namaz yok
oruç yok
zekat yok
yediğimiz haram
içtiğimiz haram
ceplerde kredi kartı harcadığımız haram
giydiğimiz haram
günahlardan tövbe yok
samimiyet yok
sonra duam niye kabul olmuyor. hadi oradan lan milleti de ifsad etme.
not: çok tövbe edin, duanızın kabulü niyetine sadaka verin ve anne-babanın yaşlıların duasını almaya çalışın. başkalarının duası önemli. anne-babanın evladına duası çok tutar.
eskileri okuduğunuz zaman herkesin birbirine mutlaka nasihatleri olur. "din nasihattir." ölçüsünce selamlaştıktan sonra ilk iş biraz nasihattir.
leyte yazmış "yediğimiz haram" diye. çok güzel hatırlattı sağolsun, eskiler hep nasihatlerinde dua ile ilgili bunu söylüyor. ısrarla ve ısrarla "midenizi haramla doldurmayın" diye ifade ediliyor.
Çoğunlukla yemeklerimizi dışarıda yiyiyoruz ve beni yıllardır çok rahatsız eden bir şeydir bu.
kimin elinden ne olduğu da belirsiz; hangi parayla alındı, hangi parayla aldım...
neyse... günahlara tövbe, allah imandan ayırmasın.
"tecavüze uğrayan ufacık bir kızın yardım çığlıklarını duymayan tanrı senin duana karşılık verir mi?"
peki sen niye varsın? bütün bu çirkinliği bir köylü kurnazlığı ile inanmadığın şeyi niye hedef gösteriyorsun?
senin sorumluluğuna ne oldu? hayvan deyince kızıyorsunuz. üstüne bir de mutlaka şey dersiniz "e sizin camialarda oluyor böyle olaylar!"...
ne kadar ucuz!
olsaydı yardım ederdi ama bu işler yine de sizi ilgilendirmiyor değil mi?
afrikalı çocuk da seni ilgilendirmiyor; tek suçlu inanmadığın tanrı!
peki benim bu örneğin tam da karşısında, kısas ve nizam ve de ahlak idealinin tam ortasında varolmaya çalıştığım her anda sen niye engelimsin?
uzun gider.
duayı biraz da icrada aramak gerekir. Allah'tan hayır istemek... hayat o kadar acayip ki yarın bir gün ulan iyi ki öyle olmamış diyorsunuz.
biliyorum hayat böyle çok zor ama sonuçta yaşanıyor...
Misal benim çok duam kabul oldu. Fakat enteresandır hepsini kaçırdım... Ne büyük nasipsizlik. kiminin farkına hemen, kimininse çok sonra vardım. Ve ben hiçbir şey olamadan, "ben" hiçbir şey yapamadan hayatıma meyilli bir yolda kıvrıla kıvrıla akan su gibi nasıl oluyorsa oluyor devam ediyorum...
Biraz insaflı olun. O afrikada açlıktan ölen çocuk yada bilmem nerde tecavüze uğrayan sen olabilirdin. Ama değilsin. Bak hala hayattasın, nefes alabiliyorsun, yaşıyorsun, sağlıklısın. Aç değilsin açıkta değilsin tutsak değilsin. Böylesine çok büyük nimetlere sahipken allahtan daha ne istiyorsun? Yahu onca günahımıza rağmen hala ayakta durabiliyorsak buna şükretmemiz lazım gerekirken duam kabul olmadı deyip isyan pozisyonuna geçiyorsunuz. Siz Dua edin de kafamıza taş yağmasın. Sepetteki kirli çamaşırlar ne olacak? Ardımızda bıraktığımız pis işler ne olacak? Bırakın bu şeytan iğvalarını da allaha yönelin. Tevbe edin tevbe. Allahtan başka bir dostunuz mu var sanıyorsunuz? Aklınızı başınıza toplayın, dünya öyle de böyle de geçer. Düçar olduğumuz mahrumiyet yokluk ve yoksunluk kendi ellerimizle fütursuzca işlediğimiz günahlarımızın bedeli. Bırakın dünyada hesap kapansın da Bari ahiretimiz perişan olmasın. Biz kuluz. Elimizden gelenden sorumluyuz. Zulme mani olamıyorsan acizsen elinden gelen bir şey yoksa bu niye inkar ve isyan sebebi olsun ki? merak etmeyin Zalimlerin hesabı allaha ait. Mazlumun hakkını söke söke alacak. Biz kendi derdimize yanalım. Varlık geçer, sağlık geçer, mal makam mevki itibar şöhret gençlik herşey geçer. Ölümlü, fani dünya. 2 metrelik çukura girince herşey geride kalır. Zaten emanetti bizim değildi ki. Kavanoz dipli Dünya kimseye kalmamış bize de kalmayacak. Bu yalan dünya ve içindeki geçici nimetler için rabbinle aranı açmaya değer mi ya? Ne yani dünyayı süper yaşayınca mı allaha iman edecek ondan razı olacaksın? Yada dünya cennet misali güllük gülistanlık olunca mı? Yok öyle bir dünya. Senin isyanın dünyanın konjonktürünü değiştirmeye yetmez. Hiç kimse inanmasa bile cenabı allahın kaybedeceği hiçbir şey yok. Kul kendi kaybeder. Kimseye hiçbir şey olmaz.
Allahın karşısındaki pozisyonumuz bir insanın karşısındaymışız gibi değildir.
O Allahtır. Rabdir.
Ondan boynu bükük şekilde umut ederiz biz istedik diye vermek zorunda gibi bir durum yok çünkü ortada malı olan bir adamın malından birine vermesi gibi bir durum yok.
Ortada ettiğimiz dua ve bu duanın dünyamıza, ahiretimize olan etkileri var. imtihan var.
Ve sonsuz hikmetiyle bazen duayı kabul ediverirken bazen de etmez ama biz gene de dua etmiş yani ondan medet ummuş, ona yalvarmış olur ve bir kul olarak yapmamız gerekeni yapmış oluruz.
Yani duanın kabul olmasından ziyade dua etmiş olmanın gerekliliği var.
Çünkü katrilyonlarca yıl yaşayıp katrilyonlarca yıl daha devam edecek ve hiç bitmeyecek sonsuz ahiret hayatının yanında birkaç 10 yıl süren dünya hayatının hiçbir değeri yok. Biz şu anki konumumuzda bunu anlayamıyoruz ama Allah buna vakıf.