bugün

i. melih gökçek hazretlerinin bir türlü tatmin edemediği kurum. ** *
edit:eksileyen arkadaşlar siz gelin bir hafta ankara da kalın arsenikli suları için , tıkış tıkış, üstelik de geç kalan belediye otobüslerinde canınız allaha emanet yolculuk yapın da o zaman eksiliyo musunuz napıyosanız yapın...
bilinenin tersine id ile süperego arasında denge kurmaya çalışmaz. işin, nasıl yapılırsa en iyi olur kısmını halletmeyi kendine götev beller. sokakta işemeniz gerektiğinde görünmeyecek bir köşeye gitmenizi söyleyen egodur. işeme lan hayvan diyen süperegonuz.
bugun sabah dikimevi durağından ankaray denilen metroya binmek için ego ulaşım kartı alınmaya gişeye doğru gidilir. ankarada okumadığımdan dolayı öğrenci bileti almak için bir kaç taktik belirlenmiştir. gişeye yaklaşılır ve gişedeki göbekli suratsız amcaya 10luk öğrenci alabilirmiyim denir. bu lafın üzerine gişedeki amca paso sorar ve yurt dışında okuduğumu ankaraya konferansa geldiğimi söyler ve 10luk ego parası* verilir, kart alınır. arkadaş ile birlikte peş peşe aynı ego basılır ve ankaraya binilir. kızılayda inilip doğru bilkent otbüsüne binilir ve gene aynı şekilde ego otobüse 2 defa basılır. otobüste egonun arkasındaki yazıya göz takılır ve 230kr ibaresi göze çarpması ile dumurlar yaşanmaya başlanır. kazıklanmanın verdiği duygu ile kazıklandığını kendine yakıştıramama duygusu birbirleri ile bütün olmuş bir halde olanlar sorgulanmaya başlanır. madem ikilik ego nasıl 4 defa binildi madem 45 dk içerisnde aktarma bedava ise 4. biniş nasıl kabul edildi gibi sorular kafalarda dönemeye başlar. egonun bozuk olduğu dahi düşünülür. ancak olayın böyle olmadığı derçeği ile yüzleşilince, ego gişesindeki amcaya bütün sevgiler iletilir. ve ankarada yaşamamama rağmen ankarada oturan ve oy kullanacak her arkadaşa eşe dosta seçimlerde ego'ya hakim olan iktidara oy vermemeleri aşılanır.
Bir rüyadasın; şayet rüya en üst noktasına gelirse bozulacaktır. Her zaman bu olur; ne zaman bir rüya en üst noktaya gelirse bozulur. Artık rüyayı rüya değil gerçek diye hissedersin. Ve sen sürekli olarak daha yüksek bir zirveye gidersin. Ve rüya neredeyse bir gerçek halini alır. O asla gerçek olmaz; o neredeyse gerçek olur.

O gerçekliğe o kadar yakınlaşır ki artık daha ileri gidemez çünkü bir adım sonrasında rüya gerçek olacaktır. Ve o gerçek olamaz çünkü o bir rüya. O gerçeğe çok yaklaştığında uyku bozulur, rüya parçalanır. Sen tam olarak uyanırsın.

Ego en büyük rüyadır işte. Onun kendi güzelliği, kendi ıstırabı vardır. Onun kendi sonsuz mutluluğu ve kendi acısı vardır. Rüyalar bazen güzeldir ve bazen de kabustur ama her ikisi de rüyadır.
tatmin edilmesi hayligüç histir. dayanılmaz bir hafifliktir. insanın kendisini sevmesi ve üstün tutmasıdır.
bu yolculuk, insanın sonunda ölümü bile 3 gün sonra duyulan bir kişinin ya da gökyüzündeki tek bir yıldızın yanlızlığı kadar büyük bir yanlızlığa iter. çünkü ego, ancak tam bir ümitsizlik noktasına gelince teslim olur.
bu teslimiyet acı vericidir.

