ulen iyice entel dantele bağladık.elmayı ısırarak yeme,tuvalette götünü tut sesli osurma,kız kardeşinin erkek arkadaşıyla ahbaplık kur vs.sanat filmi die izlediğiniz filmde adamlar bunların aksini alıyo alkış tutuyosunuz,gerçek hayatta görünce hay görgüsüz deyip dem vuruyosunuz.konulan bu acayip görgü kurallarına uyup hayatımı put gibi yaşayacağıma görgüsüzlük içerisinde hayattan zevk alarak yaşamayı yeğlerim.
Dün gece bir kabus gördüm. kabusta bir adam elmayı ısırarak yiyordu. kan ter içersinde uyandım bu korkunç kabusu gördüğüm rüyadan. ağlamaya başladım o kadar korkmuştum ki sabaha kadar annem ile babamın arasında yattım. bu süre içersinde ise beni sakinleştiren tek şey babamın sözleriydi :
+ olur mu öyle şey evladımm. hayal ürünü onlar. elma ısırılarak mı yenir?püre yapılarak yenir evladım.
- haklısın baba...
(bkz: Başlık sıçmak)
portakalı da eliyle soyup yiyen doğal insanlardır bu insanlar, yadırgamamak lazım, 50 yıl önce daha kaşık, bıçak, çatal az iken soğan da kırılarak, ezilerek, yemek mendilinin altında yumruklanarak yenilirdi.
haydi bismillah, bi' yaşıma daha girdim. elma yemek de gördü kurallarına dahil oldu ya artık daha laf söylemeye hacet yok! nası yiyeceğiz lan elmayı? önce sosa yatırıp ardından bir tutam baharat karışımıyla terbiye edildikten sonra fırana verip önümüze tabaklamı getirecekler! ısırıcan onu ayı! napacaksın başka!
duyunca bir yaşıma daha girdiğim tiplerin olayıdır. elma bizim kutsal yiyeceğimizdir. bırakın ısırarak yemeyi, elmayı gördüğümüzde biz soyunmaya başlıyoruz neremizden ısıracak diye. o denli saygı duyuyoruz.