türkiye'nin her yeri çöp dolu,
çünkü bu liboşlar amerikalı evangelistlerin de bir tık daha ötesine geçerek,
yaşadığı yerde hiçbir sorumluluk üstlenmiyor,
kamusal bilinçleri yok denecek kadar az,
toplumla özdeşleşmesi gereken dayanışma, yardımlaşma ruhu vasat ötesi belediyelerin, şirketleşmiş vakıfların insafına terk edilmiş.
Ağzını topla, terbiyesizlik yapma elleri ve gönlü boş olan gerizekalı.
Kemalistler, hiçbir zaman işçilere düşman olmadı. Atatürkçü Düşünce Derneği, sendika eylemlerini destekleyen en önemli sivil toplum kuruluşlarında birisiydi. Ülkücüler ve islamcılar için söylediklerinde haklısın.
islamcılar için işçi haklarının bir önemli yoktur. Yine aynı şekilde, onarın lügatında aslında sendikacılık ve sigortacılık da haramdır hatta şirk olarak görürler.
Türkiye'de kıdem tazminatı, diğer 2-3 sosyal hakla birlikte ilk kez 1930 yılında anayasaya girdi. 1961 Anayasası ile işçilerin sendikal hakları daha da genişletildi, 1982 Anayasası'yla da büyük bir kısmı budandı. Açgözlü ve hırsız AKP, işçilerin kıdem tazminatına da göz dikti.
50 yaşlarında ülkücü bir memur grubu tanıyorum. Hepsi de kadın. Diyorlar ki?
Ne varmış kira atışlarında. Kirayla geçinen bir sürü insan var. Emekli maaşları çok düşük. Orospu çocukları işte. Söversen hoşlarına gider egoları okşanır. Felsefeleri bu.