bir sebebide empati yoksuluğudur. insanlar yakınlık derecesi gözetilmeksizin en ufak bir olayda karşılıklı olarak soğumaya, mesafe koymaya, tüm yaşanmışlıkları tek kalemde unutmaya meyillidirler.
en olmayacak bir hadise için iftira atması,
erkek arkadaşlarınız için daha çok yanınıza gelmesi,
maddi-manevi sömürmesi.
bir yerde dur demek gerekiyor ama sonrasında vicdanla muhasebe epeyi güç oluyor.
karakterinin değişmesidir, eski sevdiğiniz arkadaşınızın yerini bir denyonun almasıdır. insana koyar, arkadaş düzeltilmeye çalışılır ama genelde nafiledir.
herkes onu pohpohlayıp yanlış bir yola sürüklerken sadece onun iyiiliğini ve geleceğini düşünerek uyardığınızda;
" sen yaptın da ben yapamam mı! benim senden ne eksiğim var herkes beni destekledi sen kıskançlık yapıyosun!"
gibi bir cümlenin ağzından çıktığı an.
(bkz: herşey orada biter)
iki gün ayrı kalınca kendine farklı arkadaş çevresi edinip kendini onlardan birisiymiş gibi zannetmesi. sınıf atladıya hıyar birde size ezik gözüyle bakar. oysa sana kontörün bittiğinde kontör atan kimdi hıyar?
insan sevdiklerine kolay kolay kızamasada bazen sevilenler oyle hatalar yapar ki dönüşü olmayan yola sokarlar bizi.Bir anda yok oluverirler ve geriye sadece yaşana güzel anılar kalır ya neden diye sorarım hep.Keşke keşke hiç yaşanmamış olabilseydi
ilgisiz, önemsiz bir konuda kalp kırması. karşılığında da ters tepki alınca, zeytinyağı gibi üste çıkıp, darılmış/küsmüş/üzülmüş tripleri yapması.
ben senin kankanım lan, orda o lafı etsen n'olur, etmesen n'olur? beni rahatsız edeceğini bile bile, ya da yalnızca tahmin etse bile, beni kıracak, üzecek, saçma laflar edecek kadar ağzından çıkandan habersiz insandan ben soğumayayım da, ne yapayım?