çünkü kişi kendini yutacak dipsiz bir uçurum açılmış gibi hisseder. bu, ölüm gibi gelir.
ancak bu bi taraftan ölümdür, diğer taraftan da o bir diriliştir. o dogmak icin ölmektir. yolcu önce bilinçaltının karanlıklarına dalar.

iç dünyamızın bu karanlığı; gerçek benliğimizin, tanrının şekilsizliğinin göz kamaştırdığı bir yerdir. benliğimiz, karanlıkta gizlenmiş bir ışıktır. *
insanoğlunun yarattığı en büyük hapishanedir. egolarımız ne kadar yüksekse kendimizi o kadar yalnızlığa sürükleriz.
id ego süperego
froud yapısal kişilik kuramı.
"gerçek gül yetiştirmek zordur. gidip plastik gül alabilirsin... onlar seni kandırmaz, ama komşularını kandırır. egonun anlamı da budur." *
ego bireyde sonradan açılmış bir boşluğu doldurmak için öne çıkan; tatminkar olmayan dürtü.. kompleksli yapıya sahip insanlarda ego patlamaları çok sık yaşanır..
(bkz: egoist)

"aşk korkusu nedir? bunun nedeni, birisini gerçekten sevdiğinde egonun eriyip kaybolmaya başlamasıdır. ego ile birlikte sevemezsin, ego bir engele dönüşür. ve sen kendinle diğer kişi arasındaki engeli kaldırmak istediğinde ego, 'bunun sonu ölüm olacak, dikkat et!' der. egonun ölümü senin ölümün değildir, egonun ölümü gerçekte senin yaşam olasılığındır." - osho, aşık olmak.
ev hanımıdır. çılgınça fikirleri olan evin çocuğuyla (id), oldukça muhafazakar takılan baba (süperego) arasında denge kurmayı amaç edinmiş bir anne (ego) gibidir. türkiye gibi ikinci dünya ülkelerinde babaya yakınlığıyla bilinir. avrupa, amerika gibi kıtalarda yer alan birinci dünya ülkelerinde ise misyon değiştirip çocuğu korumaya, kollamaya başlar. afrika'da ne yaptığını bilmiyorum. kafasına göre takılıyordur herhalde.

(bkz: freud ömrümü yedin)
Bir insanda baskın bir dürtüyse, bu insanın sürekli pohpohlanması gerektiği ve sizi dinliyo gözükse de aslında söylediklerinizin bu "egolu" kişi için hiç bir anlam ifade etmemesine sebebiyet veren, ayarının ölçülü tutulması gerektiği bir dürtüdür. Kişi tarafından indirilmezse, toplum tarafından indirilir(yada indirirler*.) .
Ego, aklına gelebilecek, tahmin edebileceğin en kötü güven dolandırıcısıdır.

Çünkü onu göremezsin. tek numarası: "Ben senim"dir ve burda en büyük sorun, egonun bakacağın son yerde saklanmasıdır. Kendi içinde...
Düşüncelerini, seninkiymiş gibi saklar. Onun duyguları, senin duygularınmış gibi. Onu, kendin zannedersin.

insanların egolarını koruma ihtiyacı sınır tanımaz. Ego değeri dediğimiz şeyi korumak için yalan söyler, hırsızlık yapar, adam öldürür, ne gerekirse yaparlar. insanlar hapiste olduklarını bilmez.

Bir ego olduğunu bilmezler. Aradaki farkı bilmezler. Başta zihin için kabullenmesi zordur. Kendinden öte, daha değerli, içindeki gerçeği daha iyi ayırt eden bir şey olduğunu kabullenemez.

Dinde, ego şeytandır.
Ve tabii kimse egonun ne kadar zeki olduğunu anlamaz. Çünkü başkasını suçlayabilmeniz için şeytan her daim hazırdır.

Bu hayali dış düşmanı yaratırken genelde kendimiz için bir düşman yaratırız. sonra o, ego için gerçek bir tehlike olur.
Ama aslında onu da ego yaratmıştır. Kafandaki ses ne derse desin, dış düşman diye bir şey yoktur. Düşmana dair tüm fikirlerin egonun düşman olarak yansımasıdır.

