türkiyede atatürk ü kötülemek için 20.yy daki genel kıtlığı öne çıkarıp, atatürk ü yüceltmek adına gerçekleri saklamaya çalışan kemalistler var, doğrudur: https://youtu.be/9qiadfVVUVU?t=986
bugünkü dünyada gıda bolluğu var!
siz, yiyecek bir şey olmadığı için aç değilsiniz mesela!
fiyat politikalarından dolayı, parasız olduğunuz için açsınız! ve paranız bittiğinde aç kalırsınız!
toksik ölçüde realist ve hasbelkader pragmatist bir yuzır, bu yüzden mümkün mertebe hayatın tadını çıkarın, akıllı insanlarla konuşmak mutluluğu arayacağınız en son yer olsun.
delileri dinleyin mesela!
deliler gibi düşünün.
eminim, onlar bile size daha fazla teselli imkanı sunacaktır.
true inan acınası haldesin. la oğlum cidden senin için ses kaydı hazırlayıp, bunu kadın sesine dönüştürdüğümü mü zannediyon?
text-to-voice modelleri var, o kadar avelsin ki attığım ses kayıtlarını tek tek dinleyip senin için sahiden sahiden böyle bir işe giriştiğime inanmışsın!
yazdığımız her şeyi, istediğimiz ses tonuyla istediğimiz dilde okuyan botlardan bile bihabersin.
tüm vaktini insta, tiktok ve x com da heba eden, her şeyin en doğrusunu bildiğini zanneden cahil moruk, betray me sana sesleniyorum.
bak bakalım, kapitalizm mi sekülerizmi doğurmuş?
yoksa sekülerizm mi kapitalizmden doğmuş?
azıcık aklın olsa sermaye düzeninin köyden kente göçle başladığını, seküler yaşamın kömürle çalışan elektrik santralleri, fabrikalar, tren yolları, lokomotifler ve vapurlar etrafında kümelenen şehir yapılanmasından, yeni pazar arayışlarından doğduğunu ve sekülarizmin bireysel manada makineleşmeyle özdeş bir kavram olduğunu fark ederdin.
chatbotu gibisin oğlum, sadece akıllı gibi görünmek için uzun yazıyorsun, sekülerizm hakkında kaleme aldığın tek bir satırın bile akla, mantığa, havsalaya uygun tek tarafı yok.
insanlık tarihinde kişi başına düşen milli gelir son yedi bin senedir ilk kez 18.yy ın ortalarında, endüstriyel ekonomi açısından her makineyi üreten makinenin, çağdaş tornanın geliştirilmesiyle başladı.
bu sayede milyonlarca köylü, fabrikalarda vardiya sistemiyle çalışmaya başladılar.
yeni borçlanma sistemi, insanları daha çok çalışmaya ve dine daha az vakit ayırmaya sevk etti.
gerici islam ülkesi zannedilen pakistanda bile sekülerizm doğrudan makineleşmeyle temas halinde! makineleşme sürecinden bağımsız bir sekülerleşme kavramı tahayyül dahi edilemez! imkansız! toprak ağalığından, işgal, yağma ve talanla emperyalizmden beslenen ilkel kapital düzen, fabrikatörler ve burjuva sınıfının doğmasıyla beraber iktidar koltuğunu modern kapitalist ekonomilere devretti.
o zamandan beri dünyanın en gerici, en çağ dışı rejimleri bile yavaş ama tempolu adımlarla sanayileşmekte ve sekülerleşmekte.
pakistan bile,
hindistan bile,
belki afganistan gibi bir iki kabile konfederasyonu ve tarıma dayalı ilkel ekonomiler hariç!
cahil eşeklere aklını kullanmayı da öğretiyorum ben.
sandaletle demir çelik imalatı, talaşlı imalat gerçekleştiren paki tesislerinde bile, müslüman işçiler daha fazla kazanmak ve yaşamını idame ettirebilmek adına dini ibadetlerden feragat etmek zorunda!
buna mecburlar!
bu yüzden birçoğu vardiyalı sistemde, gece gündüz çalışıyor!
karşılıklı borçlanmaya dayalı takas ekonomisi sona ereli yüzyıllar oldu!
ay sonu geldiğinde 10 yy daki gibi, el sıkıştığın müslüman satıcılardan mal almak yerine, yahudi mentalitesiyle en çok işine yarayan ürünü, visa ve mastercard ın kesesini dolduran hepsiburada, trendyol gibi platformlar üzerinden satın alacaksan bunca sene boşuna okumuşsun demektir.
aklın o kadar körelmiş ki, kapitalizm diye sayıkladığın şeyin sekülerizmin yakıtı olduğunu bile göremiyorsun, tüm amellerinle bu sisteme hizmet ettiğini göremiyorsun.
dünyada seküler finans kapital dışında bir sistem yok.
suudi şeriatı falan hepsi hikaye oğlum.
tam tersine seküler müsiad milyarderlerinin akp li müsiadçılarla beraber audili vaizleri kullanarak, işçileri daha fazla sömürmek için yeni bir rejim inşa etmeye çalıştığını savunuyorum.
özgür özel, kemal kılıçdaroğlu gibi sosyal demokratlar da bu düzenin siyasetçileri işte.
bu yeni rejimle beraber tüm vergi borcunu emekçi halka yıkıp, suriyeli ve afgan işçileri sigortasız köle gücü olarak harcayıp, artan kira enflasyonuyla emlak balonunu şişirip yeni rant kapıları geliştiriyorlar.
daha dün tosyalı holding in demir çelik fabrikasında bilmem kaç müslüman işçi yanarak kül oldu.
halk tv, yeni akit, a haber hangi biri işçi cinayetlerine karşı sesini yükseltiyor.
işçinin sigorta primini tırtıklayıp,
kıdem ihbar tazminatını gasp etmek için islamı, türklüğü, atatürkü kullanan,
yasaların içini boşaltan,
denetçi firmalarla anlaşıp kendine yol yapan cübbeli, takkeli, kravatlı, takım elbiseli adamlarla mı ahlakı, toplumsal adaleti tesis edeceksin sen?
hayal aleminde yaşıyorsun. islamcı ve seküler liberallerle türk kapitalizmi tamamen çökmüş vaziyette çünkü. hem de şirketleşen tarikat yapılanmalarıyla birlikte.