edip cansever

entry920 galeri57
    694.
  1. Ben sana uyandım yine
    Sen başkalarıyla uyurken..
    5 ...
  2. 695.
  3. Dokunsam, duysam, yaratsam, diyordum ben de
    Ve sunsam ona, denizin
    Sunuşu gibi kendini dalgalara.
    Ona, yalnızca ona
    Beni bir deniz kabuğundan daha ayrıntılı yapana.

    Edip Cansever
    3 ...
  4. 696.
  5. Adını görünce yüzümde gülümseme beliren şair. Keşke birlikte Yakup' u çağırsak Ruhi Bey' i de alıp birlikte bir şeyler içsek.
    5 ...
  6. 697.
  7. Her şey o kadar anlamsızdı ki, yaz
    Bunu bir daha pekiştirdi
    Avuçlarımı sıcak tutar, bulundururdum
    Sevgisiz ve gereksiz kalmak için
    Öyle, kendime yorgun hazırlamışlar beni.

    Şehir ki aydınlıktan görünmeyen birini
    Açılmış iskambiller gibi bilerken
    Orada, içimde şimdi
    Dört güneş bir arada
    Gözlerimde hiç bitmeyen bir deli.
    2 ...
  8. 698.
  9. Başlığı frame de görünce bile sımsıcak gülümsememi sağlayan şair.
    2 ...
  10. 699.
  11. Özlenirsin, alabildiğine varsın da
    Daha da var oluyorsun gün günden
    Olgun bir meyva gibi güleceksin zamanla
    Bir kadın da değilsin, bir kişi de değilsin
    Bir kuş olsa mavilik derdi buna.
    6 ...
  12. 700.
  13. Gölgen yok senin, ayak izlerin yok.
    Neden mi? Acılar barınmamış ki sende
    Mutluluk yok, mutsuzluk yok.
    3 ...
  14. 701.
  15. ''Çok karanlık bir cümlede durmuş gibiyiz
    Herkesin, ama herkesin yanılıp bir yerlere gittiği
    Bir cümlede durmuş gibiyiz...''
    0 ...
  16. 702.
  17. iki sabah önce bir dizesinin kafamda kibrit çakmasıyla uyanmama vesile olmuş şair.

    gün boyu lan neydi ki bu dize diye dolandım durdum. üstüne dizeler yazdım, şiirler düşündüm. birkaç saat sonra internete bakmak geldi aklıma. ahah ulan nasıl bi kafa varsa internete bakmak kaç saat aklıma gelmedi. neyse işte dize edip cansever'inmiş. şiiri üç dizesi hariç hiç beğenmedim.

    akşam oldu, yalnızlık çöktü. şiire bir daha baktım ve hiç ummadığım bir dizesi beynime tokat attı. iki sene önce yazdığım bir şiirde kullandım çünkü ben bu dizeyi. hassssiktir dedim birkaç kez. sonra sakinleştim. sonra yine birkaç siktir çektim. sonra yine durdum. bir kahkaha attım. şiiri mi yaksam edip'i mi diye düşündüm. e nihayet bir sigara yaktım.

    sigara bu yüzden var. yakılası bir şey olduğunda bir sigara yakıyorsunuz. yakma ihtiyacınız geçiyor. tam da bir sigara yakmıştım yeniden düştü aklıma dize. kendi şiirimi okudum bir de. eh tam da aynısı değil lan aslında diye kendimi kandırdım. edip'ten dize aşırmış olduk ya hayırlısı.

    bir sigara daha yakayım.
    1 ...
  18. 703.
  19. tomris uyarın aşıklarından 2. yenici şairimiz. severiz efendim.
    0 ...
  20. 704.
  21. ''"
    Her şey o kadar dokunaklı ki
    Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen
    Dağınık, renksiz bir mozaik gibiysem
    Üstelik yalnızsam bir de -telefonda kuş sesleri-
    Aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı
    Bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar.

    Sonra bir kır kahvesi kendini okurken
    Masaları toplanmış, bardakları toplanmış
    Tam kendini okurken
    Derim ki bir semti iyi tanımak kadar
    iyi tanımalı dünyayı
    Açın radyolarınızı: eylülün sesi
    Bu dünyada can sıkıntısının bir başka anlamı var baylar. """
    2 ...
  22. 705.
  23. gülemiyorsun ya, gülmek
    bir halk gülüyorsa gülmektir.
    1 ...
  24. 706.
  25. Ilk kez Edip Cansever siiri okudugumda ( gerçi sairini bilmiyordum siirin ama ) içim acimisti neden biliyorum siir huzunluydu çünkü.
    Ey sonbahar! ey düşsel yolculuk! seni
    Dolaştım yaz sıcaklarında, bekledim
    Duydum ki benim değildi artık, doğanın
    Kalbiydi uçurumlar toplamı kalbim.

