"Onlar ki.. onlara benzer şeyleri ben çok gördüm
Ve onlar bir zamanı tamamladılar, öyle yaptılar
Ve sordum
Yakup daha başka nasıl bir Yakup olsun
Ve onlar daha başka nasıl bir onlar olsunlar ki
Yakup ve onlar nasıl olsunlar."
"Hadi bir sigara içeyim dedim
Olmaz, dedi mubaşir kılıklı kurbağanın biri
Belli ki yeni tıraş olmuştu, bana yakasından bir kopça eksik gibi geldi
Öyleyse peki, dedim, ayağa kalktım, şöyle bir duvara dayandım
Bu kez de duvarlarda sanki duvarca bir sözdizimi
Olmaz ki, Yakup!
Peki Yakup ne yapsın, bu aklımdan bile geçmedi
Herkesin durduğu bir yere gittim. Ben Yakup
Ya onlar kimdi
Aralarına aldılar beni. Artık ben hiçbir şey göremiyordum
Biri bir şeyler söylüyordu yalnız, yüksekce bir yere oturmuş
Onu ben duyuyordum
Duyuyordum, sesi başımın üstünden dünyaya yayılıyordu."
"bir sigara daha
neden kimse bugüne kadar
kendini açıklamadı
gizli bir hüzün dolanıyor gövdemi-neden-
türü kalmamış çiçeklerden bir uzantı
kabına bakıyorum plağın
insanlar, insanlar, hepsi birden bir gökkuşağı
yağmura taktım aklımı, hayır, başlamadı."
kurbağalara bakmaktan gelen şair. ikinci yeni şiir hareketinin öncülerinden. toplumcu şiire yeniden ivme kazandırmak için düzenlenen bir toplantıda, atilla ilhan'la "ben şiiri sadece kendim için yazarım" şeklinde bir polemiğe girip orayı terk eden şiir kişisi.
Sensiz bensiz bir sorudur
Temmuzlar kedi yavruları gibi sokulurken ağustosa
Ve ağustoslar eylüle
Bir yol alış duygusudur ki, biliriz
insanlar zamanlardan önce boğulur.
(...)
Ha Yanıp Söndü Ha Yanıp Sönmedi Bir Ateş Böceci III, Sonrası Kalır I, s.510
"mutluluğun sana verdiği tatili yaşıyor
bir açılıp bir kapanıyor kirpiklerin
bilmem alınır mısın söylersem
unutulmuş bir çirkinlikten başlıyor güzelliğin."
der.
"ne çıkardı boz bir gökyüzü bizim olduysa
kalsak kalsak biz ikimiz kalırdık ki ne çıkardı
kirlilik yürürlüğe girmişti bir kere
aramızda hiç yoktan bir acımasızlık."
gitsem de her yerde biraz vardır
hatırda zamansız bir plak
bir otel kapısı, biraz istasyon
vardır o seninle birlikte olmak
buluşur çok uzaktan ellerimiz
ve nasıl göz gözeyiz ansızın bir infilak.
--spoiler--
"ben insanın içsel ve dışsal dramını yazmaya çalışıyorum. bu karmaşık dünyayı sergilerken de, hem insanın hem de nesnelerin boyutlarını çoğaltmam kaçınılmaz oluyor. bölüp parçalanmakla, sonra da bütünlemekle, çok yanlı uzamsal konum elde ettiğimi sanıyorum. nesneleri didik didik etmem, insanı didik didik etmemden kaynaklanıyor bir bakıma. her şiirimin bir dekoru, yani bir 'nesneler altyapısı' var. insanın doğal göstergesidir nesneler. onları (nesneleri) bir yana bırakırsam, insanı da, toplumu da soyut ve tamamlanmamış olarak bırakmam gerekirdi."
şiire bu kadar uzak birisi olmama rağmen gerçekten bazı şiirleri bende hoş etkiler bırakan şairimiz. ölümünün 26. yılında kendisini saygıyla anıyoruz.
kendisinden sonra vefat eden bir diğer şairimiz cemal süreya nın edip cansever hakkında söyledikleri ise gerçekten manidardır ve istiklal marşı gibi bir kaç şiirden başka şiirin sözlerini aklında tutmayan ben, bu mısraları ezberlemiş bulunuyorum.
--spoiler--
Yeşil ipek gömleğinin yakası
Büyük zamana düşer.
Herşeyin fazlası zararlıdır ya,
Fazla şiirden öldü Edip Cansever.
--spoiler--
şiire, hayata ve insana bakış açımı değiştiren, olgunlaşma evresinde bana yardım eden ve baudelarie, cahit sıtkı tarancı dan sonra "vay anasını" dediğim şair.