öncelikle bu mülevves hadise; yutkunmayı güçleştiren, vicdanı hassas naif bünyeleri sarsıcı ve insanda uzun müddet burukluk hissettiren olağan dışı bir tecrübedir. belki cinayete teşebbüs, belki de intihara teşebbüs ettirir ancak her ikisi değilse bile, mutlaka içe kapanıklığa ve asosyalliğe gark eder; kimseyle muhatap olmak istemez, insanlara güveninizi kaybedersiniz.
şöyle ki;
bir akşam rakı sofrasında arkadaşlarla oturmuş iki lafın belini kırıyorsunuzdur, ayıp olmasın diye kafa adamdır diyerekten eniştenizi de davet edersiniz. o da hani bacınızla yeni evlenmiş ve kayınço-enişte ilişkisini iyice yüceltmek adına teklifinizi kabul eder ve yarım saat sonra el sallayarak gelir. ilk kadehi götürdükten sonra alkole karşı zayıf bir bünyesi olduğunu anlar, ama o anki muhabbet icabı sesinizi çıkarmazsınız. saatler geçtikçe enişteniz iyice yamulmaya başlar ve sofradaki genç delikanlıların ağızları iyice bozulmaya, sohbet iyice çirkinleşmeye başlar. alkolün verdiği nahoş etki dilleri çözer, bilinçaltında kalmış sırları açığa savuşturur:
- ulan harbi geçenki karı fenaydı amk ya iliğimi kuruttu allameee
+ hangisini dion la şu ufak boylu olan mı
- hee o kanka
/ kayınço bırakın olm bu manitacılık işlerini evleninnn evleninnn
+ yok be eniştee ne evliliği yaa bekarlık iyidir
(bu raddeden sonra sohbet enişte ve kayınço arasında geçmektedir, sofradakiler öylece dinler)
/ olm sağlam bi karı buldun mu evleniceksin ondan sonra her gün kebapp
+ nası yani
/ bak bana... bak... buldum ablan gibi sağlam gacıyı her gün pompaa, her gün kebap yiyorum amk
+ öğhmm kendine gel amk saçmalama lan
- oha olm enişten sapıttı iyice
/ yok lan iyiyim ben gerçekler bunlar, bizim bi gerdek gecesi oldu var ya dur onu anlatim
+ lan sus kalk hadi kalkıoz hesabı isteyin siz de kalkın gidiyoruz
/ akoyim bi mal var ablanda var ya 5 saat iliğimi kemirdi şerefimi sksinler ki bak samimi söylüyom
+ laaaaaaaaaaaynnn!
işte bu sınırları aşan mülevves muhabbet neticesinde yüz göz olunmuş, bacınızın ne mal olduğunu da az çok anlamışsınızdır. hemen aklınıza "lan benim kız kardeşim böyle skişmeyi nerden öğrendi amk" dersiniz ama çok geçtir artık çünkü elin eniştesi, kız kardeşinize evlilik müessesesi dahilinde olsa bile gıcır gıcır dalgaları dayamıştır. kız kardeşiniz de gayet kaşarvari işvelerle erkeğini mutlu etmiş ve o an bir an gözünüzün önünde tezahür etmiştir. iyice dayanamaz hale gelir ve tam o esnada sofradaki bıçağı alır eniştenize doğru zıplarken ayağınız kayar ve yere düşerken bıçak boynunuzdaki sinirlere denk gelir ve kötürüm kalırsınız, aynı anda da kalp krizi geçirir ve beyninize bir müddet oksijen gitmediği için akli dengeniz yarı yarıya bozulur. yani hem felç kalırsınız hem de ağzınızdan salyalar akar, hastanedeki hemşireler ağzınızdan salyaları silerken ağlarsınız, gözyaşlarınız salyalarınıza karışır, hareket de edemezsiniz, intihar da edemezsiniz...
bu kısa insanlık kıssasından çıkaracağınız ders; herkes bacısına sahip çıkmalı, mümkünse ölene kadar evlenmesine müsaade etmemelidir. siz öldükten sonra ne yaparsa yapsın ama siz ölmeden asla evlenmemeli. yoksa enişteniz bu hareketli hatıraları size anlatmasa bile mutlaka yakın arkadaş çevresine falan anlatır sonra o arkadaşlarıyla bi gün yolda karşılaşırsanız size bakıp gülerler amma sağlam kız kardeşi varmış boşansa da bizle evlense diye ahahahahahahaa tövbe ya ne kötü...
