aşırı derecede zeki bir kadın. türkçeyi çok güzel kullanan akıcı konuşan chp'nin başında görmek istediğim kişidir. reyhanlı'daki olaylar ile yaptığı konuşma ayakta alkışlanacak güzellikte idi. bir kişi de cevap veremedi. konuşmasında şu cümle çok hoşuma gitmişti.
-hakikaten sayın bakanım neden gitmediniz reyhanlı'ya yoksa birileri izin mi vermedi.?
akp'nin hükümdarlığı bittiğinde, tahminen mustafa sarıgül'üln elinden az bir farkla iktidarı alacağını düşündüğüm ve ilk oyumu bana attıracak insandır..
(bkz: bu filmi görmüştüm)
soğuk görüntüsünün altında sıcacık bir kadın yatan eski yarsav başkanı, hukukçu, chp milletvekili adana tarsusludur kendisi, bir roportajında hayatı boyunca saçlarını boyatmadığını hatta kuaföre dahi gitmediğini belirtmiştir, idealist, popilist söylemlerden uzak duran, dik duruşlu, entellektüel kadın siyasetçi olma özelliğine sahip modern türk kadınının temsili görüntüsüdür.
sevmediğim, adeta taptığım kadın olup bence "kusursuz" sözcüğünün ete kemiğe bürünmüş halidir. bir insan hem bu kadar zeki hem bu kadar hitabet gücü yüksek hem bu kadar bilgili kültürlü olup aynı zamanda bu kadar güzel olur mu? yalnızca chp'nin değil bu ülkenin başında görmek istediğim muhteşem kadındır. keşke onun gibi kadınlar daha fazla olsa.
muharrem incenin veya bu kadının chp'nin başında olması gerekir. er geç ikisinden birinin seçilmesi lazım. bir insan bu kadar mı güzel konuşur. lafı gediğine sokmuş resmen.
reyhanlı ile ilgili söylediği o kadar basit ve mükemmel ki;
"o patlamada resmi rakamlarla 51 insan öldü, tonlarca bomba yüklü araçlar patladı. kimsenin ruhu duymadı. patlama olduktan 1 gün sonra tüm failler yakalandı."
kötü bir siyasetçi. nasıl hukukçu onu bilemem, sahi bir yarsav vardı ne oldu ona? kısaca muhalefet etmeyi de beceremiyor. tipik chp prototipi, sığ muhalefet.
reyhanlı olayı ile ilgili yapay söylemlerde bulunan siyasetçi.
siyaset öyle bir şey ki adama ceset üzerinden bile rant sağlar iktidar açığı yakalamak adına. kendisi bunun güzel bir örneğidir. sanki amerika'dan bağımsızmışcasına cesaret yüklü konuşmaları insanları kolay kandırabilir yalnız chp başta olsaydı ülkenin bu rezil durumu yine değişmeyecekti.
ortada bir deniz var. herkes, "içinden bir balık bana da düşer mi?" derdinde. halk ise bunların planları için feda edilen olta ucundaki solucan. belki farklı olur diye değiştirilmeye çalışılan iktidarlar... yalnız bilinmez ki:
yürekli ve dobra bir siyasetçidir. 23 nisan ile alakalı yazıda çarpıcı bir anlatımda bulunmuştur.
--spoiler--
ilk derslerimizi doğadan aldık çocuklar
Köstebeklerden tünel kazmayı, kunduzlardan güvenli limanlar, kuşlardan ev yapmayı öğrendik...Örümceklerden dokuma, aşağı yuvarlanan kütüklerden tekerlek, yüzeyde salınan kütüklerden gemi yapmayı öğrendik. Rüzgardan ise yelken yapmayı Peki kötülükleri kim öğretmiş olabilir bize? Hemcinsimize acı vermeyi ve hor görmeyi kimden öğrendik dersiniz. diye sorar bir düşünür. Bugün bizi yönetenler, hergün savaş çığırtkanlığı yapanlar, cezaevlerini gençler, gazeteciler, aydınlarla dolduranlar bu zorbalığı kimden öğrendiler bilmiyorum çocuklar
Başbakan ister asarsınız ister kesersiniz diyor 23 Nisanlarda size ama bence asmayın da kesmeyin de
Asmaktan kesmekten çok acılar yaşadı bu ülke
En iyisi siz araştırın, bulun, sorun, öğrenin, ülkenizi ve insanlarınızı tanıyın. bizi, halkı, sanki bizim efendimizmiş gibi aşağılamaya çalışanlara, öfkeyle bağırarak, kibirle yönetmeye çalışanlara karşı itiraz edin.
