bir hafta önceye kadar girmeyi düşündüğüm sınavdı.* artık gidip gelen, gitmek için sınıf kapılarında sınav sırası bekleyen arkadaslarımı izliyorum..genelde de o sınavlar kolay oluyormus öyle dıyorlar! ya da bizim gibi ingilizce bölüm okuyanlara kolay geliyordur herhalde bilemedim!
erasmus proğramına katılmak isteyen bir ogrencinin gitmesi gereken ilk 3 ülke ispanya, italya, polonya.
(bence)
size dönerin, baklavanın hatta yoğurdun bile yunan icadı olduğunu gösterecek ve bunların aslında türk yemekleri olduğu konusunda sizi çeşitli polemiklere sokabilecek programdır. ha hepsi yunan değil elbette ama yunanlarla türkler arasında iyi bir yarış var o konuda. hoş benim için çok da fark etmiyor.
ayrıca;
macaristan'da, bir dönere 350 forint veriyorsunuz, marulsuz olsun dediğinizde 650 forint oluyor. neymiş, özel isteklerde fiyat artarmış. nasıl bir satış - pazarlama stratejisidir arkadaş onca zaman çözemediğim tuhaf konulardan biri bu oldu.
Dilin dile ya da karşı cinse değmesinin dil gelişiminde çok etkili olduğunu gözlemlediğim eğlence programı. Şöyle böyle ingilizcesi olan bir insanın gecenin ilerleyen saatlerinde çatır çatır ingilizce konuştuğuna şahit oldum.
Beni çok heycanlandıran bi programdır.polonya da olacağim 2013 de.bana gezmek istediğim ülkeler için para hesabı yaptıran, aklımda delice soru işaretleri bırakan program.yardımcı olmak isteyen arkadaşlar mesaj atarsa çok sevinirim.
" TÜRKLERiN TERCiHi ALMANYA
Geçen yıl en fazla Türk öğrenci çeken ülkelerin başını 1786 öğrenciyle Almanya çekti. Almanya'yı, 1511 öğrenciyle Polonya, 954 öğrenciyle italya, 727 öğrenciyle ispanya, 544 öğrenciyle Hollanda, 541 öğrenciyle Fransa, 498 öğrenciyle Çek Cumhuriyeti, 402 öğrenciyle ingiltere, 396 öğrenciyle isveç, 394 öğrenciyle Macaristan, 356 öğrenciyle Portekiz ve 297 öğrenciyle Belçika takip etti.
Bunun karşılığında 2010-2011 akademik yılında 4 bin 288 Avrupalı öğrenci Türkiye'deki üniversiteleri tercih etti. Bu dönemde en fazla öğrenci Almanya'dan (1038) geldi. Bu ülkeyi, Polonya (566), Fransa (386), Hollanda (376), italya ve ispanya (259), Litvanya (234), Çek Cumhuriyeti (163) ve Belçika (137) izledi. "
erasmus sadece sınavı geçmek veya bununla birlikte yüksek okul notlarına sahip olmak değildir. başta hepimiz öyle sanarız belki ama asıl kısım sonrasına vizeyi, oturma iznini, pasaportu vs bir çok şeyi çıkarmaya çalışmakla başlar. başta pasaportunuzu okuldan aldığınız harç muafiyeti belgesiyle ve bir kaç fotoğrafla çıkartırsınız ve diğer her şeyin kolay olacağını düşünürsünüz ama asla öyle değildir. la belgesi çıkarmak başlar, vize yazısını aylarca beklersiniz, yurt veya kalacak yer ayarlamaya çalışırsınız daha sonra nice belgelerle ve beklemeyle uğraşırsınız ki vizeyi alana kadar vazgeçmeyi defalarca düşünürsünüz. söylenilenlere göre gittikten sonra pişman olmuyormuşsunuz orası ayrı. *
son zamanlardaki gözlemlerime göre, ders veya akdademik olaylarla alakası olmayan, sabaha kadar parti, karşı cinsten birini götürmece ve biraz da avrupa turu olanakları sağlayan değişim programıdır. eğlenmek ve kültürel tecrübe için gidilir ama akademik anlamda bişeyler öğrenmek, bölümünüzle alakalı kendinizi geliştirmekse amacınız, yanlış seçimdir.
erasmus bana eros u çağrışım yapar.
eros aşk meleği.
aşk demek kız demek. (erkek mantığı)
kız demek sevişmek demek.
sevişmek demek avrupa, amerika demek.
kısacası erasmus demek yurt dışına okumak için çıkıp gününü gün etmek demek.
Çok uzağa değil Yunanistan' a gitmeye hak kazandığım programdır. Corinthos'ta kimse kalmamı tavsiye etmemiştir. En güzeli Atina' da ev tutmaktır. Pasaport ve vize işlemleri de hiçbir sorun çıkmadan, tereyağdan kıl çekercesine halledilmiştir.
iyidir hoştur. hele bir de italya da yapılıyorsa daha bir güzeldir. dışardan bakıldığında ne kadar başarılı bir öğrenci, gidip avrupalarda eğitim görecek diye düşünen çok insan vardır. ama erasmusla giden biri gündüz gezer tozar akşamda erasmus partilerine falan gider. dil de öğrenir kültür de. hiç içmediği kadar içer. gezmediği ülke kalmaz. yakışıklı çocuk/güzel kız arama çabalarına girer.
alınan eğitimden daha çok, bir çeşit kültür değişim programı gibidir. erasmus programı ile değişik ülkelerde okuyan bir çok tanıdığım, okula haftada en fazla iki defa gidip derse giriyorlar, bunun dışında, o ülke senin, bu şehir benim dolaşıyorlar. bir de çoğunun haftalık ajandasında en az üç parti vardır.
özetle, ineklemekten çok, farklı ülkeleri gezme ve kültürlerini tanıma olanağı veren program. eğitim anlamında pek büyük bir katkısı olmazken, dünyaya bakış açısının değişmesi ve gelişmesi konusunda katkısı büyüktür. tavsiye edilir...
ama hedefiniz sadece iyi bir eğitim ise ozaman erasmus yerine, yurt dışında master yapmanız daha verimli olur.