en yakın arkadaşın ölmesi

entry114 galeri0
    39.
  1. ona hoşçakal diyememek, okul yüzünden uzun zamandır görememek, boktan bir trafik kazası yüzünden onu bir daha görememek, mezarına gitmek, dua okumak, oradan ayrılamamak, aklına geldikçe çıldırmak, yok olduğu fikrini kabullenememek, kısacası o kadar boktan bir durum ki onu hatırlatan herşey de şu an yanımda olsa dersiniz. keşke gitmese keşke bir daha konuşabilsek dersiniz. keşke bir daha...
    1 ...
  2. 38.
  3. 37.
  4. yeri dolmayacak bir boşluk yaratır . kareşindir o herşeyindir ve şimdi yoktur . inanamazsın önce şaka zannedersin . olamaz ki , ölemezki , daha dün gülüşüyorduk sevgilisini anlatıyordu . cok acıdır yaşadım yakın zamanda . 20 gün önce intihardan vefat etti . ah gizem niye ?
    0 ...
  5. 36.
  6. tüm koşuşturmaların, hayat için verilen tüm mücadelelerin boşa olduğunu düşündüğümüz an.... hayatın anlamsızlığının ifadesidir...
    2 ...
  7. 35.
  8. 34.
  9. rip (bkz: rest in piece) çizmeme neden olacak bir olay... (rip: graffitide ölen birinin arkasından yapılan çalışma).
    0 ...
  10. 33.
  11. bir kez daha acısının ne kadar dayanılmaz olduğunu hatırladığım olay. yine bana vurdu kader. hiç gözümün yaşına bakmadan bütün sevdiklerimi tek tek alıyor elimden. isyan etme diyorlar ama nafile. nasıl isyan etmez insan. onca şerefsiz onca hayasız yaşarken, hemde zevk içinde yaşarken benim canım arkadaşımı, kardeşimi aldı elimizden. nasıl küfretmiyim şimdi kadere, nasıl inanıyım tanrının adaletine. daha gençliğinin baharındayken hemde doğumgününde ayırdı kardeşimizi bizden.

    ahh keremim haklıymışsın. daha 2 gün önce hastanede olan annesinin durumunda bir düzelme olmadığı için isyan ederken, "isyan etme keremim duanı et, umudunu kesme sen" dediğimde "nasıl isyan etmiyim mert nasıl?" dediğinde haklıymışsın. nasıl isyan etmeyelim şimdi biz. daha önünde yaşayacak upuzun yıllar olması gerekirken 20 yaşında toprak olmana. nasıl dayansın yüreğimiz bu acıya. ne diyebilirimki daha fazla. huzur içinde uyu kardeşim. biz seni hiç ama hiç unutmayacağız...
    1 ...
  12. 32.
  13. önce şok dalgası gelip çarpar, sonra derin bir hissizlik vuku bulur bedende. bir yandan yakıştıramazsın, diğer yandan huzur bulduğunu düşünürsün. başka da tanımlanacak bir yanı yok işte. hiçlik bırakmış gibi gelir arkasında, salt anılar kalır. avun avunabilirsen...
    1 ...
  14. 31.
  15. o kadar çok sevdiğimi aldıki tanrı elimden. #3661218 nolu entryde anlattığım olay gibi nicesini yaşadım ben. depremde hasta olduğum için gidemediğim turnuvada takım arkadaşlarımı kaybettim, kız arkadaşım bir barın tuvaletinde aşırı dozdan ölü bulundu, çocukluk arkadaşım trafik kazasında ailesiyle birlikte hayatını kaybetti, başka bir arkadaşım annesiyle babasını kaybetmenin acısına dayanamayarak intihar etti, gencecik bir kız arkadaşımız sebepsiz yere, yılbaşı akşamı, bir takside hayatını kaybetti. o kadar çok sevdiğimi aldı ki elimden, her seferinde lanetler, küfürler derken artık isyan edicek gücümüde kaybettim. ama içimdeki acıyı hiç dindiremedim. her aklıma geldiklerinde gözyaşlarıma hakim olamıyorum. geceleyin çalan her telefondan tedirgin oluyorum. gencecik günahsız insanlar hayata veda ederken yaşamakta olanlara bakıyorum ve tanrının adaletine inanmıyorum.
    5 ...
  16. 30.
  17. insanı çok uzun süre derinden etkileyen, zamanla acısı dinsede her akla geldiğinde kalbi sızlatan bir olaydır.

