edip cansever

entry920 galeri57
    245.
  1. "Gün günden odamın şeklini alıyorum.
    işliyorum bu iniltili varlığı yeniden.
    Kimbilir, duyuyorum yazgısını belki de.
    Kuru bir dal parçasını içinden yiye yiye,
    Dal olan bir böceğin
    O garip yazgısını.

    Ne ölüme benzer ne ölümsüzlüğe."
    2 ...
  2. 244.
  3. "ve kenti bir ölüm derinliğine salan
    yani bir gül solarken bir gülün açma korkusu."
    1 ...
  4. 243.
  5. ''zamanla değil, bir yerde
    benim olmayan bir şeyle yaşlanıyorum
    ...''
    * *
    1 ...
  6. 242.
  7. uzak yakinlik

    soruyordun
    ilkyaz işte...
    uyanıp bir bahçeyi dinliyoruz,
    tenhalık böyle.

    dallar mı kırılmış, sarmaşıklar mı toz içinde
    beklesem hemen gelecek olduğun,
    tam öyle olduğun...
    oysa hep yanımdasın, seninle her şey yanımda,
    kırıp dökük de olsa, yanımda,
    mesela çok sevdiğin bir deniz bile yanımda.
    o deniz ki, aramızda hiç kımıldamadan
    erkeğini iyi tanıyan bir kadın gibi yorgun.

    yarısı yenmiş bir elmaydık bana sorarsan
    ikimizdik, iki kişi değildik.
    bakıyorsak birlikte bakıyorduk gözlerimin içine,
    birlikte gözlerinin içine bakıyorduk senin.
    yanlıştı, doğruydu, hiç bilmiyorum.
    sanki bir bakıma ayrılık böyle...

    karşılıklı otursak da ne zaman,
    masa örtüsünü ikiye bölen ellerimizdi.
    bir tırnak yeşilinden gerisin geriye
    ayak bileklerimizden gerisin geriye
    bütün bunlar gereksiz, bilmiyorum sanma
    gereksiz ama yalnızlık böyle...
    1 ...
  8. 241.
  9. "bazan da bir yerde kuşlar vardır

    ne uçmak, ne görünmek için

    bir karanfil pencereyi deler

    bir kapı kendiliğinden kapanır

    istesek sevişirdik, ama olmadı

    biz değil yaşayan acılardır."
    0 ...
  10. 240.
  11. Adam yaşama sevinci içinde
    Masaya anahtarlarını koydu
    Bakır kaseye çiçekleri koydu
    Sütünü yumurtasını koydu
    Pencereden gelen ışığı koydu
    Bisiklet sesini çıkrık sesini
    Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
    Adam masaya
    Aklında olup bitenleri koydu
    Ne yapmak istiyordu hayatta
    işte onu koydu
    Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
    Adam masaya onları da koydu
    Üç kere üç dokuz ederdi
    Adam koydu masaya dokuzu
    Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
    Uzandı masaya sonsuzu koydu
    Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
    Masaya biranın dökülüşünü koydu
    Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
    Tokluğunu açlığını koydu.
    Masa da masaymış ha
    Bana mısın demedi bu kadar yüke
    Bir iki sallandı durdu
    Adam ha babam koyuyordu.
    2 ...
  12. 239.
  13. en iyi şairdir. fazla şiirden ölen adam en iyi şair olmayacak da kim olacak.
    (bkz: yerçekimli karanfil)
    2 ...
  14. 238.
  15. o kadar çok şey yazmıştır ki anlamlı, derin... herkes bilsin de kirlensin istemem aslında. kıskanırım.
    2 ...
  16. 237.
  17. "gene soyluyorum, degilim 'bir ask kirgini' ben
    yuzume sindi coktan gozlerinin rengi
    bir gunes yanigi gibi yuzume
    denizlerdir simdi gozyaslari, iccekmeleri de
    saclari uzanip yattigim cimenlerdir.."
    2 ...
  18. 236.
  19. "yok, sirasi degil daha
    ogleye cok var, aksamin gozyasimsi bulanikligina da
    simdi imgelerdir artik bulusup buyuten bizi.."
    1 ...
  20. 235.
  21. "yüzüm dünyanın ilk şairinin yüzü gibi
    ve hiç öfkelenmeden söylüyorum
    arayan sularda arasın beni"
    5 ...
  22. 234.
  23. " Bateri çalıyor havuzun dibindeki kadın
    Belirsiz bir güne yaslanmış
    Mağaralarından geçiyor balık sürüleri
    Yetmiyor mu ki
    Düşlerine ödünç veriyor kendini üstelik."
    10 ...
  24. 233.
  25. "ben buyum, dersin, arkadaş
    sevgilim ben buyum
    yüreğim vurgun, dişlerim altın
    ceketim sol omsuzumda
    vakit vakit incelen vakit. "
    3 ...
  26. 232.
  27. "'Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz"
    4 ...
  28. 231.
  29. ne zaman okusan edip cansever'i toprak kokar.
    2 ...
  30. 230.
  31. "yaz geçti, sözgelimi midyelerden yorulduk
    eni boyu belirsiz bir ıslaklıktan
    upuzun gündüzlerden, sevimsiz otellerden
    eylül ki, sorabilir mi
    hüzünler iç kamaştırıyor, aşklarsa niye yoksul
    bir asfaltın kuru sıcak soğuğundayız
    oysa bir deniz feneri mevsimsiz ölür baylar."
    3 ...
  32. 229.
  33. "...kim demiş tabiatta düzen var diye
    aç bir kedi duvara sürtünüyor onu da görün."

