O kitabı eline almadan, sayfalarına dokunamadan, kitabı koklayamadıktan sonra ne zevk verir ki? Düşünsenize, 30 yıllık bir kitap elinize geçiyor. Kim bilir kimler dokundu o kitaba, kimler ne iz bıraktı?
Sayfaların kokusu, parmağı yalayıp sürtmenin verdiği his, daha önce o kitaba dokunmuş olanları düşünüp hallenmek, kitabı yalayınca sayfasında görülen ıslaklık, sütyeninin kopçasını açmaya çalışmak falan aq kitabı okuyor musunuz sevişiyor musunuz. Tamam basılı kitabı okumak daha konforlu diyin anlarım da o kadar fantaziye ne gerek var.