bugün

düzce = yeşil yayla...

möleyen tavukları, miyavlayan atları, havlayan tospaları, derede yüzen kedileriyle beni benden alan memleketim. evet olm bizim hayvanarımız bile şakacıdır. hele mandanın altından yumurta çalan kertenkeleye ne demeli.

off offf özledim hepsini...

sabahları ü ürü üüü diye öten horozumu özledim amk. ( o ibne çok ciddi. hiç şakacı değil)
Ankara – istanbul Oto Yolu ve D-100 Karayolu'nun geçtiği 81 plaka nolu ildir.
(bkz: )http://www.duzce.gov.tr/
insanların hala insan olduğu tipik anadolu şehirlerinden biri...

muhabbet esnasında dalmışız, çantamızı unutmuşuz. içinde bilgisayar falan ne ararsan. yarım saat sonra unuttuğumuz yere döndük. aynı şekilde bulduk. gariban biri bulmuş çantayı ve biz gelene kadar başında beklemiş. 20 lira verdik, çocuklar gibi sevindi.

istanbul'da böyle bir şey olabilir miydi? imkansız. o yüzden çok sevdim ben düzce'yi!
yaşamaktan zevk almadığım ildir.
dünyanın en sıkıcı ve boktan şehri de olsa, memleketimdir. çocukluğum, geçmişim. geç saatlere kadar sokakta arkadaşlarla oynadığım maçlardır, ilkokulumdur, lisemdir, depremdir, çadırlardır, prefabrik evlerdir düzce. şehirleri önemli kılan da zaten nedir ki? orda yaşadıklarımız değil mi? evet gelişmemiş bir şehir düzce, tam gelişmeye başlamıştı ki deprem vurdu. sosyal aktivite vs. açısından da zayıf doğru. ama yine de seviyorum be, özlüyorum. memleketim çünkü düzce, anılarım..
öyle mütevazıdır ki düzce, sözlükte bu kadar entry almasına bile şaşırdım. sanki türkiye'nin bir ili değil gibi geliyor bir düzceli olarak bana. yani hep içinden çıkılmak istenen, geçici bir yermiş gibi düzce.

16 yıl boyunca ne sevdiğim, ne de sevmediğim yerdir düzce. öyle gariptir burası. eminim birçok kişi de bendenizle hemfikirdir.
konserlerine gelen ünlülerin nedense isteksiz söylüyor hissi uyandıran boktan şehir. **
gaziantep'in yavuzeli ilçesine bağlı bir köy.

· yavuzeli nerede?

kaynak:

· tarimziraat.com/gaziantep

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: yavuzeli/#12982675)
tam 9 yıl önce liseli bir bebe olarak gittiğim, şimdi ise itinin kopuğunun peşine takılmak üzere gidecek olduğum güzel memleket. ilk gittiğim 2002 yılını bilirim de, ne düzce o zamanki halinde ne ben o zamanki halimdeyim. o zaman her gün kaç tel sakalım çıkmış diye bakarken şimdi saçlarda beyazlarla gidiyorum. düşünün ki, kura ile atamanın yapıldığı yerde bursa çekiyorsun ve o bursa'yı istediğin yerle değişebilecekken düzce ile değişiyorsun. karşılıklı bizim sevdamız düzce ile.
meclisin uyuyan düzceli vekilleri için yerel gazetenin köşe yazarının isyanı. üç seçimdir adamlara % 60 verirsen böyle uyuklarlar tabi ki. adamın seçim kaybetme korkusu yok ki, yan gelip yatıyor.

http://www.duzcedamla.com...3:ali-beer&itemid=401
Son 150 yildir Düzce, yöreye göç edip buraya yerlesen Çerkez, Abhaz, Laz, Muhacir, Arnavut, Tatar, Bosnak, Gürcü, Kürt ve Kiptilere ev sahipligi yapiyor.
Bu kadar farkli kültürlerin bir arada oldugu bu bölge gelenek, görenek, dil, töre, mutfak, giyim ve müzigi ile çok nadir karsilasabilecegimiz bir kültür zenginligine sahip.

Gelenekleri ve töreleri bakimindan bagimsiz birer bütün olusturan Çerkez ve Abhazlar, topluluk içi evliliklerle geleneksel yapilarini sürdürüyorlar.

Bu kadar farkli kültürlerin bir arada oldugu bu bölge gelenek, görenek, dil, töre, mutfak, giyim ve müzigi ile çok nadir karsilasabilecegimiz bir kültür zenginligine sahip.

