kaç yaşına gelirseniz gelin bir şeyden korktuğunuzda ya da kabus gördüğünüzde gecenin bilmem kaçında; yan odaya gidip koynuna girebileceğiniz bir annenizin olduğunu bilmek.
yaptıgın projeyi bitirmek, uykusuz gecelerinin onca zamanın sonunda begendiğin ve benim dediğin projeni ortaya çıkarmak. hatta mimar olarak bu projenin uygulandıgını ve takdir edildiğini görmektir.
ama bunlar insanlara göre farklılık gösterebilir. bir doktor için bu ameliyat ettiği hastasını yaşamaktır. ir sanatçı için sadece alkıştır.bir sevgili için sadece onun var olmasıdır.bir anne veya baba için evladının onun yapamaıklarını başarmsıdır. yada sadece renkli bir paet şekerdir sokaktaki çocuk için. sahip oldugun ve ortaya çıkardıgın eserler sonucu 'ben varım ve iyi ki varım' deyip kendini değerli hissedilen ve yaşamın güzel oldugu düşünülen anlardır ve duyumsayışlardır.
uykuya dalınmadan önceki son duygu paresidir. aynı bakımdan ölüm anından önceki son duygu paresidir: bir rahatlama, bir ferahlama; tüm yüklerden arınma, hafiflik. hafifim, hafifsin, hafif..!
uykunun derinliklerinde o kabus senin, bu kabus benim korku krizlerine girerken, üstünüzün açık kalmasından dolayı uyanıp, "oh be rüyaymış!" dedikten sonra, üstünüzü örtüp tekrar uykuya dalmak.
-sınavların bitip, rahata kavuştuğun an.
-bir türlü çözemediğin sorunlarını çözdüğün an.
-herşeyden uzaklaşıp, gittiğin an.
-konsere gidip, en sevdiğin şarkıyı dinlediğin an. **
-uyurken, annenin gelip yanağına öpücük kondurduğu an.
-ilk öpücük.
sabahın altısında okula gitmek üzere uyanıp, pencereden bakıldığında her yerin bembeyaz olduğunu görmek, anında televizyonu açıp tatil haberini öğrenip akşama kadar uyanmamak.
pencereden baktığında karşında duran erik ağacının artık çiçek açtığını görmek, baharın geldiğini hissetmek. havayı içine çekmek. belki de sadece nefes alabildiğini farketmek.