ya vidayı bozar, ya tornavidanın ağzını; zorlayana.
öncüllerin ardından geliyoruz asıl hadisemize. hayatımızın bir döneminde bu gizli mesaj hepimize ulaşıyor bir şekilde ve ellerimizde düz ağızlı bir tornavida ile yıldız başlı vidaları zorlayıp duruyoruz. avuçlarımız nasır tutsa da vazgeçmiyoruz bu işten ve sonucun istediğimiz gibi olmamasına da acayip bozuluyoruz.
hatta pek çok zamanlar bir kontrol kalemi ile yapıyoruz bu işlemi ve sonunda gene olan vidanın başına, kontrol kaleminin ucuna ve avuçlarımızın ta içine oluyor.
gene de anlamıyoruz ısrarla yaptığımız şeyin saçmalığını. çünkü arada bir işe yarıyor ve vida olduğu yerde en fazla 15 derecelik bir açı ile dönüveriyor. hevesleniyoruz sonra, ümitleniyoruz yeniden, avuçlarımız daha çok acıyor ama inanıyoruz işte; naparsın.
oysa alt tarafı bir vida nedir ki arkadaş?
ama işte öyle değil. tam ortasından vidalanmış kitaplığım vardı bir zamanlar. aslında iki farklı iskelet, vida ile birbirine sabitlenmişti. ev taşıma esnasında vida çıktığı anda ikisi birden sallanmaya başlamışlardı resmen oldukları yerde.
gene bir vida yüzünden çıkan kısa devreler de vardır çocukluk yıllarımda. bir vida bokuna ölen bile çıkar, ben değilim ama vardır illa ki.
ve buna rağmen yarın ben dahil elimizdeki düz ağızlı tornavida ile yıldız başlı vidaların peşine düşeceğiz yine.
bozarak, bozularak, bozacak ve bozulacak onca şeye rağmen.
sabah uyanırız ama aslında uyanmayı bile istediğimizden emin olamayız bazı zamanlar. bazen de uyanmayız, uyanmış gibi yapıp da kaldığımız yerden devam ederiz uyumaya. gözlerimiz açıktır ama göremeyiz rüya dışında bir şey.
burası böyle bir yer işte. mesela suda hiç bir şey yapmayıp da sırtüstü yattığımızda dahi suyun yüzünde kalabilecekken bizler, boğulmayı başarabiliriz suyumuzun sığlığında dahi. oysa sadece dengede durabilsek istesek de mümkün olmayacak batmamız. ama yıldıza, düz girişiriz hep.
ama denk getirdik mi de fena sıkarız işte, garip.
küt burunlu kulp vidalarımız ve sivri uçlu delgeç vidalarımızı hep ayrı tutarız. en sevdiklerimize saklıdır delgeç, sivri uçlu ve yıldız başlı vidalarımız. çünkü sevmek demek, kavga demek biliriz en nihayetinde.