sözlükleri hep otomobil markalarına benzetiyorum. ekşisözlük otomobil furyasının mihenk taşı olan ford, diğer sözlükler ise onun arkasından gelen diğer markalar. hadi sözlükleri birbirleri arasında yerleştirebiliyor bu benzetme ama peki hayatımızın içinde otomobiller nasıl yer ettiyse, sözlükler de o denli yer ediyor mu. veya biraz daha değiştirirsek soruyu, sözlükler ve internet hayatımızın hangi seviyesinde?
internet ilk olarak hayatımıza girdiğinde mirc denilen o nane ile karşılaştık hepimiz. asl, nbr, 17 f istanbulları hep orada gördük, :) şeklindeki işaretleri orada tanıdık ve bir anda klavyeden nasıl bir insana ait bir çok şey karşı tarafa akıtılır onu farkettik. peki şu an mirc denilen programa acaba hanginiz veya kaçınız giriyor. girse bile ne umuyor, ne bekliyor ve ne için giriyor. fakat eğer bir girerseniz, hala mirc denilen programın içinde binlerce insanın olduğunu, her gün birilerinin birilerine asl? sorduğunu, sanal seks yapalım mı diye sorduğunu görürsünüz. internet cafede belki de 50 yaşına gelmiş bir adamın siberalem sitesinde her gece arama yapıp bir çok bayana mesaj attığını görmek de aynı şey. yani insanlar hayatlarının en önemli eksikliklerini internet ile kapatmaya artık alışmışlar vebu alışkanlık her geçen gün büyüyor. burada insanların isteklerinin, eksikliklerinin, hayattan aradıklarının neler olduğu önemlidir. bazıları cinsellik, bazıları bilgi, bazıları eğlence, bazıları aşk, bazıları arkadaş, bazıları para, bazıları entelleklüelite umarak, bazıları ise ne istediğini bilmeyerek giriyor internete. ama hep bir amaç, bir hedef var.
işte böyle bir noktada hayatımıza bambaşka bir şekilde girdi ekşisözlük. bu istediklerimizin hepsini bize sunabilecek bir platform olarak. yazar olmak, okur olmak kavramlarını, bu kavramlar ile elde edebileceklerinin miktarını ortaya koydu. yüzlerce, binlerce insanın fikrini, farklı düşüncesini, bilgisini, mizah anlayışını, siyasi görüşünü, zevklerini yansıttı. tüm değerleri oluşmuş ve dış dünyadan etkileşimi artık minimum seviyeye inmiş yani kısacası yaşı belli bir seviyeye gelmiş insanlar için belki birşey ifade etmezdi ama ekşisözlük büyüyen, gelişen ve öğrenmeye, şekillenmeye aç bir genç nesil için öğretmen oldu. ha ekşisözlük okumayanlar, bilmeyenler bu öğretmenden eksik mi kaldılar, hayır. çünkü öğretmenler her yerde var. birinin öğretmeni mahallesindeki kahvede oturan bir gazidir, birinin öğretmeni babasıdır, birinin öğretmeni gazete dağıtan çocuğun elinde her gün kalan bir iki gazetedir, birinin öğretmeni ise mahalle maçlarından sonra herkesi ortaya toplayan abidir. ekşisözlük bunlardan çok daha zengin, daha ayrıntılı ve seçme hakkını sana veren bir öğretmen idi. eğer ki etrafında ne kadar çok öğretmen olursa, her birine verdiğin değer, ayırdığın zaman ve aldıkların o kadar azalır. eğer etrafında ne kadar az öğretmen olursa, aldıklarının miktarı ve minnettarlığın da o kadar artar. büyük şehirlerde yaşayan, imkanları olabilen bizlerin etrafında belki bu şekilde bir çok öğretmen vardı ve ekşisözlük bizim için sadece bunlardan biri idi. ama bilmediğimiz, içine girmediğimiz bir çok hayat için bundan daha fazlası olabilirdi. ve olmuş da. bunu yargılamak ne bizim hakkımızdır, ne de başkasının.
bir günden sonra insanlar gitmek istedikleri yere artık yürüyerek veya at sırtında değil otomobille gitmeye başladılar. işte o günden sonra artık hayat bir nebze olsun rahatladı. ve ben henry ford'a bunun için teşekkürü borç bilirim. ama mitsubishi kullanıyorum..
tek yaşam belirtisinin girilen entryler olduğu hayalet sözlük. beyin ölümü gerçekleşmiş, diğer organlarının çalışması elektrik sarfiyatından başka bir işe yaramayan; artık fişi çekilip, yazarlarının, yazar nakli bekleyen sözlüklere bağışlanması gereken, komada bulunan ve çıkması da çok düşük bir ihtimal olan sözlük.
bunlara gore 7000 eksisozluk yazarı zeki, ufku geniş, modern düşünen, tek kelimeyle şahane insanlar 70 milyon-7000 insan ise basit, populer kültür yüzünden bayağılaşmış , kafası çokda çalışmayan insan türleridir. ha kendilerini ilgiyle takipde ederiz severizde o ayrı , lakin kendi sozlukleri dışındaki sozlukleri ve kendileri dışındaki insanları üst düzey aşağlamaları bunyemizde kendilerine karşı az da olsa gıcıklık yaratmıştır. (bkz: insanın kendini vazgeçilmez sanması)
kesinlikle halkın seviyesinde olamayan, elit bir kesimin halk adına konuştuğu, hala "her kesimden insan var orda canım" diyenlerin olduğu ama bal gibi de öyle olmayan, radikal görümeye çalışıp marjinallikten öteye gidemeyen potansiyel aydıncıkların fink attığı oluşumdur. ha yok mudur aralarında ekstrem uçlarda olmayan, kahvehanedeki, sokaktaki adam? vardır elbet, ama ezici çoğunluk halkın reflekslerini bilmeyenlerden oluşuyorsa diyecek bir şey de yok.
bilgisel olarak doğru, üslup olarak gayet düzgün entrylerin geçen haftanın en kötüleri arasında olduğunu görünce' nasıl yani' dememesebep olmuş ilkelleşen 'ilk'...
ilktir, ilkeldir... maalesef ki türkiye'de en çok okunan online sözlüktür. çoğunluğu oluşturan marjinal kesimin görüşlerine uymayan entryler, üslüp ve bilgisel olarak son derece doğru da olsa kötülenir, hatta silinir. sözde çoğunluğun azınlık üzerindeki baskısını kınayan, sözde farklılıklara tahammülü olan yazarların bal gibi de "diğerlerini" safra atığı, pislik olarak gördüğü ortamdır. "anarşistim ulen ben otorite tanımam" deyip ssg yalakalığı yapan tiplerden de bol bulunması ortamı çok daha fazla trajikomik duruma sokmaktadır.
(bkz: ayrıca)*
zannımca artık sedat kapanoğlu'nun bi çeki düzen vermesi gereken yerdir. zira bu farklılık tahamülsüzlüğü, karşıt görüşlere küfür kıyametle yaklaşım en azından yeni yazar alımlarıyla giderilebilir.****
içinde bulunmaktan çoğu zaman mutluluk duyduğum zaman öldürgeci. ama artık eski performansını sergileyememektedir bazı insanların öne çıkma isteği milleti tiksindirmekte, abuk konular saçma şekilde can bulmakta ve prim yapmaktadır. eski halini özlemekteyim.