adam 2.9'a satılmış,oynasa ileriki yıllarda alacağı parayı tahakkuk ettirip kulübe toplam 9 milyon avro getirisi olduğu belirtilmiş,iyi abi adamın 10 yıl oynayacağını varsaydınız yıllığı 3 milyondan toplam 30 milyon+2.9 bonservis,ne tuttu 32.9 milyon avro.bu hesaba çocuklar bile güler,ya.bırakın,çekin gidin allah aşkına.
galatasaray'a geldiğim gün sevindiğim kadar gidişine de bir o kadar üzüldüğüm futbolcu. kaliteli futbolcuydu ama değeri bilinemedi, rijkaard tarafından oynatılmadı ve takıma küstü. sonunda da gitti. yolu açık olsun ne diyelim. artık bir zamanlar elano galatasaray'da oynadı demekten başka bir şey gelmez elden.
bir sezon reykart oynatmadı, hagi geldi tam oynamaya başladı dedik bu sefer de gönderdiler. şaka gibi lan. şu haberi zaytung'da okusam gülmekten yarılırdım heralde.
yönetimde bu adamlar varsa galiba biz bi'şeyleri hakediyoruz abi.
edit: şu kadar para verecektik ama vermedik hahaha kârdayız diye açıklama yapmalarına da pes diyorum başka bir şey demiyorum. linderoth'a iki sene haybeye para ödeyen bendim sanki amına koyim. illa küfrettireceksiniz lan.
takımda görmek istemediğim futbolculardandı kendisi ama ona gelene kadar o kadaar cok futbolcu var ki galatasaray'dan postalanması gereken, saysam burdan köye yol olur..
ben bu adama eskiden kızardım ama artık kızamıyorum, misimoviçten de özür diliyorum; yönetimin bu transferleri belki de doğruydu ama takımda hala tutmakta olduğu çuval dolusu dingille bu adamları yan yana koyarsan yine bir bok olmayacağını nasıl görmezler,nasıl bir beceriksizliktir; messi yi getir yine olmaz; elano gitsin, boşnak gitsin,mehmet topal gitsin, keita gitsin baros hep revirde kalsın ama diğer dingiller takımda; allahım bu sezon küme düşmeden hemen bitsin nolur ve sezon sonunda yönetimle beraber...
sahanın ortasında, ellerini havaya kaldırmış, pas almak için çırpınan bir adam.
galatasarayda bulunduğu birbuçuk sene süresince böyle tanıdık, futbolcu eskilerinin hırssız dedikleri elano blumerı.
iki üç pozisyon sonrasını düşünerek başlattığı ataklarıyla, altmış metrelik tam isabet paslarıyla, boş alana kaçışlarıyla, kaptırılan toplardan sonra kendi ceza sahasında rakipten top çalışlarıyla gerçekten de hırssız! bir futbolcuydu elano. ne de olsa brezilyalıydı, o topraktan hırslı adam mı çıkardı?
ve bugün, aniden ama şaşırtmadan- ülkesine döndüğü haberini aldık resmi siteden. üstelik, gelecek dönem alacaklarından vazgeçtiği de bir yöneticilik başarısıymış gibi belirtilmiş.
haziran ayına dönüp, galatasarayda o günden bu güne gerçekleşenlere şöyle bir bakıyorum da..
keitanın gönderilmesini doğru bir hamle olarak yorumlamıştım. şahsi oyunu ve disiplinsizliği sebebiyle sahada geliştirilmeye çalışılan takım olgusunu zedelediğini düşünüyordum, tabii yerine aynı kalibrede bir sağ hücumcu alınacağı tahmini ve şartıyla.
fakat bu satışın ardından gelişen her şey tam bir fiyasko oldu. yerine en az bir iki gömlek kalitesiz pinonun alınması, rijkaardın istediklerinin alınmaması, istemediklerinin elde tutulması, sonra onun da ipinin çekilmesi..
şimdi de elano blumerı, yani takımın en kaliteli futbolcusunu yolluyorsunuz. sakin yapısı yüzünden hırssız, arkadaşlarına bağıra çağıra küfür etmediği için de uyumsuz yaftasıyla hem de. eminim yarın çıkıp, kendi gitmek istedi, biz ne yapalım? diyeceksiniz.
şimdi galatasaraylı düşünsün; haziran ayında bu kadroda keita vardı, elano vardı, takımın başında rijkaard ve neeskens gibi iki isim vardı. satış opsiyonu elinde dos santos ve her şeye rağmen jo gibi bir futbolcu vardı.
şu an elde ne var peki? alternatifsiz bir baros, kurtarıcı diye önümüze sunulan pino, futbolcu menajeri serdar özkan ve tabii ki mustafa sarp, ayhan ve barış özbek üçlüsü. ha, az kalsın unutuyordum, bir adet de servet çetinimiz var!
bana göre yanlış bir transfer olmasına rağmen, kadro dışı bırakılmış misimovici de unutmamak gerekir.
bugün, galatasaray yönetiminin dibi gördüğü gün olmuştur kanımca.
futbol takımı mı? ben mustafa sarpın sakatlıktan taş ve sopayla döneceğini duydum, avrupaya açılan pencereyi kıracakmış..
iki sene linderoth'a para verip gökhan zan'ı da hala takımda tutan yönetimin iki yüzlülüğünün kanıtıdır elano blumer.
göndermişler de ödeyecekleri para ceplerinde kalmış, kar etmişler. o hesaba göre sezon başında messi'yi almadığımız için 150 milyon euro kârdayız demektir?
olmamış bir klon daha. isterdik ki hagi, alex gibi essin şu ligde ama olmadı. ne skime yaradığı belli olmayan kısa ve uzun paslarıyla hatırlayacağız onu. bi de mesene'den osbir çekmesiyle ama onun konumuzla alakası yok.
ülkesine gitmek için bir servet ten vazgeçmiş futbolcu.* biz ne futbolcular gönderdik ki bir kaç sene sonra hayal meyal hatırladığımız futbolcular arasında yer alacağını tahmin etmekteyiz.