    dizelerinin sahibi şair.

    "bir gelin böceği gibi sessizsem
    ve eğilimliysem üstümdeki gökle oranlı
    yemin ederim ‘bir aşk kırgını’ değilim
    yeni diller, yeni anlamlar öğrenmeye çıktım ben."

    dörtlüğü de en sevdiğim dörtlüğüdür.
    7 ...
  34. 228.
  35. bu dumanların hepsi gibi varsın şimdi de
    acele etme yoksun belki
    ben her şeyin bir bir yok olmasına o kadar alıştım ki
    ve her şeyin bir bir varolmasına o kadar alışacağım ki
    bilirsin neler için çarpmıyor bir yürek.
    3 ...
  36. 227.
  37. "belli ki susmak yaratılmamış şekliydi dünyanın."
    2 ...
  38. 226.
  39. "gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun
    ve acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyle.."
    1 ...
  40. 225.
  41. "Yağar ki sokaklarda bir uzun yağmur
    ıslanırım ıslanırım anlamam
    Sanki nedir bir yağmurun güzel olması
    Sahi bir yağmurun güzel olması
    Yağarken kendine severek bakmasından."
    2 ...
  42. 224.
  43. "ah nasıl noel çanları da çalmakta dışarda
    titrek kış ikindisinde ve yalnızlıklarda"

    nice yılların olsun a usta;
    bir de: ah güzel votka!
    2 ...
  44. 223.
  45. Sesli harfler başlıklı şiirini severim...

    sen, o benim, daha ne duruyorsun aşk kelimesi
    burası ben, gene bir sevdaya çağrıldı o yer
    inanma ellerimi deniz, ağzımı bulut ettiğime
    ağzım da, ellerim de dünyaya göre
    günüm aydınlıkla biter.

    tut ki ben her türlü görünmenin apayrısı
    gün günden sevdaya benzer
    bir adam düşünürsem şapkası maviyle gelen
    bir ekmek koparılsam işte o sıra
    benzer mi benzer sevdaya
    bir duruşum var çevresi gözlerinden.

    sanki yanımda gezdiriyorum aşk kelimesi
    uyanık, duygulu, her günkü yanımda
    bilmem ki ne yapsam, ne etsem bu sevinirliği
    kendimi görmeye parklara gidiyorum
    kiminin bana kiminin çaresizliğe elleri.

    kaçsam da bir türlü karanlık şimdi
    ne kadar aynı bir dünyadayız seninle
    aşka, dövüşe, maviye yetmek için
    biriyim, cesurum, var mısın ellerime
    bir başka sabaha kadar içelim.
    0 ...
  46. 222.
  47. içinden doğru sevdim seni
    bakışlarından doğru sevdim de
    ağzındaki ıslaklığın buğusundan
    sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
    beni sevdiğin gibi sevdim seni
    kar bırakılmış karanlığından.
    yerleştir bu sevdayı her yerine
    yüzünde ter olan su damlacıklarının
    kaynağına yerleştir...
    ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
    tanımadığın bir ülke gibi
    içinde yaşamadığın bir zaman gibi
    tam kendisi gibi mutluluğun
    beni bekliyorsun
    ve onu bekliyorsun beni beklerken.
    1 ...
  48. 221.
  49. ''güç iştir çünkü bir tarihi insan gibi yaşamak
    bir hayatı insan gibi tamamlamak güç iştir
    birazdan akşam olacak sevgilim
    bütün heybetiyle akşam olacak
    sevgilim, diyorum, oysa kimsecikler yok yanımda
    bilmiyorum kime sevgilim dediğimi
    bildiğim bir şey varsa
    o kadar yeni bir anlamda söylüyorum ki bu kelimeyi
    unutup birden zamanı ve yeri
    onunla bir günü kutluyorum coşarak
    onunla bir günü kutluyoruz sanki.''
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük