sarıkamış'ta kimi zaman yanlışlıkla birbiriyle savaşıp, kimi zaman donarak ölen binlerce mehmetçiğin müsebbibi. bütün bunların öncesinde almanya'dan talep gelmediği halde galiçya cephesine 30 bin asker gönderip 12 bin şehit verdirmesi başka bir pisliğidir. hiç konuşulmaz.
sarıkamış'ta kimi zaman yanlışlıkla birbiriyle savaşıp, kimi zaman donarak ölen binlerce mehmetçiğin müsebbibi. bütün bunların öncesinde almanya'dan talep gelmediği halde galiçya cephesine 30 bin asker gönderip 12 bin şehit verdirmesi başka bir pisliğidir. hiç konuşulmaz.
bugün kendisini acımasızca, sanki bir düşmanmış gibi eleştirenlerin tamamının bu ülke için yaptıklarını toplasanız onun bu topraklar için yaptığı fedakarlıkların çeyreğine bile erişemezler.
zeki velidi togan'ın anılarına göre tuzağa düşürülerek öldürülmüş, güvendiği türk boyları bolşeviklerle anlaşarak, onu sovyet ordusuna yem etmiştir
90'ların ünlü popçusu burak kut, onun kendisindne 2 yaş büyük ve kut-ul amara kahramanı amcası halil kut'un torunu ve dolayısı ile enver paşanın yeğenidir.
Bugün bir arkadaşım bir yazı paylaşınca aklıma düştü. Demiş ki bizim ki; ittihatçıların kusurlarından biri de yurdışına kaçmalarıdır enver paşayı hariç tutarım demiş.
Halbuki şöyle:
Yurt dışına kaçışı
Düzenle
Filistin, Irak ve Suriye'de Osmanlı ordusunun ingilizler karşısında sürekli yenilgiye uğraması üzerine Osmanlı Devleti'nin savaştaki yenilgisi kesinleşti. 14 Ekim 1918'de Talat Paşa kabinesi, ateşkes anlaşmalarını kolaylaştırmak için istifa ettiğinde Enver Paşa'nın harbiye nazırlığı görevi de sona erdi. ingilizler'in ittihat ve Terakki üyeleri hakkında yakalatma emri çıkarmasından sonra partili arkadaşlarıyla birlikte bir Alman torpidosuyla[15] yurt dışına kaçtı Önce Odessa'ya, oradan da Berlin'e gitti; daha sonra Rusya'ya geçti. istanbul'da Divan-ı Harp, rütbelerini geri aldı ve gıyabında ölüm cezasına çarptırdı. 1 Ocak 1919'da hükümetçe askerlikten ihraç edildi.
(Wikipedia)
“şehid-i muhterem enver paşa hazretleri pek mukaddes ve yüksek bir maksat peşinde buhara'da, belcivan vilayeti'nin çegan isimli mahallinde 4 ağustos 1922 günü kurban bayramının ikinci günü öğle vaktine yakın bir zamanda temiz kanını toprağa akıta akıta, kahraman ve mert bir şekilde şehadet rütbesine nail olmuştur”
Kendisine türlü iftiralar atanlar siz kendinize Türkçü diyip doğuda ermeniler tarafından yağmalanan şehirleri, öldürülen Türkleri çeşitli işkencelere maruz kalan halkı görseniz cidden kendinizi tutabilir miydiniz? Ruslar kuzey doğudan şehirleri işgal ediyor cidden vicdanınız el verir miydi? Sarıkamışta kıyafet götürülmedi diyorsunuz evet götürülmedi çünkü götüren gemiler düşmanlar tarafından batırıldı orda hamle yapmasa yurdun doğusu tamamen düşmanlar altında olacaktı o zaman hamle yapmasa da illaki hamle yapması gerekecekti yine kaynaklar götürülemeyecekti ama artı olarak o vatandaşlar çoktan ölmüş olacaktı konuya tek bir bakış açısıyla bakmayı kesin ki bir şeyler görün.