96 senesinde diyarbakır lice'de vatani görevini yapan abimin operasyona katılıp kuzey ırak'a girdiğini öğrendikten sonraki gün zilin çalıp bursa garnizon komutanının kapıya geldiğini görmektir.
ama neyse ki komando olarak görevine başlayan daha sonra özel harekat birliğine cannasçı olarak kabul edilen abimin üstün hizmet tebrik belgesini vermek için gelmiştir o komutan.
belki 5 yaşındaydım ama evimizin önünden her gün 2-3 şehit cenazesi geçtiği o günlerde bazı şeylerin farkında olmak o kadar zor olmuyor. ömrümden birkaç yıl attığım gündür o gün.
ellerin ayakların titrer bir halde bir hatuna derdini anlatırken ağızdan çıkan saçma sözler. neden söylediğini bilemezsin nasıl çevireceğini bilemezsin.*
ne yapacağını bilememektir... her ihtimali düşünür, en iyiye karar vermek istersin. olmaz ama hep bir başka engel vardır. sonunda iyi ya da kötü bir karar verirsin ama her zaman kalır içinde "acaba? acaba başka türlü yapsam nasıl olurdu?" diye ama bilemezsin ve budur işte aslen insana koyan...
"ben hiçbir işe yaramıyorum" duygusudur. her insan bir işe yaradığını bilmek ister. birileri bunu size telkin etmezse baya baya inanırsınız işe yaramadığınıza.