film çok saçma gelmekle beraber bittiğinde kendi kendime dediğim,saçma sapan amerikan filmlerinde de benzer senaryoları izliyoruz bide bizimkiler yapmış çokmu.
kenan imirzalıoğlu'nun birçok sahnede şivesini bozduğu ve normal şivesiyle konuştuğu, Uğur yücelin kimi mimiklerini, söyledikleri sözleri neden söylediği anlaşılamadığı, Sonlarına doğru Köprüden uçma, ters şeride girme gibi gerilim polisiye bir filmde neden olduğu anlaşılamayan sahnelerin olduğu, bir ara rock n rollayı mı izliyorum lan ben diye düşündüğüm, bunun akabinde dextera dönen, bi ara saw'a dönen oradan buradan arak kamera açıları teknikleri içeren uğur yücel filmi.
Ha beğenmedim mi?
Valla kötü değil. Yani Türk sinemasına göre kötü değil, klişe konu, klişe kamera açıları ve teknikleri vs vs de olsa Türk sinemasında bu şekil bir yapım görmemiştim. o yüzden izledik bitti ne çok boktan yeaa demeye ne de savunmaya gerek yok. Daha orjinal bir yönetmen çıkar bunun gibi bir filmin daha eli yüzü düzgününü çeker bu filmden aldığı ilhamla ne la bu diyerek.
ha bir de arkadaş sikecem koşarak ateş eden piyade tüfekli asker görmek istemiyorum artık b sınıfı da olsa filmlerde.
oyuncuların hepsinin kabız olduğunu düşündüğüm ve nedense berrak tüzünataç'ın rolü dışında tüm emniyet şiveli ya da garip bir şekilde konuşuyor.
öyle ki bazı yerlerde hiçbir şey anlamayıp keşke altyazı olsaydı diyorsunuz.
özenti ve anlamsız bir film olmuş oysa ki bu kadro ile harikalar yaratılabilirdi.
film güzel bence. polisiye filmler teorisine uymuş. seri katilin kim olduğunu filmin sonuna kadar anlayamıyorsunuz. ama bazı şeylerde insanın kafasına takılmıyor değil. mesela kenan imirzalıoğlu ile nejat işler yer değiştirebilirdi ki nejat işler bu rolun hakkını daha iyi verebilirdi. muhtemelen kenan imirzalıoğlu'nun hayran kitlesinden faydalanmak istemişler.
ceyda düvenci ve berrak tüzünağaç'ın filme sırf polislerle yatmaları için kondukları belli. oynamasalar filmde bir eksiklik olmazdı. herhangi bir fonksiyonları yok.
son olarak, yılların polisini oynayan kişiler bu tür filmlerde hep çatallaşmış sesle konuşmak zorunda mı, orasını anlayamadım. bu da bir tür klışe olsa gerek.
av mevsimi nden sonra izlediğim, uğur yücel polisiyesi. ancak gerek kurgu, gerek senaryo bakımından çok daha başarılı olan filmdir gözümde. büyük usta yavuz turgul un ne yaparsa izlerim anlayışını götürdü bir anda... üzüleyim mi, sevineyim mi anlamadım?
çerkez'in sesi çok kulak tırmaladı nedense bende. uğur yücel seslendirmedi heralde. filme gelirsek vasatın üstünde bir filmdi. biraz yerli dexter gibi göstermeye de çalışmışlar katili. iyi de olmuş ama vatandaşın katile olan desteğini biraz daha gösterebilirlerdi bir şekilde bence. gişede başarılı olmadı pek sanırım. ben de fazla beklentim olmadan izledim filmi. o yüzden daha çok sevmiş olabilirim.
Bu filme dair kötü birşey söyleyemiyorum. Mutlaka eleştirilecek yanları olabilir ama illaki şu yüzden çok kötü denilebilecek bir tarafı yok. Eleştirebileceğim iki husus var birincisi Nejat işler'in filmin ana karakterlerinden birisi olarak afişte lanse edilmesi , hiç de öyle değildi az biraz görünüp kayboldu. ikincisi de bu tür flmlerde hiçbir zaman baştan izleyiciye katil şu kişidir fikri verilmez , yani izleyici o kadar şartlanmış oluyor ki baştan katilin kim olduğuna son anda yok oymuş akrepmiş farketmiyor sonuçta aynı kapıya çıktı olay. Beğendiklerim ise tabi ki çok olmuştur. Ben bu tür filmlerin AB ülkelerinde vaya ABD de Uzakdoğu da dvdlerinin satılıp satılmadığını bilemem ama satılırsa iş yapar. Hele ortadoğu ülkelerinde iyi ciro yapar . Aksiyon pozitif, istanbul sahneleri var, iyi iş yapar şüphesiz. Sonuç olarak kesinlikle harcanan para yazık olmamıştır, alışık olmadığımız Uğur Yücel'den beklenmeyecek derecede olumlu etki bıraktı .
--spoiler-- Rufus Sewell 'ı turistte niye oynattılarsa nejat işler i' de ejder kapanında o yüzden oynatmışlar. katilin o olduğundan kimsenin şüphesi olmasın diye ama yinede gerçek katilin o olmadığı çok belliydi. kenan, nejatın manitayı da gereksizmi gereksiz bir sevişme sahnesiyle yine arada kaynattı.
--spoiler--
sırrı süreyya'nın filme hiç yakışmadığı ve iğrenç türkçesiyle filmin içine ettiği bir yapım olmuştur.kenanın sürekli değişen şivesi, uğur yücelin kanserli ve anlaşılamayan sesi, senaryonun araklanmış oluşu ve nejat işleri gösterip vermeyen bir hale sokmaları hoş olmamış.sevişme sahnesi gereksizdi.ceyda düvenci lüzümsüzdü.görüntü ve kamera açıları güzeldi.herşeye rağmen farklıydı diğer türk filmlerinden.en iyi oyunculuk çok az da oynasa nejat işler e aitti.ikincisi, şivenin sürekli anadoluda gezinmesini saymazsak kenanındı.farklı çalıntı ve vasat bir film.artısı ise böyle filmlerin daha yaratıcı ve farklı filmlerin önünü açacak olması. inşallah açar.
yapımcılığını erol avcının üstlendiği, yönemtmenliğini ise uğur yücel'in yaptığı ve 2010 yılında gösterime giren bir başka baş yapıt. zaten türk sineması bakımından 2010 yılı unutulmaz bir yıl olmuştur.
türklerin gerilim-polisiye filmlerindeki beceriksizliğini bir kez daha gösteren berbat film.
uğur yücel'in aksanı ve al pacino özentiliği özellikle rezil. barzo komiserin ilik kızı yemesi de komikti. senaryo genel olarak gerizekalı işiydi. haritanın üzerinde kertenkele resmi bulmak ne lan? yandan bakınca bu sabah yaptığım kakaya benziyor.