    ilkokul, orta okul derken 8 sene paylaşmışsınızdır dile kolay. aslında ölümüne de hepimiz her an hazırlıklıydık çünkü öğretmenimiz söylemişti bize arkadaşımızın kalp hastası olduğunu. ama arkadaşımız değil ölmek hepimizden diriydi yanımızda yıllarca. haliyle unutmuştuk biz de bu hastalığı. yıllar geçti aradan üniversiteyi kazandı bu arkadaşımız hemde kendinden beklenmicek bi dereceyle istanbul hukuk'a girmişti. derken araya ayrılık girdi ve 2-3 sene kadar görüşemedik. birgün beşiktaşta karşılaştık ve kendini iyi hissetmediğini söyledi. doktora gitceğine söz verdirerek ayrıldık arkadaşımızla. bir kaç gün sonra gece telefon çaldı. herzaman çok korkarım gece çalan telefondan. asla iyi haber vermez. nitekim yine öyle oldu. arayan kız arkadaşıydı ve ağlamaklı bir sesle onu kaybettik diyordu. kız arkadaşıda ilkokuldan arkadaşımızdı ve onunla neredeyse orta okuldan beri birlikteydi bu sonun bir gün geleceğini bilmesine rağmen. ağlamaklı ses git gide kötüleşti ve iç parçalayarak ağlamaya başladı. dayanamadım bende bir süre sonra uyku sersemliğimi üzerimden atmış olayı daha yeni idrak ediyordum. ağlmaya başladım istemsizce. ağladık belkide o şekilde dakikalarca. sonunda ben kapıyorum diyebildi ancak ve kapattı ağlamaya devam ederek.
    2 ...
  18. 29.
  19. bu gece aldığım haberle kanımın donmasını sağlamış olgu.
    2 ...
  20. 28.
  21. geçmişi yitirmektir, geleceğin önemli bir kısmının silinmesidir. yarası sarılamayacaktır... gülen gözler ölüm gerçeği ile bir kere daha yüzleşip hayat felsefesinin yönünü jet hızı ile değiştirecektir. yaşanılan şehir dar gelecek, dinlenilen müzik, okunulan kitap, gidilen kafe... hepsi boş ve anlamsızlaşacaktır. en iyi arkadaş(lar)ınızın bedenini toprağa teslim edilirken siz sadece sızlayan yüreğinizle başbaşa kalacaksınız. ölüm değildir sızlatan... ayrılıktır...
    0 ...
  22. 27.
  23. 26.
  24. insana çok çok ağır gelen durumdur. akrabaların vefatı her zaman için anlaşılırdır, kişi bunu kolay kabullenir. öyle ya da böyle, her insan evladı anne babasının öleceğini bilir, bunu düşünmüştür. ama arkadaşlar sanki hep olacak gibidirler, ölmeyecek gibidirler. mümkün değildir sizi yarı yolda bırakıp gitmesi... sonra bir sabah okula gidersiniz, ortaokuldasınızdır daha. telefonunuza mesaj gelir, ders başlamadan hemen öncedir. ağlarsınız, yaşlar dökülür gözünüzden... orhan veli'nin "serde erkeklik var, ağlayamam" dediği mısralar geldi şimdi gözümün önüne o günü hatırlayınca ama kaç yaşında olursanız olun, nerede olursanız olun, diğer arkadaşlarınızın arasında dahi olsanız, tutamıyorsunuz göz yaşlarınızı... ve mezar başında bulursunuz kendinizi, "allah ruhunu takdis etsin" der, bir toprak atar din görevlisi. tek teselliniz, cennette huzur içinde sizi beklediğini bilmenizdir.
    1 ...
  25. 25.
  26. acıdır... her ölümden acıdır... kardeş, anne, baba ölümünden bile çok acıdır... çünkü onlar doğal seleksiyonlardır, kan çeker, siz de acı çekersiniz... ancak kan bağınız olmayan biriyse o gideniniz; acıdır, acı... gerçek acı... litrelerce kan kaybetmekten daha acı...
    o bağlar doğanın değil sizin bağladığınız bağlardı... birlikte bağlamıştınız dostluğunuzun düğümünü...

