türkçülerin ya sev ya terket, çelik erişçi'nin 'baş örtülüler albümü almasın' , volkan konak ın 'ayağı kokanlar anıtkabir e girmesin' ultimatomlarından sonra kendi çapımda verdiğim beyaanat.
yani mümkünse okumasınlar bu kemalist tayfa entrylerimi. zaten onlara yönelik, onların ilgisini çeken şeyler de yazmıyorum. ama gene de okumasınlar. yani haketmiyorlar entrylerimi okumayı. gitsinler diğer kemalist tayfa dan favori yazarlar bulsunlar onları okusunlar.
yarın 28 şubat, sene devrinde, "1000 yılın sonu"na karşı da ses çıkartmasınlar!
postal yalarken postal kazımak, bi türlü körelmeyen tamahın "daha daha" yankısıyken, kendilerinden, sızlayan kemiklere delalet mistik bakışlar ve bir bez parçasına yönelik saldırgan pençeler harici reel dünya açıklamaları ve bu dünyaya yönelik düşünerek atılmış adımlar beklemiyoruz.
son derece tinsel hatta abartılılıklarından mütevellit netlikle dinsel nitelik kazanmış açısız bakışlarını, yemek, içmek ve sıçmak harici nerelerde kullandıklarını merak ediyor, yine aynı merakın şiddetle tırmandığı yorumlanabilen güncel alandan haykırıyoruz -o kadar uzaklar ki, duyulabilir mesafede bile "lalala" çocuk güncesiyle yaklaşan bir canlıyla iletişim kuramamamız tahmin edebileceğiniz üzre kabul edilebilir gerekçemiz-; sermayenin düzenekleri, geneli 6 oklu çokluk kapasitenize lenin madalyası verelim mi? metada leke var; çünkü irade ve çabaya stalin'in bürokrasisi karışmış.
yorum bi yere kadar, içine bakar göz dediğin, o da hadi neyse tatmininde.. ama gördüğünü anlamayacak kadar ya da anladığını kabul etmeyecek kadar saf bir bilinçsizlik ipinin üzerinde 1556 cambaz, itiş kakış hazneyi sonlandırmaya ulaşma çabası? ha, işte orada kıçından kaçan yüklü bi hava var. boşalmamış, seni şiddetle uçuruyor; ama az kaldı hafif uçuşunun aksine şiddetle çakılacaksın!