diyelimki abdest oluyor, dinen herhangi bir sakıncası yok, o zaman kimse için bir sorun yok yaptıranda yaptırmayanda rahat. fakat dövme yaptırınca ya abdest olmuyorsa, ya cenabet kalıyorsan...
biraz açacak olursak eğer, mantıken, şahsi görüşüm şudur ki, dövme, bilindiği üzere derinin altına bir takım çeşitli iğnelerle boyanın aktarılmasıyla yapılır. peki sonra? o boyalar derinin o katmanında kalır, bir süre, ilk zamanlar kabuk bağlar dövme, ki genelde bağlamaz bile, iyileştiğinde ise kabuk düşer ve derinin üstünü tırnakla hafif hafif kazısanız bile o dövme silinmez.
peki cenabet gezmemek için abdest alınır değil mi? evet doğrudur. abdest alırken hangi süper (!) zekanın hayal ürünü acaba, suyun derinin o kadar altına işleyeceği? yani tamam, biyoloji vs bilmem ama, her ne kadar gözenekler vs olsa bile, bence su kesinlikle derinin o kadar içine işleyemez.
ee, peki dövmeli birinin aldığı abdestle dövmesiz kişinin aldığı abdest arasındaki fark nerede?
saçmalıktan öte bir söylem olduğunu söylemiştim zaten. ha eğer gerçekse, varsa böyle bir durum, zaten beni bağlamaz, dövmelerimi seviyorum, cenabet gezmek mi? hiç sorun değil.
hıyardan hallice düşünenler icin cok da normal bir görüştür. hayatı boyunca mavi ekran vererek dolaşan, okuduğu kadar insan olabilenlerden daha fazlasını da beklememek gerek. "Dovme terletiyor mu abi?" diye soranını bile duydum. Bu kadar işte. muşambayla kaplı ya insan... bu arada benim bastığım yerde de 7 asır yeşillik bitmez söyleyeyim de. betinizi bereketinizi kaçırmak için her nerede olursanız olun sizi bulacağım. incir ağacı dikeceğim olm ocağınıza!
doğrusunu tabii ki yaratıcı bilir ama bu zihniyete göre dolgu yaptırırken gusül abdestiniz yoksa dolguyu söktürüp, gusül abdesti alıp sonra tekrar dolgu yaptırmanız gerekmektedir. islam'ın öğüdüne ve sistemine bakıldığında gereklilikleri en makul ve kolaylaşmış halde uygulatmaya çalıştığı görülür. bu bağlamda çok da mantıklı gelmeyen şeydir. bakmayın siz iran'ın uyduruk zihniyetine. islam 'zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız' der.
kırsal kesimlerde evlerin duvarında yazardı; "tek yol islam". ben de çocuktum bunu ilk okuduğum zaman. ne zaman görsem gülerdim, sebebini bilmesem de hala gülerim. inançsızım da o yüzden mi gülüyorum? amenna! sadece bunu duvara yazmak veya yazanı tanıyorsanız hepsinin fabrikasyon gibi birbirine benzediğini bilmek komiktir belki de. bu yazının burada ne işi var? konuyla ne ilgisi var dersen, duvara o yazıyı yazanla bunu söyleyen aynı adam gibime geldi biraz... ordan şettirdim.
bu konuda birkaç teorim var mesela; geçici dövme yaptıran arkadaşlar; özellikle erkekler. eğer hala bilmiyorsanız söyleyeyim size. siz geçici cenabetsiniz! gezici kütüphaneden farkınız yok gözümde. o dövme çıkana kadar cenabetsiniz. başka açıklaması yok! su işlemesi falansa mantık tamam, tak oturdu!
saçını boyamış ablam! o boya bi yıkamada çıkmaz... oraya değmez su! sen de şu sakızdan çıkan dövmeyi koluna yapıştırmış elemanın ardına geç. ondan sonra seni alıp kafayı sıfıra vuracaz. çözüm tamam. olmadı sen boy değil girl abdesti alırsın, ben de bu iğrençlikten dolayı sözlükten silinirim... bakalım ya. hallederiz!