    zor bir şey daha varsa sizi teselli edememektir...
    ne dense boş olacaktır... onun boşluğu sizde doldurulamayacaktır...
    2 ...
  27. 24.
  28. 23.
  29. 22.
  30. herkesten uzak durmasını istediğim bir durum. düşünmesi bile tüyler ürpertici. kesinlikle bir daha eskisi gibi olamam...
    1 ...
  31. 21.
  32. keşke açılmasa idi bu başlık...kaşıdıkça kanayan bir yaradır...
    3 ...
  33. 20.
  34. düğünü için aldığı izin ile memeleketine dönerken nereden bilecekti askıya astığı damatlığıyla birlikte uykusunda 17 ağustos depremine yakalanacağını ve bilmem kaç yıldır güvenle oturduğunu zannettiği evin,ailesiyle birlikte hayallerini yutacağını...

    hemşom üniversitede okurken çok tökezledin,ailesel ve parasal çok sıkıntılar çektin,yanlış arkadaşlar edindin.bunları aşıp sonunda üniversiteyi bitirdin.güzel bir işe girdiğini söylediğinde dünyalar benim oldu.başaracağını biliyordum dedim.evleneceğini duyduğumda gözlerindeki pırıltıyı hala hatırlarım.oldu bak,geçti o günler artık,hayat bundan sonra daha güzel deyiverdik.son konuşmamızdı.güzel dedik ama bu filmin sonu güzel bitmedi.kader işte olmayınca olmuyor.

    .
    2 ...
  35. 19.
  36. adamın ağzına sıçan bir duygu olsa gerek.**
    1 ...
  37. 18.
  38. düşündüğümde bile tüylerimi ürperten, gözlerimden yaşlar akmasına neden olan acı durumdur.yıllarınızı paylaştığınız, zaman zaman ayrı düşseniz de kalplerinizin bir attığı, gözlerine baktığınız zaman ne demek istediiğinizi anlayan, en zor gününüzde yanınızda olan,sizi teselli eden arkadaşınız, dostunuz yoktur artık. asla unutamazsınız,hiçkimseyi onun yerine koyamazsınız.çok derin bir acıdır bu.

    allah inşallah benim canımı ondan önce alır da böyle bir acıyı yaşamak zorunda kalmam diye dua ederim hep.

    allah bu acıyı yaşayanlara da sabır versin.
    4 ...
  39. 17.
  40. okulun ilk günüydü, yaşlarımız ise henüz 12. sınıfta yer ararken kendime usulca tuttu dirseğimden, '"yanım boş" dedi. "istersen oturabilirsin"... sağına soluna yazılar yazılmış, içinden ok geçen kalpler çizilmiş, birçok isim silinmiş eski bir sıraydı hatırladığım. çekinerek, popomun yarısı dışarıda kalacak vaziyette köşesine oturduğum eski bir sıra. çekmişti beni kolumdan, "ikimizin bu sıra artık" demişti. çekingenliğime aldırmayarak...

    liseyi de birlikte bitirdik ileriki yıllarda. yapışık ikiz gibi geçen güzel yaşlardı . üniversitede ise o gitti kıbrıs'a, bende bir bilet aldım istanbul'a. sanırım fazla üzülmedik ayrılacağımız için. üniversite heyecanı, yeni dostluklar, farklı ortamlar mı cezbetti bilmem ama mühim de değil aslında sebebi. pek üzülmedik işte.

    ne zaman buluşma fırsatı yakalasak bıraktığımız yerden devam ettik paylaşmaya. geçmişimi anlatmaya lüzum görmediğim tek insandı. ilk olan ne yaşadıysam, az geride dokunuyordu omzuma hep.