Bu bağlamda dış düşmanlarının hepsini kendin yarattığını görürsün.

En büyük düşmanın kendi fikirlerin, kendi cehaletin...

kendi egondur...
bütün otobüslerini doğalgazlı man cng olarak yenileyen kurum. yalnız yeni araçların klimaları, yazın cam kenarıdaysanız bir süre sonra sizi dondurabiliyor ve araçtan indiğinizde burnunuzu silmek zorunda kalabiliyorsunuz.
özne "çok fazla bilmeye" başlar başlamaz, fazla bilginin, bedelini "teniyle", varlığının tözüyle öder.ego bu tür bir kendiliktir.
slovaj zizek
Egon ne diyorsa, Hakikat zıddıdır. Nefsine ağır gelen şeyle karşılaştığında, oradaki lütuf ve ihsanı değerlendirmeye bak.

ahmed baki
http://www.ahmedbaki.com
* beyonce'nin 'i am.. sasha fierce' ablümünün alter egosu ve egosundan konsept çalışmasının çıkardığı ilk klip şarkısı. kanye west'in eşlik ettiği bir versiyonuda var.

oh baby, how you doing
you know i'm gonna cut right to the chase
some women were made but me, myself
i like to think that i was created for a special purpose
you know, what's more special than you? you feel me

it's on baby, let's get lost
you don't need to call into work 'cause you're the boss
for real, want you to show me how you feel
i consider myself lucky, that's a big deal

why? well, you got the key to my heart
but you ain't gonna need it, i'd rather you open up my body
and show me secrets, you didn't know was inside
no need for me to lie

it's too big, it's too wide
it's too strong, it won't fit
it's too much, it's too tough
he talk like this 'cause he can back it up

he got a big ego, such a huge ego
i love his big ego, it's too much
he walk like this 'cause he can back it up

usually i'm humble, right now i don't choose
you can leave with me or you could have the blues
some call it arrogant, i call it confident
you decide when you find on what i'm working with

damn i know i'm killing you with them legs
better yet them thighs
matter a fact it's my smile or maybe my eyes
boy you a site to see, kind of something like me

it's too big, it's too wide
it's too strong, it won't fit
it's too much, it's too tough
i talk like this 'cause i can back it up

i got a big ego, such a huge ego
but he love my big ego, it's too much
i walk like this 'cause i can back it up

i, i walk like this 'cause i can back it up
i, i talk like this 'cause i can back it up
i, i can back it up, i can back it up
i walk like this 'cause i can back it up

it's too big, it's too wide
it's too strong, it won't fit
it's too much, it's too tough
he talk like this 'cause he can back it up

he got a big ego, such a huge ego, such a huge ego
i love his big ego, it's too much
he walk like this 'cause he can back it up

ego so big, you must admit
i got every reason to feel like i'm that bitch
ego so strong, if you ain't know
i don't need no beat, i can sing it with piano
"your ego is my lego" diye harika bi söz de vardır.
insanoğlunun sonsuza kadar mahkum olduğu benlik parçası. bizi kendisini dinlemeye mecbur eden bir diktatör. bizlerse onun emirlerini yerine getiren köleler.
bir yandan id çekiştirir, bir yandan da süperego. bu ikisinin ortasını bulduğu anda dengededir ve ruh sağlığı korunur.
kullanabildiğin ölçüde yararlı esiri olduğun zaman ise oldukça zararlı şey.
ankara nın akbili.
http://www.ego.gov.tr bağlantısı üzerinden erişebilen, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı toplu taşım idaresi.
her insanda çeşitli derecelerde bulunan, insana herşeyden daha fazla zarar verebilecek ölçüde tehlikeli nalet birşeydir. türk insanımızda hele hat safhalardadır, belki de yabancı insanların bizi "barbar" diye tanımalarına bu egomuz neden olmuştur.
(bkz: egonu da al git)
egemen adlı arkadaşımın çok bencil olduğu için kullandığım kısaltmadır.