Onlara (müşriklere): Allah`ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar,;Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?
insanlardan kimi allah'a sınırda kulluk eder. eline bir imkân geçse rahatlar; başına bir sıkıntı gelse yüz çevirir. böylesi dünyayı da kaybeder âhireti de. apaçık kayıp budur işte.
allah'ın yakınından, kendisine zarar vermeyecek ve yarar da sağlamayacak şeyi yardıma çağırır. işte bu, pek derin bir sapıklıktır.
zararı yararından yakın olan kişiyi de yardıma çağırır. o ne kötü bir veli ve ne kötü bir yandaştır.
allah, iman eden ve iyi işler yapanları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. allah, dilediğini yapar.
kim allah'ın, dünyada da âhirette de kendine yardım etmeyeceği kanaatine varmışsa bir sebebe tutunup göğe (allaha) yönelsin, diğer ilişkiyi derhal kessin ve baksın ki, bu yol kendini bunaltan şeyi gerçekten giderecek mi yoksa gidermeyecek mi? (hac 22/11-15
"Allah'tan başkasına yalvaranlara, tapanlara hakaret etmeyin ki, onlar da cahillik ederek hadlerini aşıp Allah'a hakaret etmesinler! Böylece her ümmete, yaptıkları işi güzel gösterdik. Sonra dönüşleri yalnız O'na olacak ve O da yaptıklarını kendilerine bir bir bildirip karşılığını verecektir."
ve, hırsızlık yapan erkek ve kadının yaptıklarına karşılık olmak üzere, allah'tan bir ceza olarak ellerini kesin. ve allah azîz'dir, hakîm 'dir (maide-38).
çok etkileyici değil mi? artık hırsızlık yapmayacağım. dağılalım.
Ta ki kendilerine ait bir takım yararları yakînen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günler de Allah'ın ismini ansınlar. Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin.
118. Ey iman sahipleri! Kendi dışınızdakilerden/seviyenizin altındakilerden bir kimseyi sırdaş edinmeyin. Sizi sarpa sardırıp perişan etmekten çekinmezler. Size sıkıntı verecek şeyi pek severler. Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür. Eğer aklınızı işletirseniz Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir.
119. Siz öyle kişilersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Ve Kitap'ın tümüne inanırsınız. Onlar ise sizinle karşılaştıklarında "inandık!" derler; başbaşa kaldıklarında size öfkeleri size öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar. De ki onlara: "Öfkenizle geberin!" Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilmektedir.
120. Size bir iyilik dokunsa bu onları rahatsız eder. Size bir kötülük dokunsa bununla sevinir, ferahlarlar. Eğer sabreder, sakınır/korunursanız onların tuzakları size hiçbir şekilde zarar veremez. Allah Muhît'tir, yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır.
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir. nur suresi 35.ayet.
ilk okuduğumda doyamadım bu ayete okudukça okudum, okudum... çok güzel.
ibrahim Suresi, 22: "iş bitirilince şeytan da diyecek ki: “Şüphesiz Allah size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allaha ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır.”
bu ayet daha önce verilmiş fakat hiç bir ayet bunun kadar tüylerimi diken diken etmemektedir. tekrardan sunmak istedim.
A'râf Sûresi 179.
Şânıma and olsun ki; cin ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri vardır; anlamazlar, gözleri vardır; görmezler, kulakları vardır; işitmezler. işte bunlar, hayvanlar gibidirler ve hatta daha da aşağıdırlar. işte gafiller ancak bunlardır.
"vay. vay. vay. çantaya bak. o ne ayetti be! kanım dondu resmen. bi titredim. dudağım da uçukladı bu sırada. amuda kalktım diyebilirim. ısınma amaçlı koşu turları yaptım. oteller diktirttim, bu kadar etkileyici olamadım. iki saniyede nasıl bu kadarını yapabiliyorsun babaannesi?" şeklinde verirsin o an cevabı yeğenim. yüceltirsin bu esnada kadını da, bi götü filan kalkar. ikisi birlikte kalkmasa da, bir ayağı çukurda da olsa, dirense de, mücadele de etse, haykırsa da... birini kaldırabilir teyzem diye düşünüyorum. saygılar.
isa onlara başka bir benzetme anlattı: «Göklerin Egemenliği, tarlasına iyi tohum eken adama benzer» dedi. «Ne var ki, herkes uyurken, adamın düşmanı gelmiş ve buğdayın arasına delice ekip gitmiş. Ekin gelişip başak salınca, deliceler de görünmüş.
«Mal sahibinin köleleri gelip ona şöyle demişler: `Efendimiz, sen tarlana iyi tohum ekmedin mi? Öyleyse delice nereden çıktı?'
«O da onlara, `Bunu bir düşman yapmıştır' demiş.
«`Gidip deliceleri toplamamızı ister misin?' diye sormuş köleler.
«Hayır' demiş.Deliceleri toplarken belki buğdayı da sökersiniz. Ekinin biçileceği zamana kadar bırakın, ikisi yan yana büyüsün. Ekin biçme zamanı gelince orakçılara diyeceğim ki,Önce deliceleri toplayın, yakılmak üzere demet yapın. Buğdayı ise toplayıp ambarıma koyun.'»
--spoiler--
bakara 170. onlara (müşriklere): allahın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, "hayır! biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" dediler. ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?
--spoiler--
--spoiler--
saffat 51. i̇çlerinden biri: "benim, bir arkadaşım vardı" der.
saffat 52. derdi ki: sen de (dirilmeye) inananlardan mısın?
saffat 53. biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız?
saffat 54. (o zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra allah teâlâ orada bulunanlara:) siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi.
saffat 55. ( i̇şte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
saffat 56. "yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin.
saffat 57. rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum" dedi
--spoiler--