    farklı insanlardık. sakin, riski sevmeyen, alışkanlıklarına sadık biriyken ben, o hep deli dolu, maceraperestti. duygusaldı, herkes için bonkörce dökerdi gözündeki yaşları. kızardı bana vurdumduymaz olduğum için. benim ise bencil olmamla övündüğüm yıllardı.

    aşkı severdi. onlarca adamla yüzlerce tanım kurdu aşka dair. ben ise sevilmeye ehemmiyet verenlerdendim.

    derken bir gün bir adam sevdi beni. zamanla bende sevdim onu. "evlenelim" dedi. "olur" dedim. evlendik.

    bir adım gerimdeydi gene düğünümde. dokunuyordu omzuma. kocaman gözlerinden, yanağına değmeden yere düşen, leblebi büyüklüğünde yaşlar döküyordu .

    biliyorum aklına birçok şey geliyordu. o bana, ben ona baktıkça yaşamış olduklarımız geliyordu akla. söze dökmeye lüzum olmayan...

    çok tökezledik birlikte. bizi darmaduman eden acıları alt etmeye çabaladık. çok kişiye küstük, çok şeyi sahiplendik. kendi geçmişlerimizin kahramanları olduk.

    derken bir gün telefon açtı. titriyordu sesi."evleniyorum ben ona göre" dedi. aşık olmuştu deli kız. şen kahkahalarını duyuyordum telefonun diğer ucunda. "kızım dur noluyor kim bu adam" dememe aldırmadan "anlatırım sabırsızlanma" demişti gene gülerek.

    en son konuşmamızdı bu. aynı gecenin ilerleyen saatlerinde aldım acı haberi. devamını anlatmaya lüzum yok sanırım.

    kabullenmesi zor bir acıydı. geçmişimin bir kısmının üstüne bolca toprak serpildi ertesi gün.

    unutması imkansız, kabullenmesi zor olan, en fazla kabuk bağlayan ama asla iyileşemeyen bir yaraydı bu yaşanan.
    15 ...
  41. 16.
  42. önce bir telefon gelir. bir arkadaşınız canınızdan bile çok sevdiğiniz arkadaşınızın öldüğünü haber verir. inanmazsınız. nasıl olur? arkadaşınız güçlüdür. birşey olmaz ona diye düşünürsünüz. arayana önlenemez bir nefret duyulur. sonra içinizde şüphe oluşur. eliniz telefona gidemez. annenize verirsiniz ve evin numarasını çevirir. annenin içerden " ay yavrum" sesi gelir. ve anlarsınız. artık çok geçtir. üzerinizde ne olduğuna bakmadan kendinizi evden dışarı atarsınız. doğru arkadaşınızın evine doğru gidersiniz. apartmana adımınızı attığınızda, merdivenlerden çıkarken yazın nasılda şen şakrak gezdiğinizi hatırlarsınız. eve adımınızı attığınızda, arkadaşınızın annesi boynunuza sarılır ve ben hiç iyi bir anne değilim. kurtaramadım kızımı feryatları tüm evi doldurur. gerçeği öğrenirsiniz. o lanet olasıca şohpenden sızan gaz nedeniyle ölmüştür arkadaşınız. bunu yakıştıramazsınız arkadaşınıza. evden çıkarken son kez merdivenlere ellerinizi süre süre inersiniz. çünkü o da daha bir kaç saat önce değmişti ellerini oraya. eve kendinizi zor atarsınız. kalp krizi geçirdiğini zannedersin. ama bu kalp krizi değildir, acıdır, çaresizliktir. eve gelince ağlamaktan şişen gözlerinizle tekrar tekrar resmini okşarsınız ve annenizin getirdiği ilaçla gözlerinizi o lanet güne kaparsınız.
    3 ...
  43. 15.
  44. 10 yıldır görüşememiş olsam bile az önce haberini almamla karmaşık duygular yaşamama sebep olan,elim ayağımın titremesine ve midemin bulanmasına engel olamadığım üzücü durum.hala ne zaman ve nasıl olduğunu bilmemekteyim,öğrenmek için çabalıyorum ama boşuna.hem nasıl olduğunun ne önemi var ki artık,giden gitmiş.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük