giyimi, evliliği, eğitimi falan konuşulmuş da, ben bambaşka bir şeyden bahsedeceğim. emine hanımın bir röportajını okudum. hayat hikayesini anlatmış. aynı şekilde recep tayyip erdoğan da 10 ekim 1996 tarihinde kendisine aşk ile ilgili sorulan bir soruya yanıt vermiş. ikisini bir araya getirince ortaya şu çıkıyor:
emine erdoğan: tayyip bey ile arkadaş aracılığıyla tanıştık ve birbirimize aşık olduk.
recep tayyip erdoğan: eşimle arkadaş vasıtasıyla tanıştım ve maalesef hiç aşık olamadım.
okurken içim cız etti. emine hanımın hissettiklerini düşündüm ve kendimi onun yerine koydum. aşık olup evlendiğim adam böyle dese çok üzülürdüm, paramparça olurdum herhalde. çok acı bir durum. fakat 3 eylül 2013 tarihli röportajında recep tayyip erdoğan: "eşimle birbirimize bir aşık olduk, pir aşık olduk. Tasarımcılık yönü ve duruşu dikkatimi çekti şu anda elektiriklenme diye ifade edilen benim aşık olma durumum meydana geldi." demiş. sevindim. umarım tayyip erdoğan o ilk sözü küçük bir tartışmanın ertesinde sarfetmiştir.
ne olursa olsun her kadın çocuklarının babası tarafından sevilmeyi hak eder. bu duruma kadın gözüyle bakıyorum. ayrıca merkel'e attığı o öfkeli bakışta da son derece haklıydı. kıskanması doğal. belli ki eşini çok seviyor. mutluluğu daim olsun.
Bir kadın kocasından dolayı, şunu, bunu, onları makamına çağırıp fetva verecek, sonra o kadın eleştirilince kocasından dolayı eleştiriliyor olacak.
Yoksa ilkokul mezunu, bu hayata kattığı en büyük değer çirkin tesettür modası katmak olan bir kadını kim dinlesin, kim televizyonlarda göstersin.
not: yazar burada tesettür çirkin demiyor,kadının giydiği kıyafetler çirkin diyor. Üşenmeyen biri olursa görsel paylaşabilir.
sevmiyor olsam da kocasi yuzunden ona kotu sozler soyleyemeyecegim bir kadindir. belki o da bizim halkimiz gibi elimden gelse bir dakika durmam yaninda diyordur. bilemeyiz.
Bir kadına kocasından dolayı laf atılmaz.aslında kendisinden dolayı da atılmaması lazımdır. (bkz: bizi bağlamaz) edit:yanlış birşey mi dedim acaba? Edit2: ben sadece tarafsız olarak görüşümü bildirmeme rağmen baya bi tezek atılmış üstüme.
işsiz güçsüz cumhurbaşkanlığı ailesinin diğer ferdi. Bu da gitmiş geçici köy korucularını toplamış onlara fetva vermiş. Anlaşılan kendi konumlarını sindiremiyorlar, nerede devletin en alt birimlerindeki elemanlar var onlarla aşık atıp onlardan övgü aldıkça mutlu oluyorlar; kocası bir ara muhtarlara takmıştı. bu da geçici köy korusu kadınları çağırmış. Aradaki hiyerarşi emir komuta atlanıyor tabi.
Amaç iki yönlü: muhtarlar veya korucular kim ki kalkıp bunları eleştirecek? Bugünlerde erdoğan ailesi eleştiri oklarının nereden geleceğini bilmiyor; parti içinde bile bunlara acayip zıtlık var. E zavallı muhtarlar veya korucular kim ki rte'ye emine'ye laf etsinler?
ikinci yönü, mağdur edebiyatına devam. Bak biz halkın çocuklarıyız, bak biz alt tabakaların sesiyiz hikayesi tam gaz.
Tabi görüşmede bir şey sıçmasalar olmaz. Emine hanım da şunu demiş: "Şehit annesi olmak demek önce çok acı ilaç olan sabırla beklemek, sonra mükafat almak demek".
Bilal'i göndersen de askere, oralarda şehit olsa da aynı mükafatı sen alsan mesela? Yer mi?
edit: kendini geliştirmek için ışık hızıyla neler yapmış bu safsatayı ortaya atan arkadaş bir de güzel örneklerle desteklese keşke.
edit 2:; eşine olan nefretten dolayı denilmiş; hayır efendim kendi ağzından çıkan sözlerden dolayı eleştiriliyor. Ama tabi sizin o çok masum sevecen hnur dolu kulaklarınız ağızlardan çıkan bu nahoş sözleri duymazlıktan gelir. Emine'nin kutsal dudaklarından öyle şeyler dökülür mü? Sevilmiyorsa RTE yüzündendir (ki RTE'yi sevebsilen birini sevmemek gayet normal bir şey*).