mahallenin kendisi üzerinde baskı kurmasına izin verenler, genellikle zayıf insanlardır. nasrettin hoca nın bu konularda çok veciz bir lafı vardır; "elin ağzı torba değil ki büzesin" demiştir.
ağzı olan konuşacaktır.
normal şartlarda şahsım hakkında da mahallemizde mutlaka birileri laf çıkarmıştır. ben daha bir mahallede herkesin beğendiği bir şahıs olduğuna rastgelmedim. giydiğin pantolondan, yürüyüşüne, kız arkadaşından, babanla konuşma şekline kadar herşey eleştiri konusu olur. her baskıya boyun eğip çocuk öldürsek, gelecek kuşaklara kalacak çocuk kalmaz.
dünya "vatana millete acayip faydalı olmuş" ne eşcinseller görmüştür. sana ne, adam kendi götüyle n´apıyor? senin derdin mi?...sen eşcinsel olma, olana da karışma. şu anda dünyanın üç büyük başkentinin başında ,london, paris ve berlin, üç eşcinsel belediye başkanı var. çok sağlam çalışıyo adamlar. bana ne adam eşcinsel miymiş, değil miymiş...paris´teki hele çok saygı duyulan, çok sevilen bir adamdır (bkz; bertrand delanoe)
babanın yaptığı kesinlikle doğru değil, bir insan evladının canını nasıl alır anlamak mümkün değil.
eşcinsel evlada gelince; elbette ölümle cezalandırılacak bir suç olarak nitelendirmiyorum fakat, yazılanları görünce tutamadım kendimi ve dedim ki
- vay arkadaş, güzel ülkemde "götverenlik" ne zamandan beri alkışlanan bir şey haline gelmiş? cibiliyetinize tüküreyim.
