buradan şu sonuç çıkar ki, insan ruhu tanrının sonsuz zihnin bir parçasıdır: ve bundan dolayı insan ruhu filan ya da falan şeyi kavrıyor dediğimiz zaman, tanrının sonsuz olması bakımından değil, fakat ruhunun tabiyatıyla ifade edilmiş olması veya insan ruhunun özünü kurması bakımından, tanrının filan veya falan fikri olmasındanbaşka şeyi anlamıyoruz ve yalnız insan ruhunun tabiyatını meydana getirmesi bakımından değil, insan ruhuyla birlikte başka bir şeyin fikrine de sahip olması bakımından, tanrının filan veya falan fikri olduğunu söylediğimiz zaman, insan ruhunun bir şeyi parça halinde ve upuygun olmayarak (indequate) kavradığını söylemiş oluruz.
Bir yalan uydururken, yalan söylemenin doğası gereği yanlış olup olmadığını, etik olarak bazı koşullarda haklı görülüp görülemeyeceğini düşünüyor olabilirim.
Onu teselli etmek için bir şeyler söylemek istememe rağmen aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Yalnızca ''üzülme bir gün bunların hepsi geçecek'' diyebildim.
tamam canım, hepimiz anladık. yanı başında kitapla gezen, son derece entelektüel insanlarsınız ve çok kültürlüsünüz. çok derin kitaplar okuyup, edebiyatla yakından ilgileniyor, kitap sayfalarına dokunurken orgazm olup, kendinizi kaybediyorsunuz. hele ki o kitap kokusu... ah o kitap kokusu....
neyse ya bana ne.
tanım: tabletimin şarjı olamadığı için bakamadığım cümle.