daha sonra eline verdiğim şeyin büyüklüğünden şikayet etti. her ne kadar büyükte olsa bu biçimsizliği bir şekilde hallediceğini söyledi. titreyen diğer eline keskiyi aldı ve yontmaya başladı. artık kilden heykel yapmak o kadar da zor değildi.
cin ali bu gün okula gitmek istemiyordu ve hasta taklidi yaptı. "anne midem bulanıyor bu gün okula gitmeyeceğim" dedi. annesi ise numara yaptığının farkındaydı ve cin ali'ye okula neden gitmesi gerektiğini anlattı...
hede: şu başlığı da açın uçan kurbağalar aşkına: en yakın komşunun buzdolabının en üst rafında bulunan 3 şey
tek başına oturduğu evinde, sabah namazından sonra çalışmaya başlar, gece yarısı şamdanların ışığında yorgun gözlerinden acı yaşları akana kadar hep aynı atları, servileri, aşıkları, ejderhaları, ve yakışıklı şehzadeleri resmedermiş. *
Tıpkı saat başlarında çalar saatlerin çanları gibi her mektubumu sensiz geçen her saatimin sonunu getiren sevinçli ve mükedder bir feryat olarak sana duyurmak isterim.
Crooks bu konuda konuşmaktan kaçındı. 'Siz de gitseniz iyi olacak' dedi. 'Artık istemiyorum sizi burada. Zenci de olsam benim de bazı haklarım var, hoşuma gitse de gitmese de.'
Bir an konuşmadı. Gûçlü göğüsünün omzuma değdiğini hissettim. Beni kendine çekmek için elini belime doladı, kolunun sıcaklığını duyumsadım. O an nadiren hissettiğim bir korunma duygusu içimi kapladı ve bir müddet yerimden kımıldamadım.
Kendi de pek farklı değildi.Birden gerçeklere yaklaştığını düşündü.'ne saçma!en iyisi hiç birşey düşünmemek!'dedi.
'herhalde idam sehpasına götürülen mahkumların akılları,yolda rastladıkları şeylere böyle takılır,' düşüncesi bir an bir şimşek gibi kafasında parladı.
-suç ve ceza