"aydın ya da entelektüel, eleştiren, kendi mukaddesleri ile içinde yaşadığı toplumun mukaddesleri arasında herhangi bir çelişkiye meydan vermeyen, ülkesini düşman bir dünyaya karşı savunan, bunu gerçekleştirebilmek için de ortak bir paydada birleşebilen, söylemlerini ya da tezlerini ifade ederken duygusallıktan öte mantıklı bir düşünce yapısına sahip olabilen, taraf olmayı belli bir sınıfın ideologu ya da demagogu olmak şeklinde anlamayan kişidir." (bkz: cemil meriç)
bu kafayla daha giderse aydın olamayacak ve kendi karanlığında hem kendini hem onu sevenleri boğacak kişidir. bu ülkeye de faydası yoktur zaten. bir çok gazeteci gibi boşuna yer kaplar gazete köşelerinde.
cemil meriç ten bir kapak daha gelsin o zaman;
"memlekette irtica yok; memlekette cumhuriyet devri aydınının, kafasını karanlıkla yoğurup madrabazlara sunduğu masum ve samimi insanlar var. ve anadolu hep fikir susuzluğu, ideal hasreti içinde."
hakkında bu kadar entry girilince öldü sandığım ama ölmeyip de yobaz zihniyetin yobaz partisine karşı direnişe davet eden bir yazı kaleme alıp bir takım kediciklerin kuyruklarına bastığını görünce iyi ki yaşıyormuşsun dediğim cesuryürek.
elinde atatürk posteri ile yürüdü diye hakkında soruşturma açılan, fetoşcu cemaati soruşturdu diye hakkında yargılama kararı çıkanlardan sonra üstüne tuz biber olan arınç suikasti palavrası ve bu uyduruk olaydan sonra tsk'ya göz dağı verircesine, mekanını basıp, ülkenin en gizli ve stratejik bilgilerini paçavraya çevirenlere karşı ordunun tutumunu sorgulamış ve görevini yap demiştir.
ama bazı cemaat beyinler, pkk'ya militan diyen boş kafalar hemen postal, darbe muhabbeti yapacak kadar kafaları geri.
lan adam ne güzel yazmış. acaba kaç kişi okudu yazısını.
acaba kaç kişi şerefini ve manusunu ortaya koyup yazısındaki tesbitler için " yalan " diyebilecek.
hala 3 yaş zekası ile postal ve darbe muhabbeti yapanlara tek kelime ile acıyorum.
gerçi onlarda haklı; beyinlerindeki idrak ve kapasiteye açık bir kaç kelimelerden biridir postal ve darbe sözleri.
komik olan çölaşan'ın yazısına binaen hukuk, demokrasi hede hödö diyenler niyeyse o kriter ve değerleri sivil darbe yaparcasına ayaklar altına alanlara tek kelime demez.
ordunun görevini yapması gerektiğini söyledi diyerek komikçe savunulmaya çalışan -6 altıncı nesil yazar insanı, gereksiz kişilik. ortaçağ avrupasında bile kendisinden daha çağdaş, çok daha hümanist insanlar vardı bu dünyada.
darbe çığırtkanlığı ile ordunun görevini yapmasını istemek arasındaki farkı kavramış yazardır. asker göreve derken askeriyenin hakkında yapılan iftiralara cevap vermesini istemektedir. bu kadar pasif olmamasını istemektir.
örneğin bir köyde bir kavga oldugunda oraya jandarmayı çağıran bir köylü darbe çığırtkanlığı mı yapmaktadır? hayır ...sadece jandarmanın görevi asayiştir. bu olayda da jandarma çağırılmıştır.
emin çölaşan da genelkurmayı göreve çağırmakla gerçekten görevini yapmasını amaçlamaktadır.ortada bir suç vardır.bu suçtan zarar gören de ordudur.
gerçi akp karşıtı herkesi darbeci sayan zihniyete bunu anlatamazsınız.
türk halkı ile alakası olmayan yazar. ancak orduda akrabası olanlar desteklemiştir. hani darbe olursa bizim yarbay kuzen ilçe kaymakamı da olur bizi de görür bahsinden. emekli ve mastürbatörlerin gazetesinde arzı endam eden köşe yazarı.
sokakataki insanların yüzde ellisinin düşündüklerini yazan yazar. fakat bazıları halka laf edemedikleri için emin çölaşana saldırmakta. kızım sana söylüyorum gelinim sen anla hesabı.
muhteşem aydın kişilik. öyle aydın ki kendisi; bin kandela ışıkla yurdun dört bir yanını ışıtıyor. farklıları, marjinal bozuntuları, göbeğini kaşıyanları, kömürle oyunu satan ve postal yalamasını bilmeyen zavallı ezikleri hep deli ediyor. uygarlığın birinci şartının askeri bir yönetim olduğunun bilincinde. özgürlük kavramının sadece içi boş bir şekilde propaganda amaçlı kullanılması gereken bir kavram olduğunu bize öğretti. seni çok seviyoruz emin, eskiyen bütün postallarımızı sana hediye edeceğiz.*
yazısıyla salya sümük "ordu göreve" diye bağrışan darbecidir. 80'de fidanlar asılırken, kitapların yanık kokusuyla yetişen nesil bu zokayı yutmayacaktır.
