Zayıflıktır bu yaşadığım hemen hemen bir yıllık süreç içerisinde bunu anladım üniversitenin ilk iki senesinde normal bir insanın çeyreği kadar bile duygusal değildim ama bu yaz yaşadığım bir olay sayesinde çok değiştim ve duygularım ortalama bir insanın yarısı kadar ağır basmaya başladı hemen hemen insanlara gerçekten güvenmeye ve duygularınla birazcık hareket etmeye başladığın zaman digerlerinin ne kadar menfaatleri yönünde hareket ettiğini görüp üzülüyorsun insanlarin senin onlara yüklediğin manalara ne kadar önem vermeyip de en ufak bir olayda bağlarını koparma noktasına getirdiklerini görüp ulan acaba ben düzgün biri olmayı beceremiyor muyum hissine falan kapılıyorsun halbuki ben bundan tam bir sene önce ipimle kuşağım öhöm neyse devamını getirmiycem yaklaşık bir buçuk aydır girdiğim bu duygusal ve insanlara değer veren kişiden çıkıp yine gerçek anlamda bir mantik insanına yönelişim başlıyor zaten bir zayıflık söz konusu olmasaydı zorunlu bir dönüşüm de gerçekleşmezdi değil mi ama saygilarrr.
duygusallık, karşınızdaki insanın, yani duygu muhattabınızın hayata bakışı ekseninde, zaaf ya da joker olarak karşınıza çıkabilir. her bünye birşeylere zaaf gösterir. önemli olan şunu unutmamaktır!
dünyanın merkezinde değiliz ve çok üzüldüğümüzde ya da sinirlendiğimizde olayların gelişimi beklentilerimizi karşılayacak ölçüde değişmez. bu nokta da otokontrol devreye girmeli ve etrafımızı normalleştirmeyi denemeliyiz. çünkü dünyada herkesin üzerinde birleşebildiği nadir şeylerden birisi (bkz: normal)lik olgusudur..
düşünsenize lan, yazılışı farklı, okunuşu farklı dillerde bile normal normal diye yazılıp okunur. herkes normali bilir, anlar.
Kesinlikle Katılıyorum duygusal olmak zayıflıktır insan duygusalsa en ufak bir olaya alınır üzülür duygusal olmayan insanlarda ise daha rahat daha mutlu sanki.
mantık ve duygu aynı kefeye konamaz
duygu hem zevktir hem değer vermektir vb.
mantık kişinin kendi karını düşünmesi
ve akla mantığa uygun karar almasıdır
ve son olarak duygusal işler kar gozetmez.
Kime karşı duygusal davrandığına bağlı olarak değişen durum. Güvendiğim biri ise zayıflık olarak görmem ve bir nebze de olsa hissettiklerimi anlatmam rahatlatır ama güvenmediğim kişiye tek mimik oynatmam beni zayıf kılar bu durum.
insanız ve duygularımızı dilediğimiz şekilde yansıtmak kadar normal bir şey olamaz. sadece, kimisi çok yoğun yaşarken kimisi daha hafif yaşayabiliyor duygularını. fakat; değinmek istediğim bir nokta var ki, buna psikolojide de oldukça sık rastlanıyor, 'bir erkek duygusal olmamalı, ağlamamalı, duygusal erkek güçsüzdür', işte bu algı gerçekten yanlış. cinsiyete bağlı olarak böyle bir yanılsamanın oluşmuş olması, toplumda sıklıkla yer alması ve bu sıklığın yarattığı yanlış algı sebebiyle bazılarının duygularını baskılamaya çalışıyor olması ne yazık ki kötü bir şey. çünkü, duygularımız insan oluşumuzla bağlantılı, cinsiyetimizle değil ve her zaman var olmaya da devam edecekler.
dipnot: insan, duygularını bastırmadığı ve yansıttığı sürece ruhsal olarak kendini daha hafiflemiş ve daha huzurlu eder çünkü.
erkeklerde, duygusal olma kavramı yanlış görülüyor hep. e, ben ağlayamayacak mıyım olom hiç? erkek adam, ağlamaz da ağlamaz tutturmuşlar. ağlamak, rahatlatır.
duygusallık, güçsüzlük anlamına gelmez eğer insansak yaşamamız gerekiyor 'duygusallık' denen şeyi. yaşayamayacaksan, insan olamazsın.
duygusal olmak; sizde bunun mevcut olduğunu keşfederek bunu bir arac haline getirip sizi sömürmek isteyenlere güzel bir zemin hazirlar. bir kez parçayı kaptirirsaniz ebediyen kurtulamazsiniz.
Herkese göre söylüyorum: erkeksen evet zayıflıktır. Hatta karşınızdaki “erkekler de ağlar, silme gözyaşını” gibi şeyler söyler ve sizin de onlara söylemeniz gereken “sana kafam girsin”dir. Çünkü içten içe sizden iğrenirler, ılık bu derler. Tecrübeyle sabit.
Dünyada Duygusal olan insanı kamçılayacak o kadar çok sebep vardır ki, bunlar gerek günlük hayatta, gerekse geniş zaman diliminde sürekli nükseder. Duygusal insanın hayat enerjisini, ayakta kalma güdüsünü sürekli tırpanlar bu durum. Özellikle insan içinde ağlamanın tutması falan, acımasız karakterli insanları duygusal insanı küçümseye sevk eder. Duygusal insan eninde sonunda ya sert görünmeye başlayacaktır ya da kadere boyun eğecektir.
Kadın içinde erkek içinde geçerli bu durum duygusal olmak zayıflık değildir fakat duygularını cok aşikare göstermek zayıflıktır bazen üzülsende kırılsanda dik durmayı bilmelisin çünkü hayat şartları bunu gerektirir....
Kadın içinde erkek içinde geçerli bu durum duygusal olmak zayıflık değildir fakat duygularını cok aşikare göstermek zayıflıktır bazen üzülsende kırılsanda dik durmayı bilmelisin çünkü hayat şartları bunu gerektirir....
Zayıflık değildir ama zayıflık olarak dayatılmıstır. Belki de bu yüzden insanlar ağlamayı, sevdiklerini söylemeyi, kısacası duygularıyla yaşayıp onları açıkca söylemeyi zayıflık olarak görüyor. Mesela ben de toplum içinde ağlamayı hiç sevmem ama bazen sinirlendiğimde veya bir konuda elimden bişey gelmediğinde hırsımdan oturup ağlıyorum gözlerim doluyor hemen.