Tam bir ay önce bu saatler aslında sadece senin oluşturduğun yalancı bir karakteri 4 sene boyunca sevdiğimi öğrendim. acı bir şekilde.
Bilmiyorum yahu, belki de hata bendedir. Içinden bu kadar da salak olunmaz diyip eğlendin belki.... Hatta belki de arkadaşlarına anlatıp birlikte güldünüz bana...
Gerçeklik kavramımi yitirdim anlıyor musun? Doğru veya yanlışı ayırt edemiyorum. Her şey 'sayende' birer safsataymış gibi geliyor.
Bunca şeye rağmen varlığını kalbimde hissetmesem aşkın varlığına da inanmayacağım ama var. Sahiden var..
Sadece, sen gerçekten sevilmeyi hak etmeyen birisin.
Şimdi izninle, gözlerimin açılması şerefine ufak bir kutlama yapacağım.
Herşeyi geçtimde hani bu filmlerin kitap sahnesi olurya köşeden gelip çarpışırlar, ulan öyle bir şey zaten oldu dün bulabilsem birde konuşabilirim belki. Yok anam yok kocaman okulda kız heryere baktım. Aynı kazağı giyerse belki bulabilirim bak (birde ben onu 1 diye düşünüyorum ama minyonluğundan öyle görünmüyordur umarım).
Odamda ders çalışıyorum. içerden televizyon sesi geliyor. Demin baktım annem yine namaza başlamış. Televizyonu babam izliyor. Abimi aramadım. Iyidir umarım. Aslında arasaydım iyi olurdu. Tek çünkü. Yarın ararım.
Biraz bunaldım sanırım. Sana da yazmamışım bayadır. Değişen bi şey yok. Fazla bi şey kaçırmıyorsun yani. Belki de biz çok şey kaçırıyoruzdur.
Sanırım istediğim yerde değilim. Bilmiyorum belki de gözümde büyütmüşümdür. Yani ne bileyim olmak istediğim yerde de bundan farklı olmayabilirdim.
Aslında burda olsaydın dikkatim sende olurdu. Tehlikeli yaşlar. Rumeysa koca kız oldu. ona bakarak takip ediyorum. Belki aşık olurdun, belki sen de derslere gömülürdün. Ne yaparsan yap ben seni kız gibi yetiştirirdim ama. Beni öyle yetiştirmediler.ne bileyim yardım ederdim saçına makyajına. Saçlarımın örülmesine özendiğimi hatırlıyorum. Annem örememişti. Ben de bi daha ör dememiştim. Içimde kaldı. Seninkileri örerdim ama. Balıksırtı, minik minik ya da.. Belki de beni sevmezdin. Fazla korumacı olabilirdim. Ben seni çok severdim ama. Hala da seviyorum. arada unutuyorum. Yalan değil. Ama çok seviyorum.
Anneme babama çok kızgınım. Çok.. özellikle babama.
Çok rutin. Herşey.. bugün sokağa çıkınca refleksif döndüm balkona doğru anneme el sallayayım diye. Yoktu. "Aha" dedim "farklı gün!" sonra çıktı tekrar. El salladım "değilmiş." dedim. Ama iyi ki de sallamış, eksik hissediyorum sallamayınca. Elin havada kalıyor ya. Insanları bi şeylere alıştırmak çok acımasız. Yoksunluk sendromu her alışkanlıkta farklı boyutlarda. ama var mutlaka..
Oradan bi on yıl kadar görünüyor mu? zamanın yakasından kurtulmak isterdim. Birilerini sevmek sevdiklerimin yanında olmak isterdim. Kız erkek fark etmez. Bak seni de seviyorum sen de uzaksın.
Ben geceler boyu ağlarken bile hep senin iyiliğini düşündüm. Kendimin önüne seni koydum. dinledim, teselli ettim, anlamaya çalıştım. sen ne yaptın? benim kötü anlarımda beni hep yarı yolda bıraktın.
ne olursa olsun aramızda ne geçmiş olursa olsun bana yaptığın adiliğin şerefsizliğin önde gideniydi.
şu an yanında olan kişi de seni öyle yarı yolda bırakacak. Bense muhabbet arasında bunu duyup sadece 'yazık' diyeceğim.