özellikle gece sokak lambasının altında ayrı bir güzel görünür. seyredebilmek için ışıkları kapatırsın, oda da bir mum yakar perdeyi açar ve izlersin... elinde bir fincan kahve mi olur yoksa bir kadeh şarap mı bilemem ama mutlaka güzel bir müzik olmalı geriden gelen...
an itibariyle kar yağması tüm romantik anlamlarını yitirmiştir efenim ankarada. yok güzel bir şarkı açayım yok sıcak çikolatamı alayım da pencere önünde jeff buckley falan dinleyip en güzel duyguların insanı olayım hissiyatı yerini hayatını devam ettirme telaşına bıraktı. yaşadığım sokakta tek bir araba bile görünür halde değil, dolmuş şoförleri "kızılaya yakınız, yürü en iyisi yol kötü" diyerek beni almıyor, lakin dizine kadar gelen karda 200m ötedeki markete gidip gelmek bile jack london hikayeleriyle yarışacak kar macerası yaşamak için yeterli. dışarıdaki inanılmaz güzel yağan kar, hıhı evet.