bugün

bateri suyu almayı ihmal etmezler o gruba bu insanlar. candırlar can. elbette öğrenirler, heves ettilerse giderler stüdyoya gitarla oynarlar. ne var?
ne yazık ki günden güne artan grup kurup, ünlü olma merakıyla yapılan eylem.
eğer ki enstruman çalan kişi çaldığı enstrumanın hakkını veremiyorsa (virtüözlükten bahsetmiyorum, çalarken insanı etkilesin, kayda değer olsun yeter.) ne yaptığı cover'den bir şey olur, ne de çaldığı besteden.
grup kurmak yerine kursa giderek kendini geliştirmeli, enstrumanına hakim olmalı.ondan sonra kursun müzik grubunu, yapsınlar müziklerini.
hem kendileri rezil olmasın hem de dinleyenler rahatsız olmasın.
hele bi grubu kuralım enstrüman işlerine sonra bakarız diye coşum coşum coşan ergen gençlerin sabun köpügü kıvamındaki hevesleri.
(bkz: hepsi)
kendileri dahil olmadıkları sürece grup kurmalarında sakınca yoktur. bir nevi menejerlik olayıdır.
enstruman çalamayan insanların grup yapmasına benzer, kimin ne yaptığı, kimi ya da neyi yaptığı belli değildir.
+abi sen bası al sende davula geç bende gitar çalcam
-iyi de abi biz bilmiyoruz ki bunları çalmayı
+ya olm siz bi başlayın iki aya öğreniriz nolcak sanki çalan nasıl çalıyo

gibi dialoglarla başlayan, 1-2 stüdyoya bile gidilen, fakat sonucu belli olan bir oluşum.
heves meselesidir. O tadı almak isterler ama çalamadıkları için ''bu ne lan, yalan olur'' gibi tepkilerin ardından vazgeçilir.
(bkz: A CAPELLA)
heves işte naparsın denesi iştir.
birlikten kuvvet dogar, enstrumandan katlanilabilir sesleri elde etmek elbet bir sekilde ogrenilecek, edinilecektir. lakin bir arada yasamak, birbirine katlanabilmek zor zanaattir.
(bkz: kervan yolda dizilir)
(bkz: enstruman calan insanlarin grup kuramamasi)
sırlı cam
(bkz: bulmaca kelimeleri)