bir emonun serzenişi;*
--spoiler--
Sen hiç emo oldun mu baba? Bilir miydin sert rifflerde ağlamayı? Bilir miydin hiç bir sorunun yokken sevgilinden ayrılmayı? Acı çekmek için,ağlayabilmek için.. Sen hiç emo oldun mu baba? Saçlarınla kapadın mı gözyaşlarını? Siyah oje sürdün mü mesela tırnaklarına? Kahkülünde meç oldu mu senin hiç? Defalarca yuttun mu dudağındaki piercingi uyurken? Ve kesmek istedin mi bileklerini derinden? Sen hiç emo oldun mu baba? Siyah gömleğin üzerine kırmızı kravatlar takındın mı? Damalı bilekliklerinle sildin mi gözyaşlarını? Şaşkın gözlerle yukarıya bakıp, Fotografını çektin mi tepeden tepeden mesela? Bilir misin ki emolar da şaşar,emolar hep ağlar...
--spoiler--
emo hadi yine idare edersin ama bu facebooktan sonra abazalar farklı yazı stilleri olsun diye ya da bilmem neden bi emo oldular hayır adlarıda öyle mc deli bela dadlu chojuk vs vs .neyse çok üzüldüğüm hede.
ayrıca gülse birsel'in de şu muhteşem yazısı var, paylaşayım dedim.
--spoiler--
Hep söylüyorum, biz çocukken midemiz bulanınca ekmek yedirirlerdi, grip "Yatınca geçer,"di, başın ağrıyorsa "Çocukların başı ağrımaz," denirdi, uykun kaçıyorsa "Oyuncaklarını düşün, güzel rüyalar görürsün," şeklinde konu halledilirdi! Okuma yazmayı öğrenemiyorsan ya "Tembel,"din ya "Yavaştan, sağlam sağlam öğreniyor,"dun! Hüzünlü bir çocuksan "Yazar olacak herhalde," derlerdi, yerinde duramıyorsan, etrafa saldırıyorsan bir tane çakarlardı, susup otururdun. Kanaatimce pedagojinin zirve yaptığı yıllardı o yıllar. Çünkü sonra sonra, koşup oynadıktan sonra öksüren çocuk 'astım başlangıcı', okuma yazmayı zor söküyorsa 'disleksik', hüzünlüyse 'depresif', aşırı hareketliyse 'hiperaktif' diye nitelendirilmeye başlandı ve o sinameki yetiştirilen tipsizler şimdi büyüdüler! O kadar ilgi alaka sonrası ola ola ne oldular? Emo! Emo ne? Hani beşaltı yıldır etrafta saçlarını gözlerinin tekini kapatacak şekilde öne öne tarayan, miskin görünüşlü, asık suratlı, beti benzi atmış, sıska, dar pantolonlu, converse'li, siyah ojeli ergenler var ya... Taksim'de kaldırımlarda filan oturuyorlar. Aha onlar Emo! Emo kelimesinin emotional'dan (hissi) geldiği, bu yavruların pek bunalımlı pek güvensiz ve duygusal olduğu, topluma uyum sağlayamadıkları için böyle takıldıkları söyleniyor. Bizim zamanımızda punk vardı ya, onun gibi bir akım, ama bir halta yaramayanı!
