öncelikle belirtmeliyim ki çok yapmacık ve sakil duruyor.
nihayetinde insansın yani, ne kadar başarılı olursan ol, ne kadar zengin olursan ol, "sikeyim böyle hayatı" denilen anlar az değil. tam tersi, çok yetersiz ve başarısız olsan da "adaletini sikeyim dünya" keza... bu engelli arkadaşların verdiği mesajlar, kendilerinin insan değil de insan suretli melek oldukları yönünde. sürekli bi hayatın ne kadar güzel olduğundan dem vurma, bir şeyler başarmaktan bahsetme durumu...
zaten inandırıcı değil de, üç günlük dünya arkadaşlar, biraz kendinizi yaşayın amına koyim. normal insanlar tembellik yaparken mesela, bu engellilerin en temel hakkı diye düşünüyorum. normal insanlar sürekli hayata, adalete filan küfrederken, engelli insanlar için bu mecburi olmalı. rahatlamaları ve sevgi pıtırcığı olmaktan vazgeçmeleri için.
şaka maka bu kadar keskin olmasa da bazen benim de aklıma gelen değişik bir tespit.
abi nasıl söyliyim büyük konuşmayayım da grip olduğumda canım burnuma geliyor, bu insanlar bu
neşeyi nereden buluyor.
doğuştan engeli olanları anlıyorum, onlar zaten kendilerinde bir eksiklik görmüyorlarmış,
zira doğuştan beri olmadığı için belirli uzuvları, olanları ile yetinmeyi iç güdüsel olarak öğrenmişler.
peki ya sonradan olan? inanılmaz bir psikoloji ne diyelim.
hep eğlensinler, gülsün hep yüzleri ne diyelim.
peki güya sağlam olan bizler, yahu biz neden varamıyoruz şu hayatın tadına?
kötü bir durumda olduğu halde sürekli şükreden insanlar gibi sinir bozucu olabilen davranış şeklidir. bir yere kadar tamam kabul edilebilir bir durum ama her şeyi dozunda bırakmak lazım fakat ne yazik ki insan oğlu işte iyimserliğin bile, yaşam sevincinin bile bokunu çıkarmasa olmaz. sen sürekli şükredersen, ben böyle memnunum dersen o hayat güzel olmaz ki be saf kardeşim. sonuçta ağlamayan bebeye emzik vermezler diye bir söz bile var. sen ağlayacaksın ki o emziği kapabilesin.