uykunun derinliklerinde o kabus senin, bu kabus benim korku krizlerine girerken, üstünüzün açık kalmasından dolayı uyanıp, "oh be rüyaymış!" dedikten sonra, üstünüzü örtüp tekrar uykuya dalmak.
uykuya dalınmadan önceki son duygu paresidir. aynı bakımdan ölüm anından önceki son duygu paresidir: bir rahatlama, bir ferahlama; tüm yüklerden arınma, hafiflik. hafifim, hafifsin, hafif..!
yaptıgın projeyi bitirmek, uykusuz gecelerinin onca zamanın sonunda begendiğin ve benim dediğin projeni ortaya çıkarmak. hatta mimar olarak bu projenin uygulandıgını ve takdir edildiğini görmektir.
ama bunlar insanlara göre farklılık gösterebilir. bir doktor için bu ameliyat ettiği hastasını yaşamaktır. ir sanatçı için sadece alkıştır.bir sevgili için sadece onun var olmasıdır.bir anne veya baba için evladının onun yapamaıklarını başarmsıdır. yada sadece renkli bir paet şekerdir sokaktaki çocuk için. sahip oldugun ve ortaya çıkardıgın eserler sonucu 'ben varım ve iyi ki varım' deyip kendini değerli hissedilen ve yaşamın güzel oldugu düşünülen anlardır ve duyumsayışlardır.
kaç yaşına gelirseniz gelin bir şeyden korktuğunuzda ya da kabus gördüğünüzde gecenin bilmem kaçında; yan odaya gidip koynuna girebileceğiniz bir annenizin olduğunu bilmek.
dün yoğun bakımda olan dedemin yanına gittiğimde, yataktan zar zor dikilmesi ve ardından beni gördüğünde çocukça gülümsemesi, derin bir nefes aldıktan sonra zar zor "oğlum" demesi. hiç bu kadar gülümseyememiştim hayatımda...
okulu bitirip ales ve üds denen saçma sınavlardan sonra yüksek lisansa başlamak, babanın kalp krizi atlattıktan sonra kızına sıkı sıkı sarılması. anne olmayı daha yaşamadım yorumda bulunamayacağım maalesef.
arkadaşlarla bir barda güzel bir sohbetle beraber içki içmek ama çok sarhoş olmayacaksın hafif çakırkeyf olucaksın sonra istiklal caddesinde midye yedikten sonra yavaşca insanları süzerek yürümek hiç birşeye değişmem.