nasıl bir düşünce ve geleneksel temizleme yöntemi mantığı ise öyle bir uygulama vardır ülkemizde. dükkanın paspası arabaların vızır vızır geçtiği caddenin ortasına atılır.
maksad, geçen arabaların paspasın tozunu almasını sağlamaktır. ancak her geçen araba tozları paspasn daha da derinine gönderir. bizim de ufak çaplı bir dükkanımız varken atardık paspası tepebaşı caddesine. üstünden geçmeyen arabaya da sağlam bir küfür savururduk.
dükkan önüne sandalyesini atmış keyifle çay içen, çok özendiğim ehl-i keyf esnaf amcaların yaptığı eylemdir. nedense hep çocukluğumu hatırlatır, böyle iyot kokan çok istanbullu bir harekettir, gerçi diğer şehirlerde çocukluk yaşamadığımdan öyle geliyor sanırım.
karayolları işçilerinin zifti döküp mıcırı da serpip üzerinden silindirle geçtikten sonra, o caddedeki esnafın;
"-usta! şu silindirle bizim paspasın üstünden de geçiver be! temizlensin."
demesidir.
aynı esnafın bir hortum aracılığı ile su tutup bir yere asıp kirini alması ne kadar mümkünse de, bu bir anenedir ve illaki yapılır.
bunların dar sokaklarda, sokağın ortasındaki mazgalların üstüne serilenleri vardır ki, insan basmaya cesaret edemez, sağa sola gideyim derken birbirine çarpar, trafik altüst olur. lütfen özellikle ızgara-mazgalların üstüne paspas atmayalım, atanları uyaralım efenim.
paspas ters cevrilir ve islek yolun ortasina birakilir, ters cevrildigi icin zerresine kadar temizlenir aslinda, kesin ermenilerden gorup de dogru yapabildigimiz nadir seylerden biridir. ne de olsa ticarette kral onlar.
(bkz: taçsız kral pele)
