çok seviyorum ben bu kızı. işini ciddiyetle yaptığı için. destek yeterli değil, estekti köstekti diyerek mazeret üretmediği için. taa etiyopyalardan küçücük yaşında geldiği bir ülkede sıla hasretine, dil, adet, kültür farkına, ten renginden ötürü kem gözle bakabilenlere rağmen ve inat olimpiyatlarda madalya alacak kadar azimli olduğu için, son deparda kaybettiği rakibini güler yüzle, içtenlikle tebrik edebilmeyi nefes alır gibi sıradanlıkla başarabildiği için, ufacık bedeninde koskoca bir yürek taşıyabildiği için, o kocaman yüreğini alçak gönüllülük ve şirinlikle dışa vurduğu için. tanımlamak gerekirse, türkiye'ye olmpiyatlarda ilk atletizm gümüşünü kazandıran atletimiz. evet, atletimiz, baklavayı çok seven çikolata kızımız.
etıyopya'nın kendısını geri istemesine karşılık trt'nin verdiği cevap şudur.
başarıyı görünce gelen etiyopya onun zor günlerinde neredeydiniz. o artık bir türk.
kara tren kaçtı.*
iyi ki turkiye de dogup buyumemis basarılı kızımız. yoksa camiye-kuran kursuna kapatılacagından olimpiyatlarda madalya kazanma sansı olmazdı. bu islerin egitimi cocukluktan baslar, bir sporcu kolay mı yetisiyor?
not. vay vay vay, kotuleyen kotuleyene. camilerde atletizm dersi veriyorsunuz da
bizim mi haberimiz yok?
iki tarafta da keşke bırakan başarının insanıdır.
kendisi "keşke kendi ülkem adına yarışabilseydim."
70 milyon "keşke bizim aayşe fatmalardan biri bu kız gibi koşabilseydi."
tebrik edilesi bir başarı almış sporcumuz, atletizm tarihimizdeki ilk gümüş madalyamız ayrıca kimse bu kızı süreyya ayhan'la kıyaslamasın, madem süreyya muhteşem o zaman adam gibi çalışsın evde kocasına hizmet edeceğine ülkesine hizmet etsin.
insan, o konuşurken canım benim demekten alamaz kendini. çok şeker, sempatik ve alçak gönüllüdür. ben türküm diyendir. türktür.
(bkz: ne mutlu türküm diyene)
bazılarının zoruna gitse de süreyya ayhan'dan on milyon kat daha profesyonel olan ve ondan daha başarısız olmayan milli atletimiz. kazım kanat gibi lavukların sırf devşirme diye başarısından övünç duyamadıkları, onların başarısındansa kendi evladımızın(!) sonuncu olmasını yeğlediklerini beyan etmelerine inat "kendini türk hisseden herkes türktür" diyorum, mimar sinan da devşirmeydi bre densizler diyorum, hatta ve hatta bu gümüş madalya da sizin gibilere kapak olsun diyor, entryimi burada sonlandırıyorum...
son 3000 metresine yetişebildim yarışın. herkes bilir uzun mesafelerde kenya ve etiyopya takım olarak mücadele eder. sürekli sıkıştırmalar, rakibi yıldırmalar filan. ilk 7000 metrede nasıl bir taktik yaptı elvan göremedim. ben tv yi açtığımda bizim kız kafada gidiyordu ve kenyalılardan eser yoktu. etiyoplılarda ufaktan geride kalmaya başlamışlardı. 2004'den bu yana inanılmaz geliştirmiş kendini elvan bu harika bir şey. geçen yıl gelen gümüş ve tarihin bizim açımızdan en heyecanlı atletizm müsabakası bu gün izlediğimiz yarış bunu gösterdi. helal olsun diyorum sana kara kız. gururumuz oldun.
sadece yeteneğin yetmediğini, sürekli çalışma olmadan, emek olmadan, kendine dikkat etmek, bu kadar büyük arenalarda bu büyük yükleri kaldırabilecek hocalar olmadan her şeyin boş olduğunu gördük. bunların hepsi var bu kızda. 2012 londra'da yarışırmı elvan bilmiyorum 28 yaşında olucak orada ve aynı gelişimi çalışmayı sürdürürse onbin metrede 4 yıl sonra bir madalya daha neden olmasın.
facebook'da elvan abeylegesse yi ronaldinho'ya benzetenler diye bir grup açtıracak derecede ronaldinho'ya benzeyen atlet.
devşirme sporcular arasında en sempatiği ve en bizden hissettiğimdir. başarılı olmasının bunda zerre payı yoktur, sonuncu olsa da çok severdik kendisini.
canımız ciğerimiz elvan ımız gümüş madalyayı getirmiştir ülkemize, ayrıca yarıştan hemen sonra soluk soluğa birinci gelen atlete olan yaklaşımı ile (muhtemelen tebrik etmiştir) gönülleri mest etmiştir.