HERKESiN KEYFiNi KAÇIRDIM
Ay kıyamaam! Zamanında, kendi ergen yıllarımda bu akım daha dünyada yokken 10 gün emo takılmışlığım vardır! Kafam neye bozuktu hatırlamıyorum ama o 10 gün, üstelik de yaz tatilinde, evin o köşesinden bu köşesine oflaya poflaya nemli gözlerle dolaştım. Saçımı taramadım, denize gitmedim, sohbetlere katılmadım, tebessüm bile etmedim. Akşamları karabasan gibi yemek masasına çöküp herkesin keyfini kaçırdım. Bir akşamüstü, balkonda otururken annem "Ne bu surat her gün, senin derdin ne kızım aaa," şeklinde pedagojik bir açılım yaptı. "Sıkılıyorum... Hayat çok anlamsız," cevabımın üzerinden sanırım birkaç saniye geçmişti ki acı ve can havliyle bir metre havaya sıçradım. Annem, her Türk annesinin uzmanı olduğu 'mıncırma' hamlesini oldukça sert ve uyarısız gerçekleştirmişti. Mıncırma, malumunuz evlat artık poposuna terlikle vurulmayacak kadar büyüdüyse, ancak tekdir ile de uslanmıyor ve hakkı kötekse kullanılan, konu komşu, bitişik ev duyar ihtimaline karşı avaz avaz bağırmak yerine geçen bir terbiye şeklidir. Tercihen bel veya bacak bölgesinden bir alan seçilir, elle kavranır ve et, 180 derece çevrilir! Hemen ardından, daha acım ve şaşkınlığım hüküm sürerken, annem kısık sesle, yüzünü yüzüme yaklaştırarak "Alırım ayağımın altına," diye başladı ve "Karnın tok sırtın pek! Aklını başına topla! Sıkılıyorsan da git bakkala evin alışverişini yap, sonra da gel yemek kitabından bir kurabiye pişir, akşam misafir var, hadi yallah," şeklinde bitirdi!
NE DERDiM KALDI NE DE TASAM
Malumunuz eti mıncırılan ergen olay yerinde fazla kalamaz, mıncırandan tırstığı için kendisine yalakalık yapar, arzu ettiği aktiviteleri gerçekleştirir. Mıncıran mutlu, mıncırılansa artık efendi bir insandır! Aynen öyle oldu. Mıncırma sonrası ne derdim kaldı ne tasam! Emo'luğum o gün bitti, bu yaşa kadar da hep mutlu mesut, uyumlu, üretken biri olarak yaşadım. Şimdinin sokakta bira içen, gelen geçenden ihtiyacı var diye değil, hayat tarzı sandığı için para dilenen, dünyanın bütün derdi sırtındaymış gibi davranıp, bunalım takılıp bir işin ucundan tutmayan emo'larının başında, bizim zamanımızın anne babaları olacaktı ki. Ohoo. Muma dönerdi hepsi! Bir kere her şeyden önce bütün o yüzü gözü saçla kaplı eşek herifleri bir eşek tıraşına götürürlerdi, kesin! Ülkenin gençlerine bak. Tarikat yurtlarında yetiştirilen çocuklar, polise atsın diye eline taş verilenler, bir de emo'lar! Gelecekten çok umutluyum!
--spoiler--
Emo olmanın altın kuralıymış Türkçe'yi sikmek. Bak bak bak. Çok önemliydi değil mi Emo olup 'ayh mayh' jelibonca konuşmak? Dil, din, ırk değil midir toplumu ayakta tutan kültür bağlılığı veya? Ee hani nerde toplumumuz?
Dilimiz bozuldu, dininden utanan binlerce insaan (: . Ne yani bunları yapınca çok mu komik oldun? Çok mu karizmasın? Neren büyüdü 'wishne' deyince? Veya dini inancına abuk subuk şeyler yazınca?
Merak yerine berak yazmak :| ilk defa görüyorum.
Ayrıca 'deyil, eylenmek' diye kelimeler yok Türkçe'de asdasd.
Ne demiş Hasan Hüseyin Yılmaz
Ana sütü gibi gereklidir dil. Sahip çık Türk Genci! Kıymetini bil!
- El hayranlığını yüreğinden sil ;] * özellikle dikkatt!
Türkçe düşün, Türkçe konuş, Türkçe yaz.
Türk demek Türkçe demek. Türkçe giderse Türkiye gider.
paranın şımarttığı ve yetersiz geldiği zengin ergen hastalığıdır. parayla bulamadıkları şeyi saçlarıyla gözlerini kapatıp bunalım takılarak ararlar.
bir de fakir ergen hastalığına yakalanmış olanlar vardır ki bunlara da "apaçi" denir. sonuçta ikisi de aynı bokun lacivertidir.