bu mantığa, "işime gelir inanırım, işime gelmez inanmam" mantığı denir. tanrı insana akıl vermiş, fikir vermiş. insan bunu kullanamıyorsa, insan insanlıktan çıkmak için elinden geleni yapıyorsa tanrı'nın bunda suçu ne? tanrı insanı yarattı, ona akıl verdi. bu aklı iyi kullananlar iyi birer insan oldular, kötü kullananlar kötülüğü seçtiler. bunun başka bir açıklaması yoktur. adalet burada işlemiyorsa tanrı'nın huzurunda elbet işleyecektir. kötü insanlar tarafından yönetilen bir dünyada gerçek bir adalet beklemek yersizdir. tanrının huzurunda adaletin var olacağına inanmakta yine insanın kendi akıl ve iradesine kalmıştır.
neden tanrıya inanmak diye sorma isteği uyandıran bir demeç olarak nitelendirdiğim bu entry tanrıya olan inancımın zayıflığını ve tanrıya inanmanın bir sığınma, bir kaçış olduğunu ispatıdır.
zordur...
bazen ateizmin yanına savurur insanı bu sitem dolu isyan.
şöyle bir soru da gelebilir bu isyanın neticesinde.
"yaratacağı insana sormadan, böyle bir dünyada yaşamayı isteyip istemediğini düşünmeden bizi yaratan tanrıya ben niye şükredeyim, bana mı sordu bu devasa senaryoyu yazarken?"
ya da;
"madem her şeye gücü yetiyor, katliamları, işkenceleri, tecavüzleri vs. engellesin. bunu bir kere bile yapsın inanalım tümden. mevzu irade meselesiyse, günahı da sevabı da bize bırakmışsa, bu dünyada olan hiçbir şeye karışmıyor demektir, ee o zaman bunca müslüman gece-gündüz ne diye Allah'a dua ediyor, o istediği şey neyse onun olması için?"
iyiyi ve kötüyü neye göre ayırd ettiğine göre değişir aslında. benim senin çok sevdiğin bi kalemini çalmam senin için bir haksızlık olabilir, ama ben çok sevinebilirim bu duruma. ayrıca bunu da geçtim, dünyada hiç haksızlık olmasaydı eğer, bi düşünün bizim dünyadaki amacımız ne olurdu?
para; haksızlığın en büyük menşei. kaldırılması lazım. peki bu kalkarsa, biz ne için uğraşacağız?
devlet; 2. bir haksızlık kapısı. gücü eline geçiren, tanıdıklarını kayırıyor. ortadan kaldırılması lazım. e peki, baskı olmayınca oluşan kaos?
dinsel inançlar; kalkması lazım. insanın analitik düşünmesini engelliyor. e peki güzel kardeşim, insanın doğar doğmaz birşeylere inanarak geldiğini bilmiyor musun? eğer bilmiyorsan, bir psikoloğa sorabilirsin, hiçbir şeye inancı olmayan insanların düştükleri buhranları. bu arada, ateistlik tanrının olmadığı inancıdır. onun olmadığına iman ediyorsun yani. sonuçta bir inanç mevzuu var yine de.
sonuç olarak dünya üzerindeki bütün haksızlıklar kalkarsa bizim yaşamamızın bir manası olmaz. herkes dünyada cenneti yaşasaydı, öteki tarafta cennetin ne işi vardı? ha dersin ki ben hiçbirine inanmıyorum, e be kardeşim sen sıkıntı yarattığını düşündüğün herşeyden uzaksın zaten. ne düşünüyon ki?
Hz Muhammed bile aç fakir yaşarken, Hz.Musa hayatının yarısını köle olarak geçirirken, isa çarmağa gerilirken AF edersiniz Sizi peygamberden öte yapan şey nedir?
dünya güllük gülistanlık bir yer olsa bile bu defa hayallerimizde yaşattığımız şeylerin eksikliği nedeni ile yine birbirimize bu tür sorular sorardık.elimizde olanın kıymetini bilip diğer şeylerden de ibret almalıyız.
"tanrı'nın bazı konularda haksız olduğu" düşüncesine sahip olanların, "tanrıya inanmakta ısrarcı" olanlara haksız ve saygısız davrandığını görememesi durumudur. önerme sahibi otomatik olarak inandırıcılığını kaybetmiş durumda olacaktır.
haksızlığın direkt olarak tanrıdan geldiğine, inanmamaktır. şöyle bir hikaye okumuştum bir yerden özetliyorum.
--spoiler--
adamın biri, berbere gider. berbere aynı başlıkta yazılanları anlatır. "allah, olsa bütün bu haksızlıklar olmazdı" der. berber de dışarda saçı uzun bi adam gösterir ve der ki: "bak şu uzun saçlı adama. berber olsa adamın saçı uzun olmazdı bu dünyada berber yok demek ki" der.
--spoiler--
yani kısacası haksızlıklar, adaletsizlikler falan filan hepsi bu dünya ve bizler için. önemli olan bu acımasız dünyada doğru yolu bulup ondan sapmamayı başarabilmektir. elbet bir gün bunun karşılığını ya bu dünyada ya da bir şekilde alabileceğiz. buna inanmak ve yaşamaya devam etmek isyan etmekten daha mantıklı gibi geliyor.
Allah'a inancın göstergesidir. sadece onun varlığını kanıtlayan sayısız delile inanıp hakkında verilene kanaat eden akıl sahibi insanın gerçekleştireceği inançtır. (bkz: allah insanları kendisine kulluk etsin diye yarattı)
"öbür dünyada sefa sürecek nasılsa" diyerek yarattığı insanları; acıyla, açlıkla, yoksullukla ve bunun gibi insanı insanlıktan çıkaran olaylarla test eden bir tanrıyı sorgulamak için söylenen isyan cümlesi. şimdi başlığı görüp direk eksileyebilirsin ya da (bkz: başlık sıçmak) yazabilirsin ama bu şu an ki mevcut realiteyi değiştirmeyecek. tanrı madem o kadar güçlü o kadar kudretli neden haksızlıklara engel olmuyor. bu nasıl bir test anlayışı. nasıl bir sınama yöntemi.
vaadedilmiş sonsuz mutluluk için bu kadar eşitsizliğe gerek var mı? bunun başka yöntemi yok mu? dünyada yapılması günah veya yasak olan şeylerin cennette sınırsızca yapılabilecek olması iki yüzlülük değil mi? ya da tanırının ebedi mutluluk anlayışı huri'lerle takılıp dalından meyve yemek mi? dünyada çektiğimiz tüm acıların ödülü bu mu olacak? daha on yaşına gelmemiş bir ırak'lı çocuğunun tanrıdan beklentisi bu mu sizce? ya da afganistan'da ki? ya da afrika'da ki?