    De bana, anlat bana, öyleyse neden hatırlıyorum onu
    O fırtına kuşunu gölgesini yere düşüren
    Gittiydi geldiği yere, uzaklığına
    Döner mi bir daha dönmez mi bilmem
    Yüklenip yittiydi gözden onca çırpınışları
    Ne sevinç bıraktıydı içimde, ne keder, ne acı
    Bir sen kalmıştın sen, ey sonbahar ilimi, dörtnala gelen
    Bir atın kalkışı gibi kalkıp da gözlerimden.

    Parlar ki şimdi ara sıra geceleri
    Diplerde, derinlerde, yalnızlığımda
    Ölü bir deniz yıldızıdır mutluluk
    O nedensiz mutluluk, olsa da olur olmasa da.
    1 ...
  26. 707.
  27. kimse yazmamış bugün ölüm yıl dönümü.
    1 ...
  28. 705.
  29. 706.
  30. Yanılan bir şair.
    Kendisi "Yalnızlık, sevmeyi bilmeyenlerin icadı." Demiştir.

    Hayır, katılmıyorum.

    Yalnızlık sevmeyi bilenlerin icadıdır.
    Hem de en iyi bilenlerin.
    Ondandır tüm bu yalnızlıklar.
    7 ...
  31. 707.
  32. Sadece islami görüşlerini yerinde buluyorum. Onun dışında yorum yapamayacağım.
    0 ...
  33. 708.
  34. Biliş

    VE HEMEN GiDEMEDiM
    VE ARTIK GiDEMEDiM
    VE SONRA HiÇ GiDEMEDiM
    KURTULUŞ'TA, SON DURAKTA BiR TRAMVAY ÖLÜSÜ
    SANKi BEN
    ÖYLECE KALAKALDIM

    HEPiMiZ KALAKALDIK
    ELiMiZDE TETiĞi ÇEKiLMEYEN
    NAMLUSU YÖNSÜZ BiR TABANCA GiBi.
    5 ...
  35. 709.
  36. 710.
  37. Yaşamak çıkmazları.
    Yani gündemimize cup diye oturtmuş ta o zamanlardan.
    Ne çıkar siz bizi anlamasanızda diyor noktalıyorum.
    0 ...
  38. 711.
  39. Değilsek de yakın, birbirimize uzak da sayılmayız büsbütün.

    Edip cansever 88 yaşında.

    Rahmetle anıyoruz.
    4 ...
  40. 712.
  41. Beklide başımı alıp gideceğim
    Biliyorsunuz ya bir ağrısı vardır gitmenin
    Nereye, ama nereye olursa gitmenin
    Hüzünle karışık bir ağrısı.
    3 ...
  42. 713.
  43. doğum günün kutlu olsun edip abi!

    "ve yürürlükten kalkmış bir sözü tekrarlıyorum:
    sevin ki her şey olur.
    sevin ki her şey olur.
    olmuyor.
    biliyorum..."
    4 ...
  44. 714.
  45. ikinci yenicilerin en baba şairlerinden.Bugün 88. doğum günü.Toprağı bol olsun.

    Seni günlere böldüm, seni aylara
    Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim
    Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla
    Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi
    Minesi çatlamış bir diş gibi durduracağım karşısında.

    Şiirler söylenir, şiirler biter
    Biz bu sevdayı neresine sakladıktı sen ona bak da
    Kahverengi avuçlarına mı gözlerinin
    Tam oradan mı kahverengi yağan bir aydınlığa.

    Bütün günler yenileşir her bekleyişte
    Ve bütün dünler, bütün geçmişler
    Kapını açarsın ki bir de, hiç kimseler yok
    Çaresiz, benim sana gelişim de hep böyle.

    Dün akşama doğru turuncu bir bulut geçti
    Sonra bütün bulutlar hep birden geçti
    Anılar, anılar, belki hepsi bir kelime
    2 ...
  46. 715.
  47. iÇiNDEN DOĞRU SEVDiM SENi

    içinden doğru sevdim seni
    Bakışlarından doğru sevdim de
    Ağzındaki ıslaklığın buğusundan
    Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
    Beni sevdiğin gibi sevdim seni
    Kar bırakılmış karanlığından.
    Yerleştir bu sevdayı her yerine
    Yüzünde ter olan su damlacıklarının
    Kaynağına yerleştir
    Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına
    Gül taşıyan cocuğuna yerleştir
    Ve omuzlarına daracık omuzlarına
    Üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın
    Tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten
    Bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir
    Ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde
    Saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe
    Alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran
    Yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne Yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun
    Kar taneleri gibi uçuşan
    Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine
    Yerleştir bu sevdayı her yerine.
    Ekledim ben tattığım her şeyi denizlere
    Bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden
    Sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen
    Sevdayı
    Ve köpüklendir
    Ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın
    Ama dur, her deniz yaşlıdır zaten
    Öğrenmez ama öğretir mutluluğu
    Bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi
    Biraz da herkes içindir. Ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli
    Var eden kendini birincisinden
    Yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.
    Ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
    Tanımadığın bir ülke gibi
    içinde yaşamadığın bir zaman gibi
    Tam kendisi gibi mutluluğun
    Beni bekliyorsun
    Ve onu bekliyorsun beni beklerken.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük