uzaylilarin atlarla ve mizraklarla taruz ettikleri film. senaryoya, hikayeye eyvallah diyelim ama cekimler cok cok cok kotu ve yuzlerce mantik hatasi var. sihirbaz denilen yaratik insan beyni ariyor ama bir turlu elde edemiyor. be kardesim sen degilmisin bir suru insani asip kesen, arenalarda birbirine oldurten ? kap bir beyin ordan.
kesik kesik, neyin ne oldugu belli degil. adam gibi cekilseydi super birsey olurdu kesin.
yengemizin cücü abimize hülyalı hülyalı bakıp " senin için dünya' dan geldim " dediği; karşılık olarak da cücü abimizden soğuk bi tavırla " nnnn..iyi yaptın " cevabını aldığı filmdir.
türk sinemasının bilim kurgu türünde aşmasına vesile olan çetin inançın kült filmi. evet o kadar kötü ama kötü olduğu kadar da iyi. ortada olmayan senaryoyla sahneler arasındaki derin felsefi mesajları ancak türkler verebilirdi.
hayal gücü insana mahsus bir şey heleki bunu kullanan yurdum insanı ise arada mantık aramaya dünya sinema normlarının temel kitabları bile yetmez. eminim ki ne yaptıklarını kendileri bile hala çözemiyordur şimdi.
Başrollerini Cüneyt Arkın ve Aytekin Akkaya'nın oynadığı bilim kurgu denemesi yeşilçam filmidir. Evet o dönemde holywood'dan etkilenerek ya da belki de onlar yapar da biz yapamaz mıyız mantığı ile hareket edilerek çekilmiştir. Bir emek sarfedildiği görülebilmektedir. Türkler bilimkurgu film yapamaz diye bir kural da yoktur.
Ancaaak... Kötü film çevirmek, kötü senaryo yazmak farklı birşeydir, hırsızlık çok farklı birşeydir.
Filmin çoğu yeri a new hope dan araklanan sahnelerle doludur. Belki o dönem seyirci starwars birikimine sahip olmadığından farkına varamadı. Ama kardeşim bariz belli etmektedir kendini o sahnelerin başka bir filmden arak olduğu.
Hırsızlık yapacağınıza kartondan minik gemiler yapıp karanlık bir odada ışıklandırarak elinizle uçursaydınız da en azından bu şekilde maddi yetersizlikten şikayet etseydiniz be mübarekler...
Hem çalıyorsunuz hem de beceremiyorsunuz...
Maalesef toplumumuzdaki kolaya kaçma hastalığı bir çok alanda olduğu gibi sinemada da kendini göstermiştir.
Hadi senaryoya bişey demiyoruz, evet gerzek replik çok ama en azından senaristin hayal dünyasından çıkan cümlelerdir.
Bizi geri bırakan en önemli etkenlerden birisi de kolaya kaçma hastalığıdır.
Bu hastalıktan kurtulmadığımız sürece türbanı tartışır dururuz. Eller aya gider biz sümüğümüzü çekeriz.
hacı bektaş ı veli türbesinin bir atom savaşında komple kopup başka galakside bulunan bir gezegene düşerek turistlerin ziyaretine açıldığı filmdir. zira bilgin cüneyt abiyi filmin hiç alaksı olmayan bir yerinde, buralara kadar geldin, hacı bektaşın türbesini gezdirmeden döndürmem düşüncesiyle dolaştırır.
film de 2 ana grup canavar olup ilki tuvalet kağıdı rulolarından yapılmış mumyacıklar olup diğer gruptaki peluş canavarlara göre daha gerçekçi ve ürkütücüdürler** bu peluş canavarlar da kendi aralarında siyah gövdeli kırmızı başlıklı ve kırmızı gövdeli siyah başlıklı olarak ikiye ayrılırlar. anlaşıldığı üzere kırmızı ve siyah peluş kumaş toptan alınıp masraflar kısılmış birbirinin negatifi iki canavar kostümü üretilmiştir.*
ayrıca filmde bir sahnenin hacı bektaş veli türbesinde geçmesi, türk yapımı bir bilim kurgu filminden beklenecek özgünlüğün çok çok üstüne çıkıldığını göstermiştir.
filmin içinde cüneyt arkının oynadığı karakterin arkadaşıyla "acaba burda hiç kadın var mıdır?", "belki de tamamen kadınların egemen olduğu bir gezegene düşmüşüzdür" tarzı cümleler kurması, dönemin film furyasından** etkilenildiğinin göstergesidir*
kült olmuş bir türk filmi.benim bu filmi izleyipte beğenmeyenlere ve izleme şerefine nail olamayanalara bir önerim var.görüntülere takılmayın,özel efekt aramayın ,zaman kavramı kayıptır filmde onuda aramayın.diyalogları dinleyin.işte budur diyeceksiniz.
indiana jones filminin müzikleri ilk star wars filminin sahneleri ve elinde sadece iki sonuçla özetleyebileceğim bir film:
-Ters taraftan giden bir yıldız destroyeri
-Dünyadan en çok neyi özledin?
-Anamın ezogelin çorbasını...*