Yemek Kültürü :
Bir çok farkli kökenden insanin bir arada yasadigi Düzce’nin yemek kültürüne iliskin bilgi aktarilacak ise bu bölümün adinin Düzce Mutfagi degil, Düzce Sofralarinda olmasi daha anlamli. Yemeklerin çesitliligine geçmeden önce yemeklere tat veren ve Düzce’de yetistirilip, tüm Türkiye’ye hatta dünyaya ihraç edilen ürünler var ki bunlara deginmeden geçmek dogru olmaz kanimizca.

Düzce’nin hem merkezinde hem de ilçelerinde sayisiz ekmek firini var. Odun atesinde, ocakta pisirilen ekmeklerin tadina doyum olmuyor. Hele bir de köyde pisen ekmeklerden tadabilirseniz...
Her etnik grup kendi mutfagini korumus ve gelistirmis. Düzce’de bugün çok zengin yemek mozaiginden bahsedilebilir. Hizla ilk akla gelenler Arnavutlarin Arnavut böregi, Tatarlarin sil böregi, göbete ve mantisi, Muhacirlarin katlama, sari burma ve su böregi, Bosnaklarin Bosnak tatlisi, yerli Türklerin gözleme ve hösmelimi, tavuklu keskegi, Gürcülerin lepsi, Çerkez ve Abazalarin mamursa, Çerkez tavugu ve halujlari son derece ve meshur. Bir de Düzce Köftesi var ki, tüm Düzceliler sahip çikiyor.

Trekking :
Neden:
• Çogu insanin artik depremle hatirladigi yerlerden Düzce’nin nasil güzellikler sakladigini görmek için.
• Bazilarini göremeseniz de Samandere Selalesi’nin keyfini çikarmak için.
• Kaynak sulari ile tanismak.
• Orman içinde ormanin sesini ve serinligini hissederek keyifli bir yürüyüs için
• Düzenlenmis piknik alaninda, güzel bir mola
• Selalenin karsisinda alabalik yemek için...

Adrenalin Tutkunlari için Rafting Büyük Melen’de Rafting
Adrenalin tutkunlari, macerayla eglenceyi bir arada yasamak isteyenler Büyük Melen’de Rafting yapiyor.
Cumayeri ilçesinden 3 km. uzaklikta, Dokuz Degirmen Köyü’ndeki Büyük Melen Çayi kiyisinda rafting baslangiç noktasinda yer aliyor. Özellikle subat ve haziran aylari rafting için dogru dönemler. 2003 yilinda 15-22 Nisan, Turizm Haftasi’nda Türkiye 2. Rafting Sampiyonasi düzenlenmis. Her yil ortaögretim ve yüksek ögretim gençlerinden olusan gruplarla yarismalar yapilmaktadir. Valilik, raftingle ilgili gerekli çalismalara destek vermis ve alt yapi hazirlanmis. Gençlik ve Spor Genel Müdürlügü Rafting ve Konfederasyonu burayi pilot bölge ilan etmis.
düzce'nin bir nevi maskotları olmuş rasim ve hasan ışık hakkında :

http://www.duzcedamla.com...kenan-isik&Itemid=546
DÜZCE LiMANA KAVUŞACAK !

http://www.duzcepostasi.com/makale.asp?id=4393
memleketim.

depremde ağır yara almış ve halen daha bu yaraların izlerini vücudunda taşımaktadır. kışın yağmurlu havalarda hiç çekilmez. köylere çok yakın olduğundan, henüz yolları ve kaldırımları doğru düzgün tamamlanmadığından her yer çamur içinde kalır. ama kar yağdığında ve şehir beyaza büründüğünde tadından yenmez. yazları ise sıkıcı sıcaktan kurtulmak için akçakoca birebirdir.

şehir planlaması yok tabi çoğu ilimizdeki gibi, fakat depremden sonra planlamaya o kadar musaitken yine de herkes istediği gibi tapılarını dikmiştir. öyle ahım şahım bir alışveriş merkezi yoktu, eskiden yimpaş adında şuanda ise yunus olan bir alışveriş merkezi var fakat kimseyi tatmin etmez. ama yakın zamanda büyük bir alışveriş merkezinin açılacağı sözkonusudur. depremden önce yapımına başlanan fakat kaba bina halinde kalan yapı aradan 13 yıl geçmesinin ardından sonunda bir şeye benzedi.

