ey peygamber! kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla “iman ettik.deyip de kalpleri iman etmeyenler ve küfre koşanlar munafıklarla, kafirlikte yarışanlar seni üzmesin.
maide suresi ayet 41
Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu nasip eder. Ve onu hiç beklemediği yönden rızıklandırır. Kim Allah’a dayanıp güvenirse O, ona yeter.
(Talak-2,3)
Rabbimiz Allah’tır diyip sonra da dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
(Ahkaf-13)
beni en etkileyeni, rabbin sana kusmedi ve sana darilmadi diye devam eden vedduha'dir. bu elbetteki kainatin efendisi'ni hitap alir. ancak ayet bakidir. olay uzerine dahi inse geneli kapsar. ne zaman yalniz hissetsem bunu okurum. rabbim bana kusmedi ve bana darilip beni birakmadi.
eşeğin sesinin en çirkin ses olduğunu beyan eden lokman 19 da etkileyicidir elbette. böylece subjektif bir konu olan "hangi ses kötüdür?" meselesi iman esasları içine alınmış oluyor. allah böyle dedikten sonra müslümanın "hayır, bana göre tasmanya şeytanının sesi daha kötüdür" deme imkanı kalmıyor. şu sese bakın:
"şüphesiz ki allah iyilik yapmayı, adaleti, yakınlara bakmayı emreder. hayasızlığı, fenalığı ve çirkin işleri yasaklar. o düşünüp tutasınız diye size öğüt verir." (nahl,90)
Ve yürüyüşünde mütevazi (alçakgönüllü) ol ve sesini alçalt (alçak sesle konuş). Muhakkak ki seslerin en çirkini, elbette hamirin (merkebin) sesidir. (lokma 19)
"Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel nimetlerden gizlice ve açıkça sarfeden kimseyi misal gösterir: Hiç bunlar eşit olur mu? Övülmeğe layık olan Allah'tır, fakat çoğu bilmezler."
Madde 1
Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
Madde 4
Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü şekliyle yasaktır.
19. Kahrolası nasıl da ölçtü biçti!
20. Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti!
21. Sonra (Kuran hakkında) derin derin düşündü.
22. Sonra yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı.
23,24. Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir.
25. Bu, ancak insan sözüdür.
26. Ben onu Sekara (cehenneme) sokacağım.
27. Sekarın ne olduğunu sen ne bileceksin?
28. Geride bir şey koymaz, bırakmaz.
29. Derileri kavurur.
30. Üzerinde on dokuz (görevli melek) vardır.
31. Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkâr edenler için bir imtihan
vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın,
kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile
kâfirler, Allah, örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi desinler. işte böyle. Allah, dilediğini
saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir
uyarıdır.
ayetleri anlamsızlaştırmamak için yarım vermeyin lütfen.
tekasur suresi:
1,2. çoklukla (servetle) övünmek sizi,
kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar
oyaladı.
3. hayır; ileride bileceksiniz!
4. hayır, hayır! ileride bileceksiniz!
5. hayır, kesin olarak bir bilseniz..
6. andolsun, o cehennemi muhakkak
göreceksiniz.
7. yine andolsun, onu gözünüzle
kesin olarak göreceksiniz.
8. sonra o gün, nimetlerden mutlaka
hesaba çekileceksiniz.
"Ey Nebî (Peygamber)! Muhakkak ki Biz, ecirlerini (mehirlerini) verdiğin zevcelerini ve elinin (altında) malik olduğun, Allahın ganimet olarak sana verdiği (cariyelerini) helâl kıldık. Ve seninle beraber hicret eden amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları, teyzenin kızları ve nefsini Nebî (Peygamber) için hibe eden ve Nebînin (Peygamberin) de onu almak istediği mümin kadınları, (diğer) müminler hariç, sana özel olarak (helâl kıldık). Onlara (diğer müminlere) zevceleri ve ellerinin (altında) malik oldukları (cariyeleri) konusunda neyi farz kıldık, Biz biliriz. (Bu), senin üzerine bir zorluk olmaması içindir. Ve Allah, Gafûrdur (mağfiret eden), Rahîmdir (Rahîm esmasıyla tecelli eden)"
hayır, can boğaza dayandığı, "kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevkediliş rabbinedir.
bakara :
275- Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, "alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır.
bu ayet iğrenç kapitalizmi dışlayan bir ayettir. bu yüzden çok severim.