üzerinde yaşayan insan denen hayvanın mahvettiği küre. ömrü uzun değil.
çünkü üzerinde bulunan bir çok kara parçasında adaletsizlik hüküm sürüyor, insanlar birbirini öldürüyor.
büyük paralar uğruna din savaşları tetikleniyor, petrol bölgeleri için savaşlar tetikleniyor ve insanlıktan çıkılıyor. her gün onlarca insan bir hiç uğruna ölüyor, öldürülüyor ve ötekileştiriliyor. bu kürede huzur yok ve bu kürenin sonu yakın. kimsenin bu sondan da kurtuluşu yok, şu an sefa içerisinde olan zümre de buna dahil.
yavuz çetin ve erkan oğur'un birlikte icra ettikleri ahir ömrümde duyduğum en iyi enstrümantal parça. yavuz çetin akustik gitar kullanmıştır parçada erkan oğur ise sanki yavuz çetin'in gideceğini görmüş gibi delicesine içten çalıyor.
Ne kadar berbat bir yer olursa olsun, elindeki tek elmayı size verecek insanların da bulunduğu bir yerdir dünya
Ne kadar örselenmiş olursak olalım bizi saracak sıcak bir kucak,
en kötü iklimi ısıtacak bir şarkı,
içimizde gizli kalanı dillendirecek bir şiir hep vardır.
100 kişilik köy olsa idi 57 Asyalı, 21 Avrupalı, 14 Amerikalı (Kuzey, Orta, Güney) ve
8 Afrikalı bulunacak gezegen. 80 kişi kötü evlerde yaşayacak, 70 kişi okuma yazma bilmeyecekti.
Tasavvufta bu rahmete kavis denir. Ruhlara imanları ve ibadet taatları ile kavisi tamamlayıp daha yüksek dereceler elde etme imkanı bahşedilmiş olduğundan dünya kazanç yeridir, çok kıymetlidir ve onun ehli onun kadrini bilendir.
(pir-i galibi)
"bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı -daha doğrusu eskiden vardı. üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü mutsuzdu. bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti ama bu çözümlerin pek çoğu küçük yeşil kağıt parçalarının yer değiştirilmesi ile ilgiliydi. bu da tuhaftı çünkü mutsuz olan küçük yeşil kağıt parçaları değildi ki."