depremden sonra 4 kat ve üzeri bina yapımı bi ara yasaklanmıştı fakat şuanda serbest sanırım. yığılca hariç diğer ilçelerine ulaşım kolaydır. fakat yığılca yolu o kadar kötüdür ki başbakan tayyip erdoğan bir ziyaretinde kötü olan yolu görüp, yolun yenilenmesi hakkında bir şeyler söylemiştir ve ardından yığılcaya yol yapım çalışmaları başlamaktadır.

onun dışında akçakoca yolu yeni bitirilmiş olup dubledir ve rahat ulaşım sağlar. diğer ilçelere ulaşım yığılca kadar kötü olmasa da vasatın üstünde değildir. e-5 yolunun gümüşovadan geçen kısmı eskiden çok tehlikeliydi fakat şimdi küçük bir dal-çık ile o sorun da halledilmiş bulunmaktadır. e-5 in tam düzce merkezden geçen çoban mevkiisine de bir dal-çık düşünülmüş ve yapımına başlamıştır. o yüzden istanbul-ankara-zonguldak kavşağı tam bir çamur çökek içindedir. eğer istanbul yönünden zonguldak ya da akçakocaya gitmek istiyorsanız, çoban mevkiisine gelmeden as taksi ışıklarından açılan yeni bağlantı yoluna dönmeniz gerekmektedir. ankaradan gidecekseniz eski yol şuan hala açık.

kalıcı konutlara yapılan bağlantı yolu da çok yararlı oldu, ağır araçlar bulunan akçakoca yolunu kullanmak yerine bu yol tercih edilebilir.

şehir merkezi gerçekten küçük, tek bir caddesi var o da spor sokak. gerçekten tam bir sokak büyüklüğünde. üzerindeki binalar eskimesine rağmen başına bir felaket gelmediği sürece yenilenmeyecek gibi.

bir adet üniversitesi vardır. merkezde ve beçi kampüsü olmak üzere iki ayrı şekilde konuşlanmıştır. ayrıca yığılcada var mı bilmiyorum ama diğer bütün ilçelerinde yüksekokullar mevcuttur.

doğal güzelliklerini ayrı bir biçimde ele almak gerekir. efteni gölüne gidilip yeni yapılan iskelesinde fotoğralfar çekilinesidir. ayrıca iki adet adını duyurmuş şelalesi mevcuttur. güzeldere ve samandere şelaleleri. her ikisi de yeşillikler içerisinde doğa ile başbaşa kalmanızı sağlar. akçakoca ilçesi tatil edilmek içik iyi bir yerdir fakat her karadeniz sahili gibi denizi birden derinleşir. dikkat etmelidir yüzme bilmeyenler.

bir çok ile gittim fakat içlerinde bu kadar etnik kökeni birarada yaşayan topluluğa sahip olanını görmedim. bütün etnik kökenlerin kendilerine ait köyleri vardır ve bu köyler farklı kültür yapılarının yanyana birarada, barışçıl bir şekilde geçindiklerini göstermek adına bir örnek teşkil eder.

düzcem güzel ilimdir. gidince sıkılır, ayrılınca özlerim kendilerini.
yıllardır siktir olup gidemediğim şehirdir. memlekettir, candır ama kurtulsak ta özlesek diyorum hani artık.
köftenin yanında getirdikleri tuzlu baharat eşliğinde içtiğim şıra ile midemize, şehrin güzellikleri ve insanlarının hoş sohbeti ile kalbimize işlemiş şirin ilimiz.
güzel yer lan.
bit kadar yer. her gün bir kez komple turluyorum, can sıkıntısından öleceğim, en merkezi yeri bile belli bir saatten sonra insansız alana dönüşüyor.
yeşillik falan güzel, kafa dinlemek isteyen gelsin fakat istanbul'a alışmış biri olarak 7. günde off çekmekten bayılmak üzereyim.
99 depreminden sonra bolu'dan ayrılıp il olan memleketimdir.
çerkes memleketidir.
içinde bolca çerkesin bulunduğu memleketimiz.
il Olmanın Mutluluk Getirmediğini Fark Eden Düzce Halkı, Tekrar ilçe Olmak istiyor

http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=38092
özellikleri ilçeleri beldeleri dou karadenizi aratmaz sadece burda bulunmanız kendinize gelmeniz ruhunuzun dinlenmesi için yeterlidir.
yaz mevsimlerinde zonguldakta yağmur yağdığı zamanlar burada güneş olur.
şehirlerarası alan kodu 380 olan il.