ekşi sözlük açıldığında üniversite talebesi olan yazarlar şimdilerde 25-30 yaş arası.yani çoğu voleyi çakmış , belli imkanlara erişmişler bu yüzden daha çok görüp geçirmişlerdir.
uludağ sözlükte ise genellikle üniversite talebeleri takıldığından onların vole vurmasına daha vakit vardır.
ekşi böyle daha klas çünkü düzen falan böyle nasıl desem. eeee.ooo.
daha düzenli.
burası daimi kaosta her an her şey olabilir evet.
örnek vermem gerekirse ekşi amerika birleşik devletleriyse, uludağ sierra leone ya da liberya olabilir. zira dedim ya sürekli gelişen daimi bir kaos var.
aslında bu tespiti yapmamın tek sebebi şudur ki dün blood diamond la god of war u izledim. feci gazdı lan!
ek$i ferrari'dir. uludagsozluk ise, ferrari'ye arkadan carpan kaskosuz şahin.
bu entry'de uludağsözlük'ü küçümsediğimi zannedecek arkadaşlara diyorum ki; tamam ek$i bir ferraridir. ama uludağ sözlük'de ona arkadan çarpma cesaretini gösterebilmiş bir kaskosuz şahin'dir.
Uludağ sözlükte bazıları burayı forum olarak görse bile hala gelip burda yazarlar,ama ekşide böyle birşey yoktur. Zaten ekşinin bunu yapan saçma sapan yazarlarada ihtiyacı yoktur.
Ekşi sözlük ilk kurulan sözlüktür ve her açınadan ilk olduğu için yaşayarak tecrübe edinmiş ve 8 senede bu seviyeye gelebilmiştir. Uludağ sözlük ise edinilmiş tecrübelerden yararlanarak bu 8 senelik süreci daha kısa bi sürede atlatabilecek yapıya ve imkana sahiptir.
uludagsozluk her yönüyle farklı. kitleye hitap meselesi. ekşinin boku çıktı. fark bu. düzeyli deneyimli bir sozluk haline geldi uludagsozluk. ekşi sözlük bir basamaktı. ve o basamak geçildi artık.
uludağ sözlüğün bugüne bugün milyonluk entry sayısına ulaşmış ve entryler içindeki kalite oranının da giderek artmakta olduğu için giderek yok olan farklardır.ki moderatör sayısının arttırılması, bazı eski tüfeklerin geri dönmesi gibi somut kanıtları da bulunmaktadır. hadi hayırlısı.
ekşi sözlük'te, son bir ayda 6 düğün vardı.. yazarlar birbirleriyle yaşamlarını birleştirecek kadar sağlam ilişkiler kurarak, karşılıklı güven verebilmişler. uludağ'da gözlenen ise, şüphe, samimiyetsizlik, korku...
yazarların getirdiği farktır. tam olarak öyle olmasa da, önemli olan bu.
bir çekişme hevesi, laf atmalarla oluşan ortam bokluğu başı götürüyo bu farklarda. yani görünen bu, yoksa yazan her yerde yazar, okuyan her yerde okumaz.