"Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara/216)
"Mü’minler içinde öyle yiğitler var ki, Allah’a verdikleri söze daima bağlı kalmışlardır. Onlardan kimi, sözünün gereğini yerine getirdi (ve şehit oldu), kimisi de sırasını beklemektedir. Asla verdikleri sözden dönmedi ve duruşlarını değiştirmediler."
Bu ayetin iniş sebebi için şunlara inanılır ;
Uhud savaşının en kızgın anlarında bir müşrik Peygamberimize (sas) saldırırken karşısına Musab bin umeyr çıkıyor. Sancağı sağ elinde tutan Musab bin umeyrin elini kesiyor müşrik. Sonra sancağı sol eline alıyor onuda doğruyor müşrik. Bu sefer Allah rasulunü (sas) koruma pahasına sancağı kesik kollarıyla göğsüne bastırdı. Bu haliyle Allah rasulunü (sas) korumaya çalışmış ve son darbeyle şehit olmuştur.
Diğer hadise de yine uhud savaşında yaşanıyor.
Enes bin nadr bedir savaşına katılamamıştı. Uhud savaşını bildiren Allahın hükmü gelince çok sevinmişti. Savaşın en kızıştığı zamanların birinde kimi sahabelerin oturduğunu farkeder. Neden oturuyorsunuz der onlara. Onlarda Allahın rasulü (sas) öldürülmüş derler enes bin nadra. Sonra enes bin nadr, peki o (sas) öldükten sonra ne yapacaksınız kalkın ve onun gibi ölün der. Sonra savaşın olduğu en yoğun yerde şehit olmuştur. Kızkardeşi ancak ayak parmaklarından tanıyabilmiştir onu.
şimdi ibrahim/34 ayeti kerimesini birbirine yakın manalarını aktaralım.
--Ve size kendisinden isteyebileceğiniz her türlü şeyden bir kısmını veren de O'dur. Öyle ki, Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız. Yine de insanoğlu, yaratılış gayesi dışında yaşamakta pek ısrarlı ve gerçekleri örtbas etmekte de pek inatçıdır.
-- Kendisinden isteyebileceğiniz her seyi size vermistir. Allah'in nimetini sayacak olsaniz bitiremezsiniz. Dogrusu insan pek zalim ve cok nankordur.
--O, size, istediğiniz düşündüğünüz şeylerin bir kısmını verdi. Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız. insan çoğunlukla zâlimce ve nankörce davranıyor.
--Hem Allah istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah’ın bunca nimetini teker teker saymağa kalkışsanız, onu kısım kısım bile sayamazsınız. Gerçekten insan çok zalimdir, çok nankördür.
--Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size verdi O. Öyle ki, Allah’ın nimetlerini tek tek saymaya kalksanız, mümkün değil, onları toplu halde bile sayamazsınız. Şurası bir gerçek ki insan, cidden çok zalimdir, çok nankördür.
--ve isteyebileceğiniz her türlü şeyden (yararınıza olanları) size veren... Ve eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız baş edemezsiniz. Şu da bir gerçektir ki, insanoğlu zulme pek yatkın olup nankörlüğünde hayli ısrarcıdır.
--O size kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetlerini sayacak olursanız, onları bitiremezsiniz. Kuşkusuz insan çok zalim ve son derece nankördür.
--Ve kendisinden istediğiniz herşeyden size bir parça verdi. Eğer Allâh'ın ni'metini saymak isteseniz sayamazsınız! (Doğrusu) insan çok haksızlık edendir, çok nankördür!
--Hasılı O, Kendisinden dilediğiniz her şeyi verdi. Öyle ki Allah’ın size verdiği nimetleri birer birer saymaya kalkarsanız, mümkün değil, onları sayamazsınız. Gerçekten insan zalim ve nankördür.
--Ve size, kendisinden istediğiniz şeylerin hepsinden verdi. Bununla berâber, Allah’ın ni'metini sayacak olsanız, onu sayamazsınız. Muhakkak ki insan, (Allah’ın bunca ni'metlerine rağmen) gerçekten çok zâlimdir, çok nankördür.
42. Birbirlerine suçlular
hakkında sorular
sorarlar ve dönüp
onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a
(cehenneme) ne
soktu?"
43. Onlar şöyle derler:
"Biz namaz
kılanlardan değildik."
en etkileyici ayet yoktur en çok istifade ettiğimiz ayet vardır. şüphesiz ki ayetlerin hepsi biz insanlar için gönderilmiştir. kendi durumumuza göre, içinde bulunduğumuz hale göre, hissiyatımıza göre, şüphesiz eksiklerimize göre birçok ayet nazarımızda kıymetlenir, değerlenir. he bundan kendi hayatımıza ne kadar ders çıkarabilirsek o kadar mana taşır. yoksa "ooouv süper ayetmiş yeea" deyip geçersek o işten zerre hayır gelmez.
her zaman derim kimse kimseyi kandırmasın diye. hatırlatmakta pek fayda görüyorum; peygamber efendimiz "ben ahir zaman peygamberiyim" demiştir. hala alacak nefesimiz varken hayatımıza çeki düzen verelim. bugün varız yarın yokuz.
"Allah'ın mescitlerini, içlerinde Allah'ın isminin anılmasından meneden ve onların harap olmalarına çalışan kimselerden daha zâlim kim olabilir! işte bunlar, oralara korka korka girmekten başka birşey yapmazlar. Bunlara dünyada perişanlık, ahirette de büyük bir azap vardır."
Bir zaman Mûsâ kavmine, “Allah size bir inek kesmenizi emrediyor” demiş; onlar da “Bizimle alay mı ediyorsun!” demişlerdi. Mûsâ, “Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım!” dedi. 41
41: Bir cinayet olayında katilin bulunamaması yüzünden Hz. Mûsâ’nın topluluğunda büyük bir gerginlik doğdu. Mûsâ, vahyin bildirdiği yolu izleyerek, ilgililerden kātili bulabilmeleri için bir inek kesmelerini ve bunun bir parçasıyla maktulün cesedine vurmalarını emretti. Uzun süre direndikten sonra istenileni yapmaları üzerine maktul dirildi ve kendisini öldürenin kimliğini açıkladı.