` gusul abdesti almayı bilmeyen insan, asıl boku yiyen sensin! cenabet dediğin tek dişi kalmış canavar gibisin. asıl ömrünün sonuna kadar cenabet gezecek olan sensin hala burda dövme cırcırı yapıyorsun bana. kaybolgit ilmihali al gel. sana ben öğretecem...
Sual: Kalıcı dövme yaptıranın ne yapması gerekir? Abdeste veya gusle zararı olur mu?
CEVAP
Dövme yaptırmanın caiz olmadığı, hadis-i şerifle bildirilmiştir. Yaptıranın tevbe etmesi ve bir daha yaptırmaması gerekir. Dövme, deri üstünde bir tabaka meydana getirmeyip, deri altından yapıldığı için gusle ve abdeste mani olmaz. Deri üstüne yapılmış olsa da, kolayca çıkarma imkânı yoksa, yine abdeste ve gusle mani olmaz.
--spoiler--
Bilinen yanlışlardan bir tanesi.
Dövme eğer deri altına su geçmesini engelliyorsa, gusul abdesti kabul olmaz. Bunlar boylarla yapılan döğmelerdir.
Ama; Deriye işlenen dövme suyu geçirir. Cenabeti engeller. Size sadece gusul Abdesti almak düşer.
kalu beladan beri cenabet olan dövmesiz eziklerin dövmesi olanlara yakıştırdıkları bir yaftadır yalandır asıl söyleyen kalu beladan beri cenabettir ruhu pistir arınamaz.
öncelikle
(bkz: gusl)
yani neymiş guslün farzları? ağzı, burnu ve bütün vücudu birer kez yıkamak üzere üçmüş.
yani neymiş bütün vucudun suyla teması sağlanmalıymış.
yani neymiş dövme derinin altına yapıldığından dövme yaptıran bir şahıs ömür boyu cenabet gezmezmiş.
yani neymiş bilmeden işkembeden atmamak gerekirmiş.
Savunan kişinin ömür boyu vicdan azabı çekmesi gerektiğine inandığım , ahirette ise ciddi bir hesaba çekileceğini sandığım sözdür.
Zirâ, milyonlarca insanın "Allah'ın varlığını" sorguladığı bir dönemde, teferruata ait ve "ayetle sabit olmayan" bir meseleyi "bir halt başarmış" edasıyla insanların önüne sürmek çok ciddi bir vebali yüklenmektir.
Samimi bir tevbe ve allah'a yöneliş ile, kur'anda "büyük" olarak geçen günahların bile affedileceği bildirilirken böyle bir çarpık fikri savunan kişinin müslümanlığı "neresiyle" ve nasıl anladığı tartışılmalıdır.
şuurlu müslümanların kabul ettiği şuursuzlarında artık kafalarına sokması gereken şudur: Allah "şirk" dışındaki bütün günahlar için bir tevbe kapısı aralamışken o kapıyı insanların yüzüne çarpan, çarpık zihniyetliler islam'a zarar vermektedirler. yeter artık. şu kahrolası çenelerini tutsunlar ve lanet olası fikrî ve şahsî hükümlerini kendilerine saklasınlar.
evet tebliğ ve irşad yapılmalıdır ancak her işin bir ehli vardır.her doktor bile amaliyat yapamamaktadır! her allah'a iman eden ve her beş vakit namaz kılan kafasına göre tebliğ ve irşada başlarsa, bu islam'a en büyük darbe olacaktır/olmaktadır. bu kişilerin en güzel tebliğ ve irşadı, islamı adam gibi yaşayıp örnek olmalarıdır, yaşantılarıyla temsil etmeleridir.
kendi kafasına göre tebliğ yapmaya soyunan zevât; âl'i imrân suresi 104. ayeti bir kerecik okusa, o kopasıca dilini tutacaktır ama maalesef evliya menkıbelerini okumaktan ve anlatmaktan, üzerinde ittifak sağlanmamış icmâları ezberlemekten, allah'ın ayetlerini okumaya vakit bulamadığı için, insanları islamdan soğutmaya hızla devam etmektedir.