Kızlı erkekli oturmayı bile yoldan çıkmak olarak görenlere bırakmayın bu ülkeyi
Cumhuriyetimizi bir sessizlik cumhuriyetine dönüştürmeye çalışanları izleyin ve sessiz kalmayın. ve sakın sakın ha, onlar gibi olmayın. son olarak, bu toprakları sevin ve bir an önce büyüyüp bizi daha iyi yönetin. bayramınız kutlu olsun çocuklar
"AmpulKandil ittifakının BDPyi düşürdüğü halin düşündürdükleri" başlıklı bir açıklama yapmış canım millet vekilimizdir. buyurunuz.
açıklamadan can alıcı bir cümle isterseniz de "Bu topraklardaki sayısız ırka ait binlerce genin birbirine karıştığını inkar etmekten, birlikte yaşama yoluna kayalar döşemekten vazgeçin", kesinlikle okuyun derim. bdp ye insanlık dersi verilmiştir.
--spoiler--
Bir teröristin mektuplarını hevesle oradan oraya taşıyıp duran mektup taşıyıcıların yaz oğlum Süreyya düzeyi ile düştükleri hal acınası olduğu kadar, kimin bittiğinin de fotoğrafıdır. Siyasi temsilden dem vuran bir yapının kendi varlık nedenini inkar ederek AKPnin dümen suyunda, Kürtlerin tek temsilcisi olarak terör örgütünü göstermesi öncelikle Kürtlere en büyük haksızlıktır. Talimatla yürütülen the süreçe CHPyi bulaştırmak istemeleri ise en büyük acizlik ve hadsizliktir. Kendilerine, akıl dağıtmadan önce akıl almalarını tavsiye ediyor, tavsiyeler listemi aşağıya ekliyorum.
Savunulması mümkün olmayan yöntemlere ve liderlere bel bağlamaktan vazgeçin. Devlet teröründen şikayet edip, bir terör örgütüne teslim olmaktan, Balıkesir'de, Diyarbakır'da, Muğlada yaşayan Kürtlerin tek temsilcisinin bir terör örgütü olduğunu söyleme komikliğinden vazgeçin.
Bu topraklardaki sayısız ırka ait binlerce genin birbirine karıştığını inkar etmekten, birlikte yaşama yoluna kayalar döşemekten vazgeçin. Hem siz ne zaman yoksulluğun bir ırkı olmadığını anlayacaksınız?. Doğuştan kendine biçilen rolü reddedip, ne din, ne de bir dilim sucuk ticareti yapmadan, kendinden başka güveneceği bir dal olmadan varolmaya çalışan biz, yoksul Anadolunun yoksul kızları, kaç kere zenciydik hiç düşündünüz mü, BDPnin kadınları?
Siz, bu topraklara dışarıdan gelenlere had bildirmekten de ırksal asabiyetten de vazgeçip, hiç salt insan odaklı siyaset yapmayı düşündünüz mü? Kendinizden olmayanların da, sizinle aynı zorlukları yaşadıklarını bir kez olsun düşündünüz mü? Elleri çalışmaktan şişenleri, düşündünüz mü? Çocuk gelinlerden veya sağlık sistemindeki çarpıklıklardan ne zaman sözedeceksiniz? Kızıltepede, haddi hesabı olmayan tarlalarında çalıştırdığı yoksulların sırtından trilyonlar kazananları, büyük şehirlerde merdivenaltı atölyelerde gün yüzü görmeyenleri görmezden gelip, sadece ırk siyaseti yaparak gerçeklerden daha ne kadar kaçacaksınız?
Kanla beslenmiş, gerektiğinde ise Türk kimliğinden, üç peygambere kadar her tür takiyeyi yapabilen bir örgüt ile emir komuta zincirini ne zaman kıracaksınız? Öcalan-Erdoğan ahenginin ezilenlere değil sadece kişisel ikbalini düşleyenlere yarayacağının farkında değil misiniz?
Artık, şapkayı önünüze koyup bunları düşünmelisiniz. inanın temsil ettiğiniz insanlar daha nitelikli bir siyasi temsili hakediyor. Bu nedenle sizleri, topraklarımıza çöreklenmek isteyen çokuluslu şirketlerin kiralık iktidarlarının maşası olmaktan vazgeçerek, size umut bağlamış yurttaşlarımızın haklarını savunan tutarlı ve omurgalı bir siyasete davet ediyorum.