trafik yönlendirme tabelasına; 'atatürk orman çiftliği' yerine 'atatürk o.ç.' yazılmasından sorumlu tuttuğu melih gökçek'i konu aldığı makalesinin başlığı 'i.melih gökçek' olan yazar kişisidir.
söylemlerinin büyük bölümünü, sanrılarından oluşturmakla kalmaz; aynı zamanda, bunları anlatırken heyecanlanıp canlı yayında sigara molası da ister.
ulusalcı bünyenin ne kadarda kof oldugunun göstergesi ulusalcı yazar. danıştay saldırısı gerçekleştikten 20-25 dakika sonra bu bünyenin karısı olan bünye, danıştay savcısı makamında oldugunu unutup, saldırının ergenekon tarafından nasıl anlaşılması isteniyorsa o yönde yaptıgı açıklama ile zihinlere kazınmıştır, ergenkon ile birleştirilen danıştay saldırısını bu bünyeler hala başörtüsü için gerçekleştirilmiş bir saldırı olarak deklare etmekte, kof ulusalcı mallarda, bu gibilerin ideolojik pompalamalarına inanmakta.
kendi kesimini pompalamaya alışmış ulusalcı yazar.
bu adam bana tıpkı sözlükteki yazarları anımsatıyor. tıpkı bu adam gibi dobra konuşup sadece gerçeklerden bahseden sözlük yazarlarının karması yerlerde sürünürken, nabza göre şerbet vererek ortam yalakası olmuş sözlük yazarlarının karması yakında aya çıkacak. ben de hep diyordum bunların karması neden bu kadar iyi. birbirlerinin sikini yalamaktan ağzı yalama olmuş kişilerle dolu bu sözlük. sol elleriyle okşayıp sağ elleriyle de şükela butonuna basıyorlar.
melih gökçek'i, kaybettiği davalar neticesinde ödediği tazminat davaları ile zengin eden kişi.
hiç unutmuyorum bir bayram günü çocuklara oyuncak dağıtan melih gökçek gırgırın dibine vurmuş ve bu oyuncaklar emin çölaşan amcanızın ödediği tazminatlarla alındı, teşekkür edin emin çölaşan amcanıza, sözleriyle koparmıştı.
fettullah gülen i eleştirdiği için sözlük fettullahçılarının bol bol eleştirdiği şahıs. bir de atıp tutmazlar mı okumamış aydınlanmamış diye. duyan da zanneder ki zaman gazetesinde yazanların hepsi profesör. ama haksızlık etmeyelim mümtazer türköne var büyük dönek, profesörümsü. bu arada fettullah dedim diye beni kınayan yazarlar olabilir. onlar için gelsin.
hızlı olmayan treni hızlıymış gibi gösterip kazaya sebebiyet veren ve bunun suçunu makiniste atan, sel felaketinde milyarlarca liralık ziyan yüzlerce cana kastedenlerin suçlusunu eski belediyelermiş gibi gösteren, ülkenin bütün iç dış politikalarını hallaç pamuğu gibi atarak çizgisi belli olmayan bir ülke haline sokup koalisyonlara bok atan, imf ajaanı diye suçladıkları kemal derviş'in ekonomik prorgramın üzerine bir tuğla bile koyamayan, işsizine "ananı da al git", şehidine "askerlik yan gelip yatma yeri değildir" diyebilen insanlar koltuklarını bırakıp gitmezken bir soytarının sözü ile mesleğinden vazgeçmeyen onurlu bir o kadar da örnek bir vatandaştır.üstelik insanlara ismi ile hitap etmek ne kadar zamandır saygısızlık sayılmaktadır. ne zamandan bu yana isim bir küfür sayılır olmuştur. buyrun bir de bu açıdan bakın.
sanıldığı üzere i. melih gökçek'e laf atarak geçimini kazanmamaktadır. emeğiyle, senelerin birikimiyle yazdığı yazılar ve her biri için aylarca uğraştığı kitaplarından gelen paralarla geçinmektedir. i. melih'e söyledikleri yüzünden ise ödediği tazminatın haddi hesabı yoktur. eğer kendisi geçim derdinde olsa bazı sikimsonik aydınlar gibi hükümet yandaşı gazetelerde yazar, her gelen hükümette yazılarını değiştirirdi.
emin çölaşan aynı zamanda muhalif kimliğiyle tanınan bir yazardır. hangi partinin veya partilerin iktidar olduğuyla çok ilgilenmeyen bir gazetecidir. eline gelen belgeleri, gördüğü yanlışları mutlaka yazar, kendisi yazamaz ise birilerine yazdırır.
(bkz: yek yea!) ananı da al git diyen rteyi destekleyenlere, türkiye cumhuriyeti'nin görmüş olduğu en saygısız ve seviyesiz siyasetçiyi destekleyen insanlara bakın bi'! tayyip denmesine alınmışlar. öperim sizi.
--spoiler--
Melih Gökçek, Çölaşan'ın bir kitabından "Benim yazdıklarım gazetem tarafından sansürlenirse bu işi bırakırım" yazdığını okuyarak "Sizin yazınızı Hürriyet'te makasladılar, sözünün eriysen gazeteciliği bırakırsın."
*Melih Gökçek'in bu sözleri üzerine Çölaşan "Melih Gökçek beni burada mat etti gazeteciliği bırakıyorum" dedi.. Çölaşan daha sonra kahkaha atarak böyle basit nedenlerden dolayı istifa etmeyeceğini söyledi.
--spoiler--