ya dönerek karl 5 e danışmanlık yaptı döneminin din kavgalarından hoşlanmadığından, katolik ve protestanların nispeten iyi geçindikleri basel e yerleşti ve çalışmalarını yaşamının sonuna kadar orada sürdürdü.
modern düşüncenin ve liberalizmin öncülerinden olan erasmus un siyasal düşünceleri, bütün insanların iyiliği ve barış kaygısından kaynaklanır. luther e karşı hoşgörüyü savunarak akıl ve inancı aynı ülkü içinde birleştirmiştir.
her türk evladının basına gelesi bir programdır.bir de yahu türkler heryerde be kardeşim dedirten şeydir.bir de orgazmus vardır ki avrupanın akdeniz kıyısından erkeklerın kuzey ülkelerınde hint kumasına denk düştügünü anlarsınız,orgazmus o an yasanır yasayan bilir.e tabi en sık kullanılan repliktir -rakı,kebab,döner,istanbul.