En büyük motivasyon kaynaklarıdır. Duygusuz gibi görünmeye çalışarak güçlü olduğunu sanan tipleri hiç anlayamadım. Nasıl bu kadar saçmalayabildiklerini. insanı dış evrenden ayıran iki boyutu vardır. Bunlardan biri ruhsal gelişim imkanıdır, diğeri de matematiksel gelişim imkanı. Duygular ister iyi ister kötü yönde olsun ruhsal gelişimin en büyük sebepleridir. Ruhsal boyutunu beslemeyerek mekanik bir hayat içine giren insanlığın en büyük sorunu da galiba bu duygusal boşluklarını dolduramayışı, tüketim çılgınlığıyla yorgun bünyesine uyuşturucu verişidir.
En zoru ifade etmekte zorlanma, doğru kelimeleri bulamama veya dudaklardan döküldüğünde anlamının yitirilmesinden, yanlış yorumlanılmasından korkulan duygulardır.
o yüzdendir ki içimizde kalması tercih edilir.
Öyle bir an gelir ki insan üzüntülü olur. Ne düşüneceğini ne yapacağını, nasıl duygu içinde olduğunu bilemez. O anlarda yardım istersiniz o yardım ve mantıklı cümleler bulur sizi. Bu cümleleri sizde çok iyi bilirsiniz. Bilmekle kalmaz sizde hatta bu tavsiyeleri verirsiniz. Uymak o kadar kolay değildir uyamazsınız doğal olarak.
Ne anlatmak istediğimi bilemezsiniz. Neden yazdım derseniz yazmak istedim böyle bir yazıyı.
Duygularımız düşüncelerimizi şekillendirir, düşüncelerimiz ise sırasıyla davranışlarımızı doğrudan etkiler. Bir insanın davranışını analiz ederek, aslında belli bir ölçüde de olsa onun duygularını bilmek mümkündür. Tüm bunlar günlük yaşamımızda, hayatımızda etkisini gösterir. Burada duygularımızla ve davranışlarımızla barışık olmamız önemlidir, çünkü davranışlarımızın da kaynağı duygularımızdır.
Örneğin, agresif davranış sergileyen ve aile üyeleriyle iyi ilişkisi olmayan bir gencin davranışını analiz edersek, ailesiyle kötü ilişkileri olduğunu, en ufak bir şeyde sinirlendiğini, anne-babasıyla sürekli fikir ayrılığı yaşadığını görebiliriz. O, 'ebeveynlerim beni anlamıyor', 'annem-babam beni kendi zamanlarıyla kıyaslıyor' gibi düşünceler taşır. Bu gencin duygularına inip analiz ettiğimizde, değersizlik duygusu yaşadığını görebiliriz. Bu, küçük yaşlardan itibaren sürekli kıyaslanan çocuklarda daha belirgin olur ve zamanla duygularına da yansır. Bu durumda, yani kendilerini değersiz hissettiklerinde çevrelerine karşı agresif davranışlar sergilerler
Önemli noktalardan biri de insanların duygularını kontrol edebilmesidir. Bunu yapabilen, yani sağlıklı bir şekilde duygularını yönetebilen, her zaman hislerine kapılmayan insanlar korku ve travmalarını da belirli bir ölçüde düzeltebilirler. Bu yüzden, bir insanın nasıl davrandığından ziyade ne hissettiğini, nasıl hissettiğini öğrenmek, analiz etmek gereklidir. Bazen kendimizle konuşmalıyız, aynanın karşısına geçip kendimize sorular sormalıyız. 'Neden bu davranışı yaptın? Bu davranışı yaparken ne düşündün? Şu an ne hissediyorum?' gibi sorular sormalı, davranışımıza neden olan o duyguyu bulmalıyız. insan her zaman aklı ve beyni ile hareket edip düşünemez. Aksi takdirde bir robottan farkımız kalmazdı. Biz insanlar aynı zamanda duygusal bir varlığız ve duygularımız da hayatımıza, kararlarımıza etki eder. Bizi duygularımız yönlendirir ve onlar hayatımızda önemli